Muhsin Yazıcıoğlu: Bir Ömrün İzinde, Bir Davanın Peşinde (16. Yıl Anma)

5 Dakika Okuma

Şarkışla’ya bağlı Elmalı köyünde, Sivas iline bağlı olarak 31 Aralık 1954 tarihinde dünyaya gelen ve eğitim hayatını tamamen bu ilçede tamamlayan Muhsin Yazıcıoğlu, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nden mezun oldu.

Yazıcıoğlu, 14 yaşındayken Şarkışla’da Genç Davacılar Hareketi’ne dahil olarak siyasi yaşamına ilk adımını atmıştı. 1972’de Ankara’ya yerleştikten sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde vazife almaya başladı ve bilahare Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevini de üstlendi.

1978’de Ülkücü Gençlik Derneği’nin kurucu genel başkanı sıfatıyla siyaset arenasında yoluna devam eden Yazıcıoğlu, 1980’de MHP’de genel başkan yardımcısı olarak hizmet verdi.

“ELLER SİLAH YERİNE, KALEM TUTMALI”

Yazıcıoğlu, Anadolu gençliğinin en iyi şekilde yetişmesi gerektiğine inanarak, gençlerin yeterli donanımlarla milli ve vatansever duygularla memlekete hizmet etmeleri gerektiğini her fırsatta dile getiriyordu.

24 yaşındayken Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e yazdığı mektupta “Eller silah yerine, kalem tutmalı” sözleriyle dikkat çekmişti.

12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi öncesinde Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak görev yapan Yazıcıoğlu, o dönemin karmaşasını ve kardeşlik bağlarındaki zedelenmeyi yakından bilen bir siyasetçiydi.

Askeri müdahalenin ardından “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda” yargılanan Yazıcıoğlu, 5,5 yıl hapis cezası ve toplamda 7,5 yıl boyunca cezaevinde kaldı. Ancak yargılanma sürecinden sonra da milletine ve devletine olan bağlılığını asla yitirmedi.

1987’de siyasete geri dönen Yazıcıoğlu, Milliyetçi Çalışma Partisi’nin (MÇP) Genel Sekreter Yardımcılığı görevine getirildi.

BBP’NİN TEMELLERİNİ ATTI

1991’deki genel seçimlerde Sivas’tan milletvekili olarak seçilen Yazıcıoğlu, 1992’de partisiyle farklı düşüncelere sahip olması sebebiyle ayrıldı.

“Siyasi düşüncelerimizin örtüşmediğini” belirterek bir grup arkadaşıyla beraber MÇP’den ayrılan Yazıcıoğlu, 1993’te Büyük Birlik Partisi (BBP) kurucu genel başkanı olarak partinin liderliğini üstlendi.

1995 erken genel seçimlerinde ANAP ile işbirliği yaparak tekrar Meclis’e giren Yazıcıoğlu, 1996’da ANAP’tan ayrılarak BBP’ye geri döndü. 2007’deki seçimlerde Sivas’tan bağımsız milletvekili seçilerek TBMM’ye girdi. Aynı zamanda Genel Başkanlık görevini tekrar devraldı.

rEHfnabnwECf8h51 RnWjA

SEÇİM İÇİN KİRALADIKLARI HELİKOPTERİN KAZASI

2009’daki yerel seçimler için ilk defa helikopter kiralayan Muhsin Yazıcıoğlu, Kahramanmaraş’ta bir halka hitap etti.

“Devletten yardım almadan siyaset yapan tek partiyiz. İlk defa helikopter kiralayarak miting düzenliyoruz. Seçimlerde başarıya ulaşacağız” ifadelerini kullanan Yazıcıoğlu’nun içinde bulunduğu helikopter, Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesindeki etkinlik sonrası Yozgat’ın Yerköy ilçesine doğru hareket halindeyken 25 Mart 2009’da Göksun ilçesinde düştü.

Bölgede gerçekleştirilen arama faaliyetleri sonucunda Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin cansız bedenleri, Keş Dağı’nın Kurudere Kanlıçukur mevkiinde bulundu.

Yazıcıoğlu, 31 Mart 2009 tarihinde Kocatepe Camii’nden son yolculuğuna uğurlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki merasimde, Yazıcıoğlu’nun Türk bayrağına sarılı tabutu, sevenleri tarafından çiçeklerle süslendi. Sevenleri tarafından dualarla uğurlanan Yazıcıoğlu’nun kabri, kendi isteği üzerine Taceddin Dergahı’na defnedildi.

Siyasetçi, şair ve veteriner hekim Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismi, başta Sivas olmak üzere Anadolu’nun pek çok şehri ile Pakistan gibi dost ülkelerde camilere, caddelere, parklara, okullara ve vakıflara verilerek yaşatılıyor.

Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişi için bugün ve yarın Ankara, Sivas ve Kahramanmaraş gibi ülkenin çeşitli yerlerinde anma törenleri yapılması planlanıyor.

DARBELERE DİRENİŞ

Yazıcıoğlu, siyasi yaşamının her evresinde darbelere karşı durdu.

Halkın iradesiyle hareket eden ve siyasi yaşamı boyunca düşüncelerini açık bir şekilde ifade eden Yazıcıoğlu, 28 Şubat’taki
Postmodern müdahale karşısında da mühim bir önder olarak sivrilmiştir.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Ordu gözbebeğimizdir, ancak namlusunu halka yönelten tanka asla saygı duymam” ifadeleri, o dönemde ve sonrasında müdahalelerle mücadelede bir simge haline geldi.

BBP’nin kurucusu olarak tanınan Muhsin Yazıcıoğlu’nun, siyasal yaşamı boyunca yaptığı açıklamalar ve beyanlar, siyasette derin etkiler bıraktı.

Yazıcıoğlu’nun bazı mühim sözleri şunlardır:

“Bir saniyeye bile hâkim olamadığımız bir dünyaya bu denli müdahil olmak gerekmiyor”, “Firavun’a karşı gelmek yeterli değil, Musa’nın yanında yer almak gerekiyor”, “Ben devlete, millete zarar verenlere değil, ‘ben tahsil görmek istiyorum’ diye haykıranlara af talep ediyorum”, “Kan dökmeyi seven bir millet değiliz, ancak vatan mevzubahis olursa dünyanın en güçlü damarını dahi keseriz”

ŞİİRLERİ ZİHİNLERE KAZINDI

Vatan ve millet aşkıyla, güçlü duruşuyla Türk siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olan Muhsin Yazıcıoğlu, siyasetçi kişiliğine ek olarak şiire olan düşkünlüğüyle de biliniyordu.

Yazıcıoğlu’nun naaşının helikopter kazasından sonra karlar üzerinde bulunması, sevenlerine “Üşüyorum” şiirini hatırlattı ve bu hadise sevenlerince sembol olarak benimsendi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirinde, “…Huzur dolu içimde / Ben sonsuzluğu tefekkür ediyorum / Ey sonsuzluğun sahibi, sana erişmek istiyorum / Durun, pencerelerim kapanmasın / Güneşimi karartmayın / Beton çok soğuk, üşüyorum…” şeklinde dizeler yer alıyordu.

Hapishanede kaleme aldığı “Gül” isimli şiirindeki “Gül, gül ki gül yüzünden binlerce güller açsın / Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet / Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtıcısı olsun / Sevgiyle bakıyor gül, böyle görürsen sen mesutsun…” şeklinde dizeler de Yazıcıoğlu’nun ümide ve sevgiye verdiği değeri gözler önüne seriyor.

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış