Ümit Özlale: “Kayıtlı Çalışanların Yarısını Taban Fiyata Mahkum Ettiğiniz Ortamda Rekabet Ettiğiniz Ülkeler Mısır, Ürdün Üzere Ülkeler Olur.

İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, TBMM Plan ve Bütçe Komitesi’nde Cumhurbaşkanlığı’nın bütçe görüşmelerinde; “AR-GE’ye ayrılan hissenin çok daha fazla artması lazım. Artık önümüzdeki devir bizler dışarıyla rekabet etmek için ve dışarıdan da direkt yabancı yatırımı çekmek için bir şeyler yapmak istiyorsak bunu yalnızca ucuz iş gücü üzerinden götüremeyiz, zati Türkiye’ye de bu yakışmaz yani emeği baskıladığınız, bütün kayıtlı çalışanların yarısını taban fiyata mahküm ettiğiniz bir ortamda sizin rekabet ettiğiniz ülkeler Mısır üzere, Ürdün üzere ülkeler olur fakat bizler başta Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere bu ülkelerle rekabet etmek zorundayız” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komitesi’nde, Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2024 yılı bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları görüşülüyor. Komitede YETERLİ Parti Kümesi ismine konuşan İzmir Milletvekili Ümit Özlale, şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanlığı için teklif edilen mal ve hizmet alımı 6.93 milyonken, Kültür ve Turizm, Gençlik ve Spor, Ticaret Bakanlığı, Etraf Şehircilik ve İklim Değişikliği, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik, Sanayi ve Teknoloji ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yani toplam 6-7 tane bakanlığın toplam mal ve hizmet alımı 5.88 milyar. Yalnızca Cumhurbaşkanlığı mal ve hizmet alımı bu 7 tane bakanlığın toplam mal ve hizmet alımının üstündedir.

“AK PARTİ İKTİDARININ UZAK ORTA EN BAŞARISIZ DÖNEMİNİ YAŞIYORUZ, BEN BUNU YÖNETİM SİSTEMİYLE ÇOK İLGİLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

AK Parti’de bu yeni idare sistemine geçtikten sonra AK Parti’nin 20 yıllık performansı ne? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni bilhassa son 2 yılında bu iş nereye gidiyor? Enflasyon tepe, dış ticaret açığı tepe, cari süreçler açık tepe, tüketici kredisi ortalama faizi tepe, buna dünkü faiz artışının da tesiri eklenmedi, ticari kredi ortalama faizi tepede, dolar üzerinden açılan kredi ortalama faizleri dorukta. İşsizlik oranı geldiğinizde daha düşükmüş, direkt yabancı yatırım burası da çok kıymetli, ekside. Yani bizim dışarıdan çektiğimizin daha fazlası dışarıya hakikat gitmiş. Yani son 2 yıla baktığımızda ben bunun hükümet sistemiyle çok ilgili olduğunu düşünüyorum, çok önemli bir başarısızlık var. AK Parti iktidarının uzak orta en başarısız devrini yaşıyoruz, ben bunu idare sistemiyle çok ilgili olduğunu düşünüyorum. 2018 seçiminden sonra bu hem işsizlikte hem de enflasyondaki artış tarihimizin en yüksek düzeyinde.

“HANGİ MAKROEKONOMİK GÖSTERGEYE BAKARSANIZ BAKIN İYİYE HAKİKAT BİR GİDİŞ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEZSİNİZ“

Söz hakkı, hesap verebilirlik, çok önemli bir düşme var; hükümetin aktifliği, düşme var, bu sisteme karşın; yolsuzluğun denetimi, hepimizin ortak sorunlarından bir tanesi; hukukun üstünlüğü, düzenleme kalitesi ve bütün bunlarda bir geriye gidiş var. Bu geriye gidiş ve karar alma sistemlerinde ortaya çıkan sorunlar maalesef bizim son dört beş sene içerisinde ancak bilhassa son iki sene içerisinde ekonomimizin geriye gitmesine yol açtı yani hangi makroekonomik göstergeye bakarsanız bakın güzele gerçek bir gidiş olduğunu söyleyemezsiniz.

