32,2580$% -0.01
34,8358€% 0.38
40,3936£% 0.19
2.432,50%1,65
3.965,00%1,03
฿%
Ł%
Ξ%
%
CHP Çarşamba günü yapılan Parti Meclisi toplantısı sonrası uzun yıllardır Yılmaz Büyükerşen’in yönettiği Eskişehir’de değişime gidildi. Büyükerşen’in de önerisi doğrultusunda, belediye genel sekreteri Ayşe Ünlüce aday gösterildi. Bu gelişme sonrası gözlerin çevrildiği Büyükerşen, verdiği röportajda kırgın olduğunu lisana getirdi.
“ÜÇ BELEDİYE LİDERİ, ÜÇÜMÜZ DE KIRILDIK”
Sözcü TV’de İpek Özbey’e konuşan Büyükerşen, aday gösterilmemesine şaşırdığını belirterek “Dediler ki ‘Anket yaptırıyoruz’. ‘Ne anketi yaptırıyorsunuz?’. ‘Halk sizi istiyor mu, istemiyor mu?’ Bana imalı bir formda, ‘Sizin de yaşınız 86 oldu, biliyorsunuz yenilikçiler var. Yenilik isteniyor’. ‘Ne olacak, ne yapacağız? Bırakalım o zaman’. ‘Yok’ dediler, anket yaptırıyoruz. Genel Lider ile Ankara’da görüştük. Anketlerin sonuçlarında benden memnuniyet 80 çıkmış 100 üzerinden. Ancak demişler ki ‘Bu tamam da bir de Eskişehir’de sanki değişim isteniyor mu, istenmiyor mu?’ O da anket. Anket olunca esasen kırıldık. Üç belediye lideri, üçümüz de kırıldık” tabirlerini kullandı.
“KIRILDIK, BURKULDUK BİRAZ”
“25 senede şayet partililerimiz bizi tanımıyorsa anketle tanıması kırıcı bir olaydı” diyen Büyükerşen şöyle devam etti: “Kırıldık, burkulduk biraz. Üzülmedim fakat kırıldım daha doğrusu. Bilhassa ben. Durum basına intikal edince sayın Genel Başkan’a sordular. Sayın Genel Lider da televizyonda şu kelamları motamot söyledi: ‘Eskişehir Yılmaz hocanın çocuğudur. Çocuğunun geleceği konusunda konuşacağız kendisiyle, o denli belirleyeceğiz.’ Görüşme yaptık, gördüm ki benim çocuğumu ben elbetteki güvenebileceğim bir vasiye teslim ederim.
“ADAYLIKTA ISRAR ETTİĞİMİ SÖYLEDİM”
Adaylıkta ısrar ettiğimi söyledim. Daha önce ki görüşmemizde de bana sormuştu: ‘Sen şayet olmaz isen, vazgeçersen kim olabilir?’ diye. Ben de genel sekreterim var, bir hukukçu. İstedim ki ‘Eğer bunu seçerseniz benim yerime, geri alırım müracaatımı. Bu birinci örnek olur ve Türkiye’de CHP’nin bayan eleman eksiği, bu hususta çektiği ezalara örnek teşkil eder. Yürek gelir Türkiye’deki bütün aydın, entelektüel Atatürkçü kadınlara’ dedim, bu türlü bir teklif yaptım.
“BİZİ İSTEMEYENLER KİMDİR?”
Bir kavram karışıklığı, daha doğrusu anlayış farkı var. ‘Bizi istemeyenler kimdir?’ diye de yürekle sordum Genel Başkan’a. ‘Çok kalabalık değiliz, 15 kişiyiz’ dedi. Kimlerdir onlar, bilmiyorum. Yalnız içlerinden bir adedini bilirim. Talebemdir, mezunumdur. Çok yaramaz, haylaz bir öğrencimdi. İsmini vermeyeceğim. Parti Meclisi’nde değil artık. Bunlardan bahsetmeye gerek yok.”