İstanbul’da su bütçesi yapılmalı, yağmur suyu hasadına geçilmeli
İstanbul üzere büyük kentlerde su bütçesi yapılması gerektiğini söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “İstanbul’da daima su gerilimi yaşıyoruz. Kimi periyotlarda barajlara su gelmiyor ancak geliyormuş üzere tüketmeye devam ediyoruz. Hem kent selleriyle uğraş hem de kullanım suyundan tasarruf etmek için yağmur suyu hasadına geçmemiz gerekiyor” dedi.
Son vakitlerin en kurak yılını yaşayan İstanbul’da hafta sonundan beri yağış tesirini sürdürüyor. İSKİ bilgilerine nazaran, 11 Kasım’da yüzde 16,18 düzeylerine kadar gerileyen barajlardaki doluluk oranı, son günlerdeki yağışların akabinde yüzde 23’lere ulaştı.
İSTANBUL’UN SU ARZ VE TALEP İSTİKRARI BOZUK
İstanbul’un kısıtlı suyu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “İstanbul’un belirli bir potansiyele hizmet edecek su havzaları var. Bunun besleyeceği insan sayısı muhakkak. Biz bunun üzerine kente 10 kat insan nüfusunu yerleştirmişiz. Su arz ve talep istikrarını bozmuşuz. Daima arzı yönetmeye çalışmış talebi yönetmemişiz. Bu türlü olunca Bulgaristan sonundan Bolu’ya kadar bütün suları toplamaya başlamışız. Lakin buralardan gelen su değerliye geliyor. Artık bu bölgelerde de kuraklık olunca, su gelmeyince İstanbul’da daima su gerilimi yaşıyoruz. Ayrıyeten su idaresinde sorun var. Suyu, barajlardaki suya nazaran yönetmiyoruz. Birtakım periyotlarda barajlara su gelmiyor ancak geliyormuş üzere birebir ölçüde su tüketmeye devam ediyoruz. Bu türlü olunca barajlardaki su düzeyi süratlice düşüyor” diye konuştu.
1 EKİM’DE SU BÜTÇESİ YAPILMALI
Büyük kentlerde su bütçesi yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kadıoğlu, “1 Ekim su yılının başıdır, İstanbul üzere büyük kentlerde su yılı başında su bütçesini yapıp devreye sokmak lazım. Herkes 1 Ocak için bütçe yapıyor lakin kimse su bütçesi yapmıyor. Su değerli diyoruz lakin nereye harcadığımız aşikâr değil. Bu bütçeyi takip ederek, açık verirsek önlem almalıyız. Vatandaşa evvel istekli sonra mecburî sudan tasarruf önlemleri getirmeliyiz. Meydanları, yolları yıkamamak, çimleri sulamamak önlemlerden bazılarıdır. Su yok diye ağlıyoruz fakat varmış üzere hareket ediyoruz” sözlerini kullandı.
YAĞMUR SUYUNU BİRİKTİRİP ARABAYI, HALIYI O DENLİ YIKAMALIYIZ
Prof. Dr. Kadıoğlu, “Kaç kilometre öteden büyük masraflarla suyu getirip arıtıyoruz konutlara veriyoruz fakat beşerler bu suyla otomobil, halı yıkıyor, bahçesini suluyor. Ancak bir yandan da konutların çatısından gelen su yola gidiyor. Binaların metrekaresine bakmadan önüne ve ardına depo olması kaide değil birkaç varil koyarak çatıdan gelen yağmur suyunu biriktirip arabayı, halıyı o denli yıkamalıyız. Büyük bir israftayız. Evvelden bizde sarnıç kültürü vardı fakat bu kültürü kaybettik. Suyu ve enerjiyi büyük ölçüde israf ediyoruz” dedi.
KENT SELLERİYLE ÇABA VE TASARRUF İÇİN HASAT ÖNERİSİ
Sarnıçların tıpkı vakitte kent sellerini de engelleyeceğini belirten Prof. Dr. Kadıoğlu, “Yağmur yağdığında yollar, caddeler dereye dönüşüyor. Alt geçitleri, bodrum katlarını su basıyor. Hem kent selleriyle gayret hem de kullanım suyundan tasarruf etmek için yağmur suyu hasadına geçmemiz gerekiyor. Yalnızca kentlerde değil kırsal tarım alanlarında da bunu yapmalıyız. Gelen yağmur suyunu yavaşlatıp yaydırıp yer altına yedirmeliyiz. Şu anda yer altı sularını besleyemiyoruz, su akıp gidiyor. Bütün dünya bunu yapıyor, biz medeniyet gerilemesi yaşıyoruz” diye konuştu.
News