Bahçeli’den 10 Kasım bildirisi: Atatürk bir milletin diriliş sembolü olmuştur

3 Dakika Okuma

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Lideri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 87. Vefat Yıldönümü hasebiyle ileti yayımladı.

10 Kasım’ın yas tutma günü olmadığını belirten Bahçeli, “Aziz Atatürk’ü daha yeterli anlamak, eşsiz hizmetlerini ve yapıtlarını içtenlikle kavramak için 10 Kasım bir fırsat, bir dönüm, bir tazelenme dönemidir” dedi.

MHP lideri, “Atatürk esaret altına alınmakla tehdit edilen ve toprakları paylaşılmak istenen bir milletin gayret ruhu, kurtuluş umudu, diriliş sembolü olarak sivrilmiştir” sözlerini kullandı.

Bahçeli açıklamalarında şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu, istiklal mücadelemizin lideri, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete irtihalinin 87. yılında hürmet, rahmet ve minnetle anıyoruz.

Aziz Atatürk 57 yıllık ömrüne birçok başarıyı sığdırmış, bu müddet zarfında göz kamaştıran sıçramalara imza atmış, koşullara nazaran değişmeyen unsur ve davalarıyla Türk tarihine derin izler, ardında da büyük eserler bırakmıştır.

Her kararında, her icraatında, her adımında Türk milletine inanmış, hür ve bağımsız yaşamanın vazgeçilmezliğini rehber edinmiştir.

Atatürk esaret altına alınmakla tehdit edilen ve toprakları paylaşılmak istenen bir milletin çaba ruhu, kurtuluş umudu, diriliş sembolü olarak sivrilmiştir.

Gerek askerlik hizmeti mühletince, gerekse de devlet ve siyaset hayatında karamsarlıktan uzak durmuş, müstevlilerin zulüm senaryolarına kahramanca bir gayretle direnerek ulusal gönüllerde bayraklaşmıştır.

Gazi Mustafa Kemal meşruiyetten, insanlığın kozmik prensiplerinden ve milletimizin tertemiz iradesinden en ufak bir sapma göstermemiş, taviz vermemiştir.

Türk tarihinin şahsına yüklediği sorumlulukları ruhen, fikren ve vicdanen gıpta edilecek seviyede taşımış, sonuçta Türkiye Cumhuriyeti’ni Ulusal Mücadele’nin hayranlık uyandıran zaferleri üzerine özveri ve özgüven içinde bina etmiştir.

Bundan ötürü kendisine çok şey borçlu olduğumuz ve aziz anısını yaşatmanın mükellefiyetini üstlendiğimiz çok açık bir hakikattir.

Türkiye Cumhuriyeti yeni yüzyılda kurucu fikir ve ideolojiye dayanarak, hatta daha da ilham alarak, ulusal birlik ve kardeşlik anlayışının refakatinde layık olduğu doruğa kesinlikle tırmanacaktır.

Aziz Atatürk’ün emaneti asla zedelenmeyecek; hakikaten inançlı, huzurlu, refah ve barışla bezenen, devamında yükseldikçe yükselen bir Türkiye’ye inanıyorum ki herkes şahit olacaktır.

Şüphesiz ki 10 Kasım bir ağlama, dövünme ve yas tutma günü değildir. Aziz Atatürk’ü daha âlâ anlamak, eşsiz hizmetlerini ve yapıtlarını içtenlikle kavramak için 10 Kasım bir fırsat, bir dönüm, bir tazelenme periyodudur.

Doğan her fani üzere Atatürk de mevti tatmıştır.

Mühim olan Gazi’nin büyük mirasına leke sürdürmemek, Türkiye Cumhuriyeti’nin payidarlığına ziyan verdirmemektedir. Gazi Mustafa Kemal’in “en büyük eserim” diyerek övdüğü Türkiye Cumhuriyeti’ne samimiyet ve sadakatle sahip çıkmak, beklenen risk ve tehditler karşısında uyanık ve dikkatli olmak her millet evladının misyonu olmalıdır.

Bu kanılarla ortamızdan ayrılışının 87. yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Ulusal Çaba kahramanlarıyla birlikte aziz şehitlerimizi hürmet ve şükran hislerimle anıyor, hepsine Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Ruhları şad, yerleri cennet olsun diyorum.”

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış