Kanada’da bulunan Toronto Üniversitesi’nin Scarborough kampüsünde yapılan ve Applied Psychology: Health and Well-Being dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, mutluluğu kovalamak bazen beklentinin aksine sonuçlar doğurabilir.
Araştırmacılar, kasıtlı olarak mutlu olmaya çalışmanın düşünsel olarak yıpratıcı bir süreç olduğunu ve bu durumun kişilerin öz denetim yeteneğini azalttığını ifade etti.
Bu durum, bireylerin daha rahat bir şekilde çekici fakat uzun vadede zararlı kararlar vermesine sebep olmaktadır.
Toronto Üniversitesi’nden Sam Maglio, mutluluğa erişmek için harcanan çabaların, çığ gibi büyüyerek kişilerin mutlu olmasını engellediğini belirtti. Maglio, yorucu bir iş gününün ardından eve gelip evi düzenlemek yerine sosyal medyada vakit geçirme isteğini örnek olarak gösterdi.
Çalışma, mutluluk arayışının, zaman darlığı ve yükselen stresle sonuçlanabileceğini de ortaya koydu. Uygulanan deneylerde, mutluluğa odaklanan bireylerin irade güçlerini daha çabuk tükettikleri saptandı.
Araştırmacılar, mutluluğu biriktirilebilen bir şey gibi algılamanın yanıltıcı olabileceğine işaret ederek, insanların ellerindeki değerleri takdir ederek daha mutlu olabileceklerini vurguladı.
