DSP Genel Lideri Aksakal, gündemi kıymetlendirdi Açıklaması

DSP Genel Lideri ve İstanbul Milletvekili Başkan Aksakal, “Evrensel bağlantı lisanı olan sanatı, sinsi emelleri için araç olarak kullanan vatan hainleri ve Cumhuriyet düşmanı figürlerin elini öpmek, başta Cumhuriyet’imizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sıkılmış kahpe bir kurşundur.” dedi.

Aksakal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde 19 Kasım’da fırtına nedeniyle mendireğe çarptıktan sonra batan Türk bayraklı “Kafkametler” isimli gemideki kayıp 11 işçi için arama çalışmalarının devam etiğini anımsattı. Aksakal, 11 işçinin bir an evvel sağ salim bulunmasını diledi.

Yarından sonra 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün kutlanacağını anımsatan Aksakal, tüm öğretmelerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladı.

Aksakal, başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, birinci öğretmeni olan merhum babasına ve PKK terör örgütünün hücumlarında şehit olan öğretmenlerin yanı sıra, ebediyete irtihal etmiş tüm öğretmenlere Allah’tan rahmet diledi.

Hafta sonu gerçekleştirdiği Güneydoğu Anadolu programı kapsamında Diyarbakır Annelerini ziyaret ettiğini hatırlatan Aksakal, “İnanıyor ve güveniyoruz ki, bu acılar en kısa vakitte son bulacak, anneler evlatlarına kesinlikle kavuşacak, emperyalizmin uşağı eli kanlı PKK/PYD terör örgütleri hak ettikleri akıbetle kesinlikle yüzleşeceklerdir.” diye konuştu.

“Tek sözle yazıklar olsun”

Terörle gayretin yalnızca devleti yönetenlerin değil, tüm toplum kısımlarının, hatta tüm dünya milletlerinin el birliği ile yürütülmesi gereken bir insanlık sorunu olduğunu vurgulayan Aksakal, bunu göremediklerini, tam bilakis Türkiye’de yuvalananların dahili bedhahlar eliyle beslendiğini söyledi. Aksakal, şu sözleri kullandı:

“Bir taraftan PKK terör örgütünün parlamentodaki siyasi uzantısı olan partinin mensupları nasıl parlamento çalışmalarını dağdaki eşkıyaların birebir ruh haliyle sekteye uğratmaya çalışıyorsa, öbür taraftan kelamda Atatürk’ün partisi olarak kendini lanse eden Y-CHP’nin kimi yöneticileri emperyalizme uşaklık etme misyonunu tereddütsüz yerine getirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta sonu PKK terör örgütünün TBMM’deki kimi elemanlarıyla bir opera etkinliğinde buluşan ana muhalefet partisi CHP’nin emanetçi lideri, konserde bize nazaran kelamda sanatçı bir bölücünün elini öpüyor. Tek sözle yazıklar olsun.

Sınırları şehitlerimizin kanıyla çizilmiş Anadolu topraklarının güneydoğusu için ‘Türkiye’nin işgali altında’ diye tanımlayan, yeni kurulmuş laik, demokratik cumhuriyet rejimine başkaldırıp, isyan hareketi örgütleyen İngiliz casusu, emperyalist uşağı, vatan haini Seyit Rıza’nın dizinin tabanında fotoğraf veren birinin elini öpmek, emperyalist İngiltere’nin, Amerika’nın elini öpmektir.”

Böyle bir imajın, global emperyalist yapıya göz kırpmak, onlara ’emrinize amadeyim’ demek, Amerika’ya, İsrail’e selam çakmak manasına geldiğini savunan Aksakal, bunun birebir vakitte “Benden evvel Genel Lider olan Kılıçdaroğlu’nun bıraktığı yerden devam etmeye hazırım” bildirisi göndermek olduğunu öne sürdü.

Aksakal, “Evrensel bağlantı lisanı olan sanatı, sinsi emelleri için araç olarak kullanan vatan hainleri ve Cumhuriyet düşmanı figürlerin elini öpmek, başta Cumhuriyet’imizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sıkılmış kahpe bir kurşundur.” diye konuştu.

Önder Aksakal, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü insanlık dışı taarruzlarla açık bir soykırım uyguladığı ortamda, Filistin’deki günahsızların gözyaşlarını, Türkiye’de yaşanan doğal felaketlerde ömrünü yitirenler ve etrafındaki olayları görmezden gelerek opera dinletisine gitmenin akıl tutulması olduğunu savundu.

“Bugünün sıkıntısı haline getirmenin kimseye faydası yok”

Bir müddettir cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 50+1 oy alan adayın seçilmesi sistemine ait tartışmaların yaşandığını hatırlatan Aksakal, seçimlere daha 4,5 yıl varken, bu türlü bir gündemi gereksiz bulduğunu söyledi.

Aksakal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yeni anayasal sistem, halk tarafından seçilen cumhurbaşkanının kuracağı kabine eliyle, devletin idaresini temel almış ve devlet işleyişi buna nazaran planlanmışken, şayet bu vazife en çok oy alan adayla deruhte edilirse, bu bizi yüzde 20 ile seçilen bir cumhurbaşkanının yüzde 80 çoğunluğun hilafında bir idare dayatmasına götürür. Bunun sonu kaos olur. Yeni Anayasa çalışmaları kapsamında kıymetlendirilmesi gereken konuları bugünün sorunu haline getirmenin kimseye bir faydası yoktur.

Bizim bugün tartışacağımız, baş yoracağımız mevzu cumhurbaşkanının yüzde kaç oyla seçileceği konusu değil, 31 Mart seçimlerinden elde edeceğimiz muvaffakiyetin altyapı çalışmaları olmalı. Cumhur İttifakı bileşenleri, bağlı olduğumuz bedeller çerçevesinde prensiplerimizden ve bütünlüğümüzden ödün vermeden lokal seçimlere odaklanarak çalışmalarımıza devam etmeli.”???????