Spor hukukçusu Anıl Dinçer, uluslararası spor otoritelerinin İsrail’in Gazze’deki katliamları ve İran’a yönelik saldırıları karşısında harekete geçmemesini “çifte standart” olarak nitelendirdi. FIFA ve UEFA’nın sessizliği, uluslararası spor etiği ve eşitlik ilkeleri açısından büyük bir güven kaybı olarak değerlendirildi.
Dinçer, Rusya örneğini vererek, “Saldıran taraf olduğu için Rusya hemen cezalandırıldı ama İsrail için hiçbir adım atılmadı. Aynı hukuki yapı, farklı tepkilerle yönetiliyor” ifadelerini kullandı.
“RUSYA CEZALANDIRILDI, İSRAİL’E DOKUNULMUYOR”
Dinçer, özellikle Ukrayna-Rusya savaşı sırasında Rus kulüplerinin ve milli takımlarının organizasyonlardan men edilmesini, bugün İsrail için de uygulanması gereken bir örnek olarak sundu. Ancak İsrail’e yönelik hiçbir yaptırım kararı alınmadığını hatırlatan Dinçer, bu durumun uluslararası spor otoritelerine olan güveni ciddi şekilde sarstığını söyledi.
“FIFA, İsrail’e yönelik talepleri yok sayıyor. Kongre toplanmıyor, karar alınmıyor. Bu görmezden gelme yaklaşımı etik değerlere ihanettir” dedi.
“FIFA, KENDİ PRENSİPLERİNE AYKIRI DAVRANIYOR”
Eşit oyun (fair play), eşitlik ve tarafsızlık ilkelerinin FIFA’nın temel değerleri olduğunu hatırlatan Dinçer, bu değerlerin açıkça ihlal edildiğini belirtti. Dinçer’e göre, sporun birleştirici gücü, siyasi hesaplara kurban ediliyor.
“FIFA kendi kurallarını bile uygulamıyor. Sporun temiz kalması ve adaletin sağlanması için İsrail’e yaptırım şart.”
Ayrıca, FIFA’nın geçmişte benzer durumlarda uyguladığı geçici transfer izinlerinin İsrail’de top koşturan yabancı futbolcular için neden uygulanmadığını da sorguladı.
FIFA VE UEFA’YA AĞIR SUÇLAMA: “GÖZ YUMUYORLAR”
FIFA ve UEFA’nın, İsrail’in eylemlerine siyasi gerekçelerle sessiz kalması, Anıl Dinçer’in eleştirilerinin odak noktası oldu. Dinçer, bu sessizliğin hem futbolun geleceğini hem de uluslararası kurumların saygınlığını zedelediğini ifade etti:
“Alınmayan her karar, spor otoritelerinin güvenilirliğine zarar verir. Sessizlik, suç ortaklığına dönüşür.”
Özellikle FIFA’nın geçmişte üç kez kendisine yapılan resmi başvurulara rağmen kongreyi toplamaması, Dinçer tarafından “hukuki ihmal” ve “etik dışı davranış” olarak tanımlandı.
İSRAİL’E HAK TANINIYOR, MAĞDURA DEĞİL SALDIRANA İMKAN VERİLİYOR
Dinçer, sözlerine şu örnekle devam etti:
“Ukrayna, saldırıya uğrayan taraf olduğu için maçlarını tarafsız sahalarda oynadı. Ancak İsrail, saldırgan olduğu halde mağdur gibi haklara sahip oluyor. Bu kabul edilemez bir çifte standarttır.”
Ayrıca Dinçer, İsrail’in uluslararası spor müsabakalarından men edilmemesinin, diğer devletler nezdinde de adalet duygusunun kaybına neden olduğunu belirtti.


