Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), bazı sosyal medya platformlarında ortaya atılan “Türkiye’nin Lahey Grubu’nun Bogota Bildirisi’ne imza atmadığı, gelen tepkiler sonrası imzaladığı” yönündeki iddiaların asılsız olduğunu açıkladı.
DMM’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, söz konusu iddiaların kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyon örneği olduğu ifade edildi.
Filistin meselesinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en hassas dış politika alanlarından biri olduğu belirtilen açıklamada, Türkiye’nin İsrail’in Gazze’de sivil halkı hedef alan soykırımcı savaş politikalarına karşı uluslararası hukuk ve insan hakları temelinde net bir duruş sergilediği vurgulandı.
Açıklamada, bu kapsamda Türkiye’nin, İsrail ile ticari ilişkilerini kestiği ve Filistin halkının haklı davasını uluslararası her platformda en yüksek düzeyde ve kararlılıkla savunduğu hatırlatıldı.
Türkiye’nin Bogota Bildirisi sürecindeki yaklaşımının da bu temel dış politika anlayışı doğrultusunda şekillendiği ifade edilen açıklamada, bildirinin, Türkiye’nin tarafı olmadığı ve bazı maddelerine düzenli olarak itiraz ettiği BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne iki ayrı atıf içerdiği belirtildi.
Bu nedenle toplantı günü bildirinin imzalanmadığı, bildiride yer alan iki maddenin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne dair kısımlarına şerh düşülerek 25 Temmuz’da Kolombiya Dışişleri Bakanlığına resmi olarak katılım kararının iletildiği aktarıldı.
Türkiye’nin Bogota Bildirisi’ne şerhli katılımı, Kolombiya makamlarının resmi internet sitesinde günler öncesinden yayımlandı. Dolayısıyla “Türkiye tepkiler üzerine bildiriyi imzaladı” şeklindeki iddiaların gerçek dışı olduğu ve hiçbir somut temele dayanmadığı belirtildi.
DMM açıklamasında, bu tür paylaşımların, devletin dış politika süreçlerine dair yanlış bir algı oluşturmayı amaçladığı ve kamuoyunu manipüle etmeye yönelik dezenformasyon faaliyetlerinin parçası olarak değerlendirildiği kaydedildi.
Açıklamada, vatandaşların bilgi edinirken yalnızca resmi kurumların açıklamalarına itibar etmelerinin büyük önem taşıdığı da vurgulandı.
