ABD Başkanı Donald Trump, Yemen’e yönelik taarruz planlarının detaylarının ele alındığı mesajlaşma grubuna bir gazetecinin yanlışlıkla eklenmesi konusunu “eski ve can sıkıcı bir olay” olarak nitelendirdi.
Trump, Truth Social platformundaki paylaşımında, Signal grubunda savaş planlarının konuşulmasına dair değerlendirmelerine yer verdi.
Açıklamasında Trump, NBC kanalında Oklahoma Senatörü Markwayne Mullin’in gruptaki görüşmelerde “savaş planlarının paylaşılmadığını” ifade ettiği röportajında “başarılı bir iş çıkardığını” belirtti.
Mullin’in konuk olduğu “Meet The Press” programını ise “sahte” olarak tanımlayan Trump, “devamlı Signal hikayesi yerine taarruzun başarısına odaklanılması gerektiğini” iddia etti.
Trump, bu saldırıyı “Uykulu Joe” olarak andığı eski ABD Başkanı Joe Biden’ın yıllar önce yapması gerektiğini söyleyerek, “Bu hikaye ve anlatı (Signal olayı) eski ve sıkıcı; ancak Amerika tarihindeki en başarılı ‘başkanlığın ilk 100 gününü’ yaşadığımız için kullanılıyor. Başka konuşacak bir şey bulamıyorlar.” ifadelerini kullandı.
BİLGİLER KESİNLİKLE GİZLİ
Diğer taraftan, ABD Senatosu İstihbarat Komitesinin kıdemli Demokrat üyesi Senatör Mark Warner, ABC News’e, bu gruptaki bilgilerin “gizli” olup olmadığına dair soruya “Kesinlikle” cevabını verdi.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in yanı sıra diğer yetkililerin, bu durumun farkında olması gerektiğini belirterek yalan söylediklerini öne süren Warner, “Kurumlardan bağımsız olarak, bunun gizli olduğuna dair şüphe yok.” şeklinde konuştu.
Warner, bir asker veya ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) çalışanının benzer şekilde konuşması durumunda bu kişilerin “muhakkak kovulacağını” dile getirdi.
HADİSE
The Atlantic dergisinin editörü Jeffrey Goldberg, önce ulusal güvenlik yetkililerinin bulunduğu Signal grubuna eklendiğini, ardından ABD Savunma Bakanı Hegseth’in grupta Yemen’e yapılacak saldırıların detaylarını paylaştığını açıklamıştı.
Goldberg, “ABD ulusal güvenlik yetkilileri, Yemen’de gerçekleşecek askeri saldırılarla ilgili bir grup sohbetine beni de dahil ettiler. İlk başta bunun gerçek olduğunu düşünmedim. Bir süre sonra bombalar düşmeye başladı.” şeklinde konuşmuştu.
Diğer yandan ABD yönetimi, Goldberg’ün herhangi bir savaş veya taarruz planını görmediğini savunarak, medyayı yanlış bilgileri yaymakla suçluyor.
