
Ambulans ile sağlık kuruluşuna nakledilen Pete Hynes’a uygulanan tetkikler, ölümcül bir rahatsızlık olan menenjitin varlığını ortaya çıkardı. Menenjit, beyin ve omuriliği örten zarları iltihaplandıran Neisseria meningitidis isimli tehlikeli bakteriden kaynaklanmaktadır. Bu rahatsızlık, hızla ilerleyerek kısa sürede kan damarlarını etkileyip ciltte ve organlarda kanamalara sebebiyet vermektedir. Genellikle bu durum, yaşamı tehdit eden sepsise yol açmaktadır.
The Mirror’a açıklamalarda bulunan ailesi, Pete Hynes’ın vefatına rağmen doktorların tüm çabalarına karşın, yalnızca üç saat içerisinde hayata gözlerini yumduğunu ifade etti. Hynes’ın eşi Lou Hynes, “O günden sonra yaşamlarımızın sonsuza dek değişeceğini asla tahmin edemezdik” diyerek, eşinin kaybının meydana getirdiği büyük üzüntüyü anlattı.

Menenjit, her sene İngiltere’de yaklaşık 8.000 kişiyi etkileyen bir hastalıktır. Savunma sistemleri zayıf olan çocuklar, bebekler ve genç yetişkinler en çok etkilenen gruplar arasında bulunmaktadır. Bakteriyel menenjit, en ağır ve nadir görülen türüdür ve 100.000 kişiden sadece birini etkilemektedir. Yetişkinlerde vakaların dörtte biri ölümle sonuçlanmaktadır.
Menenjit belirtileri arasında ani yükselen ateş, şiddetli baş ağrısı, boyun tutulması, mide bulantısı ve kusma bulunmaktadır. Bu belirtiler, nezle veya mide rahatsızlıklarıyla karıştırılabilmektedir, ancak rahatsızlık hızla yayılır ve sepsise dönüşebilmektedir. Sepsis, vücudun enfeksiyona karşı aşırı tepki vererek, kendi organlarına zarar vermeye başlaması durumudur.

Menenjit veya sepsis hastalarında sıkça küçük kırmızı döküntüler meydana gelmektedir. Bu döküntüler, kan akışının yavaşlaması sebebiyle morluklar şeklinde yayılabilmektedir. Bu tür döküntüler, örneğin bir bardağın altına bastırıldığında kaybolmaktadır.

Pete Hynes’ın kaybı, ailesi üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Lou Hynes, eşinin vefatından sonra yaşadığı duygusal yıkımı şu sözlerle dile getirmiştir: “Daha önce böyle bir durum yaşamamıştım. Çocuklar içeri girip benimle konuşuyorlardı, ancak ben hiçbir kelime duyamıyordum, hareket dahi edemiyordum.”

Lou Hynes, Pete’in ölümünü aylarca kabullenemediğini belirterek, “Felç, Pete’in ölümünü anlamamamın en üst seviyesiydi. Gerçek, aniden kendini gösterdi. Her şey bu çöküşle sonuçlandı” şeklinde konuştu. Hynes, “Dürüst olmak gerekirse, o kadar dipsiz bir boşluğa düştüm ki, kim ne söylerse söylesin, umursamıyordum. Tamamen kaybolmuştum” diyerek hislerini paylaştı.
Hynes ailesinin yaşadığı bu acı kayıp, menenjitin ne denli hızlı ve tahrip edici olabileceğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.


