İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, elebaşılığını Cemil Ay ve Ali Ay’ın yaptığı tefeci organize suç örgütünün çökertildiğini duyurdu. Ayvalık Cumhuriyet Başsavcılığı ve Jandarma Genel Komutanlığı KOM Daire Başkanlığı koordinesinde gerçekleştirilen operasyon kapsamında aralarında elebaşıların da olduğu 43 şüpheli yakalandı. Bu şüphelilerden 27’si tutuklanırken, 2’si hakkında adli kontrol kararı verildi, diğerlerinin işlemleri ise sürüyor.
Yakalanan suçluların piyasa değeri yaklaşık 1 milyar 200 milyon lira olan mal varlıklarına el kondu. Suç örgütünün yüksek faiz karşılığında para verme, araç satış sözleşmeleri üzerinden faizli para alış verişi, yağma ve eziyet, borçlandırma yoluyla alıkoyma, silahla tehdit ve darp, belgede sahtecilik, gasp ve hırsızlık gibi suçlar işlediği tespit edildi. Suç gelirlerinin otopark, oto galeri ve kuyumculuk sektörleri aracılığıyla aklandığı belirlendi.
Bakan Yerlikaya, suçta kullanılan ruhsatsız tabancalarla av tüfekleri, uyuşturucu maddeler, çok sayıda senet, çek ve altının da ele geçirildiğini açıkladı. Yerlikaya, “Suçta kibirlenenlere, halkımızın huzurunu kaçıranlara, organize suç örgütlerine, çetelere ve tefecilere göz açtırmayacağız. Hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye karşıtı tutumuyla tanınan Demokrat Partili Senatör Bob Menendez, istifa çağrılarına dirense de sonunda istifa etti. İstifa etmesini isteyenler arasında Senato’nun Demokrat Partili çoğunluk lideri Chuck Schumer de bulunuyordu.
Menendez’in istifa kararı, Senato Etik Komisyonu’nun azil değerlendirmesine başlamasından bir gün sonra duyuruldu. Eski Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olan Menendez, 16 farklı yolsuzluk suçlamasından hüküm giydi ve onlarca yıl hapis cezasıyla karşı karşıya. Cezası 29 Ekim’deki duruşmada belli olacak. Menendez, kararını temyize götüreceğini belirtti.
70 yaşındaki Menendez, masum olduğunu savunarak, yeminini asla ihlal etmediğini söyledi. BBC Türkçe’nin haberine göre, Senato oturumunda okunan istifa, 20 Ağustos’tan itibaren geçerli olacak. New York Times, Menendez’in Ağustos sonu istifasıyla bir ay daha Senatör maaşı alacağını ve sağlık sigortasından faydalanacağını yazdı. Mali sıkıntılar çeken Menendez’in eşi Nadine, kanser tedavisi görüyor.
Bob Menendez Kimdir?
Bob Menendez, 1993’te Temsilciler Meclisi üyeliğine seçildi. 2006’da New Jersey Valisi seçilen John Corzine’in yerine Senato’ya atandı. Menendez, 2017’de yine rüşvetle suçlandığı bir davadan aklanmıştı. Ancak bu kez, dokuz hafta süren davada jüriyi Katar ve Mısır yönetimlerine yardımcı olmak için rüşvet aldığına ikna edildi. Evinde zarflara ve paltolara saklanmış 480 bin dolardan fazla nakit para ve değeri 100 bin doları aşan külçe altınlar bulundu.
Küba kökenli göçmen bir ailenin çocuğu olan Menendez, Eylül 2023’te hakkında dava açılmasından sonra Komite Başkanlığından istifa etti. Aynı davada Wael Hana ve Fred Daibes adlı iki iş insanı da yargılanıyor. Sanıklar, Mısır’a yasa dışı yardımda bulunmak ve Katar merkezli bir yatırım fonundan milyonlarca dolar almak için Menendez ile irtibata geçmekle suçlanıyor. Jose Uribe adlı üçüncü bir iş insanı ise suçunu kabul edip Menendez aleyhine ifade verdi.
Türkiye Karşıtı Tutumu
ABD’de Rum ve Ermeni lobilerine yakınlığıyla bilinen Menendez, Türkiye karşıtı açıklamaları ve yasa tasarılarıyla sık sık gündeme geldi. Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığı süresince ABD’nin Türkiye’ye F-16 savaş uçakları satmasına karşı çıktı. 2019’daki S-400 krizi sırasında da Türkiye’ye karşı yaptırımları destekledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Menendez için “Sadece F-16 değil, diğer bütün konularda Menendez ve onun zihniyetindekiler bize karşı engelleyici faaliyet yürütüyor” demişti.
Brent petrol fiyatları ve dövizdeki değişikliklerle birlikte güncel benzin, motorin ve LPG fiyatları gündemde kalmaya devam ediyor. Benzin ve motorin litre fiyatları ne kadar oldu? İşte, İstanbul, İzmir ve Ankara 24 Temmuz 2024 güncel akaryakıt (benzin ve motorin) fiyatları:
Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı SAF ve 2050 Hedefleri
Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF), 2050 net sıfır hedefinde kritik bir rol oynuyor. Hidrojen teknolojilerine duyulan umut ise 2050’lere ertelenmiş durumda. Yüzyıla yakın bir süredir kerosen olarak bilinen jet yakıtı ile uçan yolcu uçakları, şimdi ise SAF ile karbon emisyonlarını 2050 yılına kadar yarıya indirme potansiyeline sahip.
Havacılık sektörünün insan kaynaklı toplam karbon emisyonlarına katkısı yüzde 2-3 olarak hesaplanırken, SAF kullanımının geleneksel jet yakıtına oranla yüzde 80’e yaklaşan oranda daha az karbon salınımı yarattığına dikkat çekiliyor. SAF, bugün havacılıkta kullanılan toplam yakıt tüketiminin ancak yüzde 0,2’ini oluşturuyor ve en büyük sorun SAF’ın çok sınırlı bir üretim miktarına sahip olması ve arz sorunu nedeniyle fiyatının da yüksek seyretmesi.
Az yakıt tüketen yeni nesil uçakların oranı yüzde 30
Havacılıkta ve hava alanlarında karbon salınımını azaltma ve karbon ayak izini düşürmeye yönelik her havayolu şirketi ve her havaalanı kendi bağımsız planını uyguluyor. Uçak üreticisi kuruluşlar yolcu/kilometre başına yakıt tüketimini düşürmeye çalışıyor.
Batı yapımı yeni nesil uçaklar sayesinde yakıt verimliliği 1990’a kıyasla yaklaşık yüzde 25 artmış durumda. Daha az yakıt tüketen yeni nesil uçaklar toplam filonun 2017 yılında yüzde 3’ünü ve 2019’da da yüzde 15’ini oluştururken, bu oran 2023’te toplam filonun yüzde 30’una kadar ulaştı. Daha fazla yakıt tüketen eski modeller yeni teknoloji ürünü uçaklarla yer değiştirdikçe toplam filonun orta vadede tümü yenilenmiş olacak.
Fosil yakıtlara bağımlılık ne kadar sürecek?
Sürdürülebilirlik büyük ölçekli her hava yolu şirketinin ve önde gelen her havalimanının büyüme stratejilerinde önemli bir başlık.
Ancak gerek taşınan yükün miktarı ve havacılığın doğası ve kat edilen mesafelerin uzunluğu dikkate alındığında havacılık sektörünün fosil yakıtlara bağımlılığını uzun bir dönem daha sürdüreceği açık. Sektör 2050 için sıfır karbon hedefini belirlemiş olsa da bu hedefe ne ölçüde ulaşılacağını kestirmek güç. Gerek hedeflenen yolcu sayıları gerek kargo miktarları gerekse uçak filolarında öngörülen büyüme planları havacılık sektörünü karbonsuzlaştırmanın güçlüğüne işaret ediyor.
