Bakan Tekin, İstanbul’daki Öğretmenler Günü programında konuştu Açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Bugün, kolektif ve ulusal bir maarif şuuru ile kendi modelimizi üretmenin tüm imkanlarına haiziz. Türkiye Yüzyılı’nın uzak bir ideali değil, halihazırda görünür olmaya başlayan yakın ve somut bir gerçekliği söz ettiğinin şuurunda ve sorumluluklarımızın idrakindeyiz.” dedi.

Bakan Tekin, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “100 Yılı İnşa Edenler, 100 Yılı İnşa Edecekler” başlıklı Öğretmenler Günü Programı’nda konuştu.

Türkiye’nin dört bir yanında ve yurt dışında vazifelerini ifa eden tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutlayan Tekin, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Türkiye’nin maarif topluluğunun bugünlere gelmesini sağlayan bütün büyüklere minnet ve şükranlarını sundu.

Bakan Tekin, başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenleri ve şehitleri de rahmetle ve minnetle yad etti.

Günün mana ve kıymetine dikkati çeken Tekin, “Bu manalı günün sembolize ettiği fikir ve pahaların maarif çağı olarak tecelli edeceğine inandığımız Türkiye Yüzyılı mefkuresine katkı sunmasını büyük Rabbimden niyaz ediyorum. Hepimizin bildiği üzere, eğitim alanı özünde öğretmen-öğrenci ilgisinin belirlediği bir alandır. Bu münasebetin hangi yer üzerinde, nasıl bir sistem içerisinde, ne cins yollarla ve hangi araçlarla yapıldığı da kıymetli olmakla birlikte, alakayı karakterize eden temel bileşenler evvel öğretmenlerimiz ve sonra da öğrencilerimizdir.” sözlerini kullandı.

Öğretmenlerin ilişkin olduğu medeniyetin güçlü müktesebatını en ehil halde temsil eden ve aktaran aktüel bir şuur olduğunu lisana getiren Tekin, öğrencilerin ise o medeniyetin geleceğini oluşturan ve onu yarınlara taşıyan potansiyel özneler olduğunu söyledi.

Bakan Tekin, bütün sıkıntının bu iki bileşen ortasındaki bağın nasıl bir istikameti amaç alarak ve ne tipten unsur ve temeller üzerinde formlandığı ya da şekilleneceğiyle ilgili olduğuna vurgu yaptı.

Cumhuriyetin ikinci asrına tekabül eden bir ülkü olarak Türkiye Yüzyılı’nı gaye ve sonuçlarıyla görünür kılmak için ülkenin eğitim alanındaki istikametinin kendi medeniyet bedelleriyle uyumlu olacak formda yine tanzim edilmesi gerektiğini kaydeden Tekin, “Bu ise bilimsel gerçeklere ve kozmik hakikatlere sırtımızı dönmeden kendi özümüzle buluşmamızı gerekli kılmaktadır.” dedi.

Türkiye’nin maarif davasına işaret eden Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Maarif davamızın da temelini oluşturan bu öz, popülist hamasete dayalı içi boş bir retoriği değil, tam bilakis bizim tarihî, toplumsal, coğrafik ve kültürel kodlarımızın özgünlüğü içinde gelişen asıllı bir özgürleşme sürecini tabir etmektedir. Geçmişimizden ilham alan, bugüne hayat ve geleceğe taraf veren güçlü ve özverili bir bilgelik kaynağına atıfta bulunmaktadır. Demire hükmetmekle elde edilen kaba kuvveti değil, hikmet ve adalete dayalı olarak inşa edilen insani kudreti simgelemektedir. Çağdaş şuurun çoğunlukla iki başka kategori olarak gördüğü ilim ile irfanın, alim ile arifin kutlu birlikteliğini temsil etmekte, cehalet ile gafletin, bilgisiz ile gafilin ifsat edici tesirlerinden korunmanın yol ve usullerini göstermektedir.”

“Kocaman bir irfan ordusuna sahibiz”

Bakan Tekin, özlerinin “iyiliği emreden, berbatlığı nehyeden” o mutlak ve kadim emre muhatap olunan andan itibaren süregelen bir adalet ve bilgelik yolu olduğunu belirterek, “Hepimiz bu yolun, seyahatin içinde kendi imtihanının yükünden sorumlu öğrencileriz hiç kuşkusuz. Lakin şükürler olsun ki yalnız ya da bir başına da değiliz. Yolumuzu aydınlatan ve seferimizi hakikat seyahatine dönüştüren kocaman bir irfan ordusuna sahibiz. Yanlışlarımızı ilga ve doğrularımızı ihya ederek geleceğimizi inşa eden kıymetli öğretmenlerimizin elinde kendimizden, değerli çocuklarımızın istikbalinden ve ülkemizin gidişatından eminiz.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği müddetince gerçekleştirdikleri büyük atılımlar sayesinde maddi altyapı eksikliğini büyük oranda tamamladıklarına vurgu yapan Tekin, “Eğitim sistemimizi kendi özümüzle uyumlu olacak biçimde inşa etmenin arifesindeyiz. Bugün, kolektif ve ulusal bir maarif şuur ile kendi modelimizi üretmenin tüm imkanlarına haiziz. Türkiye Yüzyılı’nın uzak bir ideali değil, halihazırda görünür olmaya başlayan, yakın ve somut bir gerçekliği tabir ettiğinin şuurunda ve sorumluluklarımızın idrakindeyiz.” dedi.

Bakan Tekin, maarif ordusu olarak bu şuur ve sorumlulukla Türkiye’nin hizmetinde olmaya, geleceğin teminatı olan çocukları güçlü bir inanç, azim ve kararlılık içinde yetiştirmeye devam edeceklerini kelamlarına ekledi.