Meltem Suat – Timeturk Özel
İklim krizinin artık soyut bir tartışma değil, bireylerin günlük yaşamını tehdit eden somut bir gerçeklik olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Orman yangınları, tarımsal kuraklık, şehirlerde yaşanan aşırı sıcak dalgaları ve artan sağlık sorunları, 2025 yazını bir dönüm noktası haline getirdi.
Peki yaşananlar geçici mi yoksa kalıcı bir değişimin habercisi mi? İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ile bu yazın iklimsel etkilerini, kentlerdeki sıcaklık artışlarının nedenlerini ve gelecek yazlar için alınması gereken önlemleri konuştuk.
Kalıcılık Alarmı
Kadıoğlu, 2025 yazının Türkiye’de 1991–2020 normallerinin 1 ila 1,5 derece üzerinde geçtiğini belirterek, bu değerlerin artık sıradan bir dalgalanmayı değil kalıcı bir ısınma eğilimini yansıttığını söyledi. Avrupa genelinde de Sicilya’da 45,5 °C, Londra Heathrow’da ise 174 yıllık kayıtların en sıcak günleri yaşandı.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu
“Isı Kubbesi” Etkisi ve Durgun Hava
Küresel ısınmanın etkisiyle Jet Akımı’nın sapması ve mevsimsel rüzgârların duraksaması, Kuzey Afrika ve Basra’dan gelen sıcak hava kütlelerini Türkiye ve Avrupa üzerinde günlerce sabit tutuyor. Kadıoğlu, deniz yüzeyi sıcaklıklarının da rekor seviyelere ulaşmasıyla birlikte havadaki durgunluğun aşırı sıcakları daha da katmerli hale getirdiğini vurguladı.
Kent Isı Adaları Daha Tehlikeli
Özellikle şehirleşmenin etkilerine dikkat çeken Kadıoğlu, betonlaşmanın ve asfalt yüzeylerin ısıyı tuttuğunu, bu nedenle şehir merkezlerinde hissedilen sıcaklığın kırsal alanlardan 10 dereceye kadar fazla olabildiğini belirtti. “Dar sokaklar ve yüksek binalar hava akımını kesiyor, yeşil alan eksikliği serinleme imkânını ortadan kaldırıyor” dedi.
2026 Yazı da Zor Geçecek
İklim modellemeleri, 2026 yazında Türkiye genelinde normallerin 1–2 °C üzerinde sıcaklık öngörüyor. Bu durumun, orman yangınlarından tarımsal kuraklığa kadar birçok sorunu beraberinde getirmesi bekleniyor.
Yangınlar Rekor Kırdı
2025’in ilk yedi ayında Türkiye’de 3.181 yangın kaydedildi. Bunların 1.351’i ormanlık, 1.830’u ise orman dışı alanda meydana geldi. Toplamda 54.140 hektar alan kül oldu. Kadıoğlu’na göre, bu yangınlar yalnızca sayı bakımından değil, aynı anda farklı bölgelerde çıkmalarıyla da geçmiş yıllardan ayrıştı.
“Yangına Dirençli Orman” İçin Yapısal Reform Şart
Yangınların daha yıkıcı hale gelmesinde kuraklık, düşük nem, rüzgârlar ve ormanlardaki kuru bitki örtüsünün artışı etkili. Kadıoğlu, yangına dirençli bir orman sisteminin ancak meteoroloji, planlama ve erken uyarı sistemlerinin birlikte çalıştığı bir yapıyla mümkün olabileceğini belirtti. “Türkiye’de hâlâ Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde meteoroloji mühendisi yok, yerel verilerle idare ediyoruz. Bu koşullarda dirençli yapı kurmak çok zor” dedi.