Yapılan tahminler uzun dönemli bir hedef olarak yolcu sayısının yıllık bazda yüzde 3,3 ve kargo hacminin de yüzde 3,1 büyüyeceğine işaret ediyor. Uçak filosu ise mevcut durumda toplamda 24 bin 260 adete çıkmış durumda. 20 yıl sonra ise filonun yaklaşık 2 katın üzerinde büyüme kaydederek 48 bin 430 adete ulaşacağı hesaplanıyor. Bu rakam içinde yeni teslim edilen uçak sayısı da 42 bin 230 olacak.
Gelecek 20 yılda dünyada toplam yolcu trafiğinin yıllık bazda 20 milyarı geçeceği öngörülüyor. Bu büyümeye uygun olarak yolcu uçağı sayısının da her yıl önemli bir artış kaydetmesi bekleniyor. Karbonsuzlaştırmada en önemli adım sürdürülebilir havacılık yakıtı. 2050 hedefine ulaşmada SAF’tan beklenen katkı yüzde 65 düzeyinde. Havaalanlarındaki operasyonlarda yapılacak verimlilik ve çevreci uygulamaların katkısı da yüzde 13 olarak hesaplanıyor. Havaalanlarından beklenen katkı ise yüzde 2-3 arasında öngörülüyor.
Hidrojen teknolojilerine yatırımlar sürüyor
İstanbul’da Temmuz başında gerçekleşen ACI Europe toplantısı ilginç veriler ortaya çıkardı. Birinci konu olarak havacılık sektörünün karbon salınımı konusunda havaalanlarının mütevazi bir payı olduğuna dikkat çekilirken, ikinci başlık olarak da büyük umut bağlanan hidrojen bazlı yakıt çözümlerinin taşıdığı kompleks yapı nedeniyle 2050’den önce sektöre köklü bir etkisi olamayacağı kaydedildi.
Özellikle yenilenebilir kaynaklardan elde edilen hidrojene havacılık sektörü daha büyük önem veriyor. Hem Boeing’in hem de Airbus’un hidrojen teknolojilerine sürdürülebilirlik kapsamında yatırımları bulunuyor. Hidrojen teknolojileri yanı sıra elektrikli ve hibrit uçak projeleri de 2030’lı yılların havacılıkta ilham verici uygulamalar olarak önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek.
Airbus ve Havalimanları Konseyi SAF için iş birliğine gidiyor
İki büyük uçak üreticisi firmasından biri olan Airbus ve dünya çapında 2 bin 470 havalimanını çatısı altında toplayan Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) endüstrinin havacılığın çevresel etkisini azaltma çabalarını desteklemek için bir işbirliği anlaşması imzaladı. Bu iş birliği Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları (SAF), hidrojen teknolojileri, yer hizmetlerinde operasyon verimliliği ve uçak gürültü yönetimine öncelikli olarak odaklanmayı amaçlıyor.
Airbus Sürdürülebilirlik Direktörü Julie Kitcher, ”Bu ortaklık, havacılığın çevresel etkisini azaltmaya yönelik ortak çabalarımızda önemli bir adımı işaret ediyor. Teknolojik uzmanlığımızı ACI Dünyasının geniş ağı ve operasyonel anlayışlarıyla birleştirerek, sürdürülebilir havacılığı destekleyen ve endüstri çapında yeniliği yönlendiren politikaları ve standartları etkilemeyi hedefliyoruz. Birlikte, karbondan arındırma hedeflerimize ulaşmak ve küresel havacılık sektörünün sürdürülebilirliğini artırmak için uyumlu bir yaklaşım oluşturabiliriz” dedi.
