Bahçeli’den Türel Davası Yorumu: Sandıkla Kutuplaşma Arka Niyet Mi?

3 Dakika Okuma

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ramazan Bayramı münasebetiyle bir bildiri yayınladı.

MHP önderi Bahçeli, mesajında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik gerçekleştirilen yolsuzluk ve terör tahkikatları üzerinden CHP’ye ağır ifadelerle yüklendi.

CHP’nin “Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kötülük ve cebir cephesi oluşturduğunu” ifade eden Bahçeli, “Hukuki bir problemi saptırarak seçimle ayrıştırmak gafletten öte art niyetliliktir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işler çürümüş; yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık iddiaları yaygın söylentiden daha beter sözünü akıllara getirmiştir. 19 Mart 2025 ile 23 Mart 2025 tarihleri arasında Türkiye’yi sokaklara hapsetmek ve nefes alamaz duruma getirmek amacıyla dışarıdan yoğun baskılı faşizan bir ayaklanma yaşanmıştır.” şeklinde konuştu.

Devlet Bahçeli açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Mübarek Ramazan ayının ardından nail olduğumuz bayram günlerine erişmenin bir tarafta sevincini diğer tarafta hüznünü yaşıyoruz. Niyetimiz temiz olduğundan kuşkusuz nasibimiz de hayırlı olacaktır. Hiçbir tuzak, hiçbir komplo, hiçbir entrika, hiçbir yönlendirilmiş düzen azmimizi aksatamayacaktır.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE VURGUSU

Şüphesiz terörsüz Türkiye hedef ve gayretinden çekinen, endişeli düşler gören iç ve dış odaklar mevcuttur ve bu özünde bozuk zümre son zamanlarda açıkça ortaya çıkmıştır. Barış, demokrasi ve kardeşlik arzumuzu kabullenemeyen, bununla da yetinmeyip tarihi öneme sahip gelişmeleri engellemek ve kökünden kesmek gayesiyle organize şekilde hareket edenler pisliğe üşüşen sinekler gibi etrafa doluşmuşlardır. Terörsüz Türkiye dilek ve isteğini karıştırmak, hatta etkisiz hale getirmek için yabancı bağlantılı beşinci kol faaliyeti devrededir. Gerçekten Rusya ile Ukrayna arasında barış umutlarının filizlendiği, Suriye Arap Cumhuriyeti’nde görülen olumlu gidişat ile siyasi istikrar özlemlerine zamanla ulaşıldığı, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel ve evrensel arenada söz sahibi, itibarı ve caydırıcılığı artan üst bir konuma geldiği bir dönemde hukuki bir konu sokak ve boykot sarmalına çekilmiş, iç güvenlik ve huzur ortamı zehirlenmek istenmiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kötülük ve şiddet cephesi açmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası sanki yağma malına dönüştürülmüştür. Dış görünüşünde mütevazı, iç dünyasında zengin; aynı şekilde dindar, saygılı, ulusal ve manevi hassasiyetleri abide gibi dimdik yükselen her vatandaşımız ülkemize yapılan saldırı ve sabotajları fark etmiş, kötü niyetli planları anlamıştır. Hukuki bir problemi çarpıtarak seçimle ayrıştırmak gafletten öte gizli amaçlılıktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işler kötüye gitmiş; yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık iddiaları dedikodudan daha vahim sözünü hatırlatmıştır. 19 Mart 2025 ile 23 Mart 2025 tarihleri arasında Türkiye’yi sokaklara hapsetmek ve soluksuz bırakmak maksadıyla dış kaynaklı yoğun faşist bir kalkışma yaşanmıştır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi; dolandırıcıların, soyguncuların, haksız kazanç elde edenlerin, şehremini görevini cebini ve banka hesaplarını doldurarak ihlal edenlerin kontrolüne ve siyasi hedeflerine teslim olmuştur. Bu utanç verici ve yasa dışı yolsuzluk bataklığının kurutulması, suçlu ve faillerden hesap sorulması hukuk devletinin gereği ve ihmal edilemeyecek bir sorumluluğudur.”

ETİKETLENDİ:
Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış