Tuz hakkı, kamusal alanda bir bireye yardım etmek, iyilik yapmak veya hizmet etmek neticesinde elde edilen manevi bir haktır. Genellikle “Ekmek ve tuz hakkı olmak” şeklinde kullanılan bu ifade, bir şahsın diğerine karşı olan minnet borcunu ifade eder.
“Tuz hakkı” bahşişi, Osmanlı zamanından günümüze gelen bir Ramazan âdetidir. Bu âdet, Ramazan ayında oruçlu hanımlara, iftar sofraları için yemek pişirirken sergiledikleri fedakârlık ve çaba karşılığında hediye edilir.
TUZ HAKKININ KAYNAĞI
Osmanlı ve Türk medeniyetinde, misafire sunulan gıda ve somun mübarek addedilirdi.
Bir kimseye aş veren veya yardımda bulunan kişi, o şahıs üzerinde manevi bir ayrıcalık elde ederdi.
“Tuz hakkı olmak” olgusu, sadakatsizlik etmemeyi ve kadirbilmez olmamayı nasihat eder.
Özetle, tuz hakkı birine yapılan lütuf veya verilen gayretin unutulmaması gerektiğini bildiren güçlü bir geleneksel ifadedir.