ACI World Genel Direktörü ve CEO’su Luis Felipe de Oliveira ise şunları söyledi: “Airbus ve ACI World’ün çığır açan iş birliği anlaşması, net sıfır karbonlu havacılık endüstrisine doğru yolculuğumuzda önemli bir adımı işaret ediyor. Bu stratejik ittifak, dünya çapındaki havalimanlarının sürdürülebilir havacılığa sarsılmaz bağlılığının altını çizerek, yalnızca çevresel etkimizi azaltmakla kalmayıp aynı zamanda hava yolculuğunun sosyo-ekonomik faydalarını da en üst düzeye çıkarmamızı sağlıyor.”
İlaç Endüstrisinin Son Beş Yıldaki Küresel Gelişmeleri ve Türkiye’deki Büyüme Dinamikleri
Son beş yılda küresel boyutta yaşanan önemli gelişmeler arasında, 2019 yılında başlayan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 5 Mayıs 2023 tarihinde sona erdiği açıklanan COVID-19 pandemisi öne çıkıyor. Bu pandemi, halk sağlığını tehdit eden acil durumların geniş ölçekli meydana gelebileceğini gösterdi ve tedavinin bir parçası olarak ilacın önemini hatırlattı.
Pandemi ve Endüstriye Yeni Bakış Açısı
COVID-19 pandemisi, ilaç endüstrisine yeni bir bakış açısı kazandırdı. Bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve tedavisine yönelik dikkatin artması, ilaçların küresel çapta kritik katkılarını vurguladı. Güçlü bir bağışıklık sisteminin önemine yapılan vurgu, mamalar, vitaminler ve gıda takviyeleri gibi sağlık ürünleri pazarının da kayda değer bir artış göstermesine yol açtı.
2023 yılında yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler, ilaç ihtiyacının bir anda artabileceğini hatırlattı. Bu durum, ilaç endüstrisinin doğal afetler, savaşlar, salgın hastalıklar veya ekonomik krizler gibi olağanüstü hallerde stratejik bir sektör olduğunu bir kez daha gösterdi. Türkiye’nin ilaç sektöründe tedarikçisinden pazarlama ve tanıtım aşamasına kadar katı düzenlemeler ve yüksek standartlar bulunuyor. İnsan hayatı ve yaşam kalitesi ile doğrudan ilişkisi olan bu sektör, yeni hastalıklar, bilimsel gelişmeler ve teknolojideki ilerlemeler doğrultusunda kendini sürekli yenilemek zorunda.
Türkiye’nin İlaç Endüstrisindeki Büyüme
IQVIA Market Prognosis verilerine göre, küresel ilaç pazarı 2023 yılında yaklaşık 1,6 trilyon dolar hacme ulaştı. Türkiye, bu listede 2023 yılında 19. sırada yer aldı. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) verilerine göre Türkiye’nin ilaç ve tıbbi sağlık ürünleri pazarı, 2023 yılında yüzde 90,4 büyüme ile 231,5 milyar TL’ye, kutu ölçeğinde ise yüzde 3,6 büyüme ile 2,93 milyar kutuya ulaştı. Türkiye, ilaç ihracatında 2022 yılına göre yüzde 16,2 artış kaydederek 2023 yılını 2,23 milyar dolar ihracat ile tamamladı.
2015-2023 yılları arasında Türkiye’nin toplam ihracatı yüzde 69,4 büyürken, ilaç endüstrisi yüzde 102,9 artış göstererek güçlü bir performans sergiledi. Bu dönemde ilaç ve tıbbi sağlık ürünleri pazarı 12 kattan fazla büyüyerek 19 milyar TL’den 231,5 milyar TL seviyesine ulaştı. Mayıs 2024 itibarıyla 12 aylık ortalamalara bakıldığında ilaç sanayisi üretimde yüzde 4,8 artış gösterdi. Türkiye’nin ilaç endüstrisi, 47 bin 500’ü aşkın çalışanıyla, 15 binden fazla ürün sunuyor ve yaklaşık 185 ülkeye 2,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyor.
News
