
Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir’in başrollerini üstlendiği “Yalı Çapkını” dizisinin 100. bölümünde, Ferit’in kaçırılması büyük bir merak uyandırdı. İzleyiciler, “Ferit vefat mı ediyor?“, “Mert Ramazan Demir son bölümde yer almayacak mı?” şeklinde araştırmalar yapmaya başladı.
Dört sene sonrasını gösteren zaman atlamasıyla başlayan “Yalı Çapkını”nın son bölümünde; Ferit, kızı Duru’yu uyandırıp kahvaltıyı hazırlarken, savcıdan bir çağrı aldı ancak yanıtlamadı.
Cezası konut hapsine çevrilen Karam da aynı anlarda savcıya “Korhanlara benden selam iletin” dedi.

Bu esnada, Korhan Yalısı’nda tüm aile kahvaltı sofrasında bir araya geldi. Savcı bu defa da Abidin’i aramayı sürdürdü, fakat ulaşamadı. Tam o sırada Duru, kimseye görünmeden bahçeye çıktı.
Seyran gelerek kızına sarılırken, Teşko da Duru’nun peşinden geldi. Mezuniyetini müjdeleyen Seyran, kutlamaları kabul ederken, tüm aile toplu fotoğraf çektirdi.

Ferit’ten aldığı fikirle Kazım, Seyran’a hediye olarak çok sayıda kırmızı kalem aldı. Duygusal anlar yaşayan Kazım, “Geçmişte senin hem kalbini hem de kalemlerini çok kırdım. Seninle iftihar ediyorum” derken, Seyran geçmişi anımsadı.
Sadi’nin kendisi için hazırladığı pastanın mumlarını üflemeden önce Seyran, herkese ayrı ayrı teşekkür ederken, en büyük teşekkürü kendisini destekleyen eşi Ferit’e borçlu olduğunu belirtti.

Seyran herkesle sarılırken, Duru ve Hatice de çiçeklerine bakmak için bahçeye yöneldi. Kızların ortalıkta olmadığını fark eden yalı sakinleri telaşlanırken, Seyran bahçede Duru’nun tacını buldu.
Yalıya gelen polis, kızları bulmak için çalışma başlatırken, gelen doğalgaz aracının çalıntı olduğu bilgisi geldi.
Yalının güvenlik kamerası kayıtlarından herhangi bir sonuca ulaşamayan ve aracın terk edilmiş halde bulunduğunu öğrenen polis, MOBESE kayıtlarını Seyran ve Suna’ya gösterdi.

Görüntüleri izlerken Saffet’i tanıyan Suna büyük bir yıkım yaşarken, Ferit ve Abidin de savcı ile birlikte Tarık ve Saffet’in birlikte yaşadığı eve gitti.
Tarık’ın evlendiğini ve bir çocuğu olduğunu öğrenen Ferit, ne Saffet’e ne de Tarık’a inandı. Abidin ise Karam konusunda ısrar edince ikilinin arası açıldı.

O anlarda, yalıdaki kişiler de geçmişteki düşmanları hakkında konuştu. Şirkete gelen bir ihbar sonrasında akıl sağlığını yitiren Suna ise kasadaki tüm parayı alıp verilen adrese doğru koştu.
Adam parayı almak için Suna’yı köşeye sıkıştırırken, Seyran, Esme ve İfakat yardıma geldi. Aynı dakikalarda Ferit de Tarık’ı kaçırdı.
Tarık’ı sorguya çeken Ferit, ona sürekli istediği suyu getirdiği bardağı aniden kırdı ve “Kızımın boğazından geçmeyen suyu sana vereceğimi mi sandın? Sen içmeyeceksin” şeklinde konuştu.

Ferit, Tarık’a kızının nerede olduğunu sormaya devam ederken, Hatice bulundu. O sırada yalıya gelen Saffet de Ferit’in Tarık’ı kaçırdığını söyledi.
Seyran’ın telefonlarına yanıt vermeyen Ferit, Hatice’nin bulunduğunu öğrenir öğrenmez hemen geri aradı.
Ferit sürekli olarak Abidin’den Hatice ile konuşmak isterken, Tarık da ellerindeki bağları çözmeye çalıştı.
Ferit, Hatice’ye soru
sorarken; “Namus düşmanı” ifadesini duyunca farkına vardı. Duru ile bulundukları yerde hem Ferit’in hem de babasının sesini işittiğini belirtince; Ferit, “Seyran, Duru, Tarık’ın evinde” şeklinde konuştu.