“BUGÜN TÜRKİYE’DEN DIŞA GİDEN YABANCI YATIRIMLAR TÜRKİYE’YE GELEN YABANCI YATIRIMLARIN ÖNÜNE GEÇMİŞ DURUMDA”

Türkiye, direkt yabancı yatırımda son dört-beş sene içerisinde, yanlış siyasetlerden ötürü neredeyse tabana vurmak zorunda. Bugün Türkiye’den dışa giden yabancı yatırımlar Türkiye’ye gelen yabancı yatırımların önüne geçmiş durumda. Hasebiyle bizim bu FDI’mız (doğrudan yabancı yatırım) eksiye düşmüş durumda. Dijital Dönüşüm Ofisi’nin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’yla bir arada gerçekleştireceği teknoloji siyasetlerinde bizim dışarıdan direkt yabancı yatırım çekmemiz de çok değerli bir yer kaplıyor bilhassa bu teknoloji şirketlerine. Lakin duruma baktığımız vakit hem kurumsal göstergelerdeki bozulma hem de makroekonomik siyasetlerde istenen istikrarın yakalanamaması bu direkt yabancı yatırımlarda bize olumsuz bir tablo gösteriyor.

“VARLIK FONUNUN CİDDİ MANADA BİR REVİZYONA İHTİYACI VAR, İÇERİSİNDEKİ ŞİRKETLERİN PAHASINI ARTIRACAK BİR STRATEJİ İZLENMESİ GEREKİYOR”

Bizdeki Varlık Fonu dünyada işleyen varlık fonları üzere değil. Dünyada varlık fonlarına baktığınız vakit doğal kaynakları güçlü olan ülkelerin fon kurduğunu görürsünüz -işte, Norveç üzere, Azerbaycan gibi- İhracat fazlası yüksek olan ülkelerin varlık fonunun olduğunu görürsünüz -Çin gibi- emeklilik fonlarının yüksek olduğu yerlerde bu cins varlık fonları vardır, bizde bu üçü de yok.Varlık Fonu’nun içerisindeki şirketlerin teknolojik yetkinliklerini artırabilirsek o vakit buradan çok değerli, çok başarılı şirketleri çıkartabiliriz. Örnek vermek gerekirse dün verdiğim örneği tekrarlayayım, hafızaları tazelemek için biz PTT’den bir Deutsche Post çıkartabiliyorsak şayet Varlık Fonu’nda biriken paralarla bu, âlâ bir şey ya da birebir vakitte ÇAYKUR’dan bir Lipton çıkartabiliyorsak bu, âlâ bir şey. Fakat bizler bu şirketlerin taşınmazlarını orada faal olarak göstereceksek bu, o vakit âlâ bir yere götürmez bizi. O yüzden ben Varlık Fonunun önemli manada bir revizyona gereksinimi olduğunu ve o bakımdan, onun içerisindeki şirketlerin pahasını artıracak bir strateji izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

“BİZLER BAŞTA DOĞU AVRUPA ÜLKELERİ OLMAK ÜZERE BU ÜLKELERLE REKABET ETMEK ZORUNDAYIZ”

AR-GE yetkinliklerinin, AR-GE’ye ayrılan hissenin çok daha fazla artması lazım. Teknoloji ve inovasyon yetkinlikleri… Artık önümüzdeki devir bizler dışarıyla rekabet etmek için ve dışarıdan da direkt yabancı yatırımı çekmek için bir şeyler yapmak istiyorsak bunu yalnızca ucuz iş gücü üzerinden götüremeyiz, aslında Türkiye’ye de bu yakışmaz yani emeği baskıladığınız, bütün kayıtlı çalışanların yarısını taban fiyata mahküm ettiğiniz bir ortamda sizin rekabet ettiğiniz ülkeler Mısır üzere, Ürdün üzere ülkeler olur lakin bizler başta Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere bu ülkelerle rekabet etmek zorundayız.

“MERKEZ BANKASI’NIN İSTANBUL’DA OLMASI SİZİN ANKARA’DA İŞİNİZİ ZORLAŞTIRACAKTIR”

Merkez bankaları başşehrin olduğu yerdedir, Hazine ve Maliye Bakanlığı’yla, ilgili kamu kurumlarıyla daha sıkıfıkı çalışmalıdır. Nitekim İstanbul Finans Merkezi’ni hak ettiği üzere dünyanın önde gelen finans merkezi yapmak istiyorsanız Merkez Bankası’nı oraya taşımanız bence çok minimal bir tesir yapacaktır. Merkez Bankası’nın İstanbul’da olması sizin, bedelli bürokratlarımızın Ankara’da işini zorlaştıracaktır.”