36,4634$% 0.05
38,3325€% -0.12
46,1858£% -0.05
3.408,82%-0,12
2.911,58%-0,03
9.466,44%0,16
Bağlantısı olan 2 bin yetişkinin dahil olduğu bir çalışmada, ayrılmanın en garip nedenleri arasında partnerin beğenmediği yiyecek seçimlerinden, desteklenmeyen spor kulüplerine kadar çeşitli unsurlar görüldü. Ancak anket, eşlerin film ve dizi zevklerinden hoşlanmamanın, ilişkinin bitmesinin en önemli sebeplerinden biri olduğunu belirtti.
Diğer ilginç bahaneler arasında ise farklı burçlardan olmak, evcil hayvana alerjisi bulunmak veya kariyerine odaklanmak istemek gibi gerekçeler sıralanıyor. Yine de, ayrılıkların genellikle alışılagelmiş ‘sorun sende değil bende’ veya ‘kalıcı bir ilişkiye hazır olmama’ gibi izahlarla açıklandığı ifade edildi.
Katılımcılardan bir tanesi, önceki partnerinin yüksek sesli horlaması yüzünden ayrıldığını belirtti. Araştırmayı düzenleyen yayın servisi Freely’nin temsilcisi, “Ayrılmak hiçbir zaman kolay bir durum değildir; bu bir partnerle, işinizle veya hatta bir abonelikle ilgili olsa bile,” şeklinde konuştu ve ekledi: “Çoğumuz, alışkanlıktan veya değişim endişesinden ötürü bir şeye gereğinden fazla süre bağlı kalıyoruz. Fakat bazen yapmamız gereken en mantıklı şey, kendimize karşı dürüst olmak ve o adımı atmaktır; özellikle de artık gereksinim duyduğumuz şeyi bize vermediğinde.”
Anket, ilişkilerde kalma nedenlerinin çoğunun, değişim korkusu veya partnerin duygularını kırma endişesinden kaynaklandığını gösterdi. Katılımcıların yüzde 55’i, bu nedenle ilişkilerinde olması gerekenden daha uzun süre geçirdiklerini ifade etti. Ek olarak, her 10 kişiden 7’si, sevdikleriyle yollarını ayırmanın, hayattaki en stresli deneyimlerden biri olduğunu dile getirdi.
Bununla birlikte, araştırmaya göre yüzde 81’i, bu tür haberleri diğer insanlara bizzat bildirmeyi tercih ediyor. Uzmanlar, günümüzde ilişkilerde geri dönüşü olmayan bir noktaya gelindiğine ve bu noktaya çok önceden varılabileceğine işaret ediyor.
Almanya’daki Mainz Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, Avustralya, Birleşik Krallık, Almanya ve Hollanda’da yapılan dört ilişki araştırmasından elde edilen verileri analiz etti. İnceleme, toplamda 11.295 katılımcıyı içeriyor ve 21 yıl devam eden çalışmalar sonucunda, ilişkilerin “terminal düşüş” olarak adlandırılan bir duruma maruz kaldığını ortaya çıkardı.
İlişkilerdeki bu gerileme, iki aşamada meydana geliyor. İlk evre, birkaç yıl süren ve memnuniyette hafif bir azalma ile tanımlanan dönem. Ancak, ardından ilişkilerdeki memnuniyet seviyesinde hızlanan bir düşüş yaşanıyor. Ekip, bu kırılma noktasından sonra ilişkinin son aşamasının genellikle yedi ila 28 ay sürdüğünü ve bu sürecin ortalama bir ila iki yıl kadar devam ettiğini saptadı.
Araştırmanın yazarlarından Profesör Janina Bühler, “Bu son aşamaya ulaşıldığında, ilişkinin sonu kaçınılmazdır” ifadesini kullandı.
Yalı Çapkını’na Duygusal Veda: Seyran ve Ferit’e Unutulmaz Final!