17.05 ŞİŞLİ BELEDİYE BAŞKANI RESUL EMRAH ŞAHAN İDDİALARI REDDETTİ
Eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış’ı tanıyıp tanımadığı soruldu. Şahan, “İfademe başvurulan soruşturma kapsamında bana yöneltmiş olduğunuz suçlamaların hiçbirini benimsemiyorum. Ben hiçbir terör örgütü yöneticisinin emri ve talimatıyla hareket etmedim ve etmem. Benden hatalı bir şey çıkmaz. Öncelikle el koyma ve arama kararı ve bu karara istinaden gerçekleştirilen hukuka aykırı el koyma işlemlerine karşı yapmış olduğumuz başvuru ve itirazlara halen yanıt verilmemiştir. Bu bağlamda hukuka zıt bir şekilde el konulan dijital materyallerin hukuka muhalif niteliğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Ben hiçbir suç işlemedim. Hakkımdaki dayanaksız kanıtlara dayanan asılsız suçlamaları reddediyorum. Bana soru olarak yönelttiğiniz iddialara karşı detaylı açıklamalarımda soruşturma savcısına ayrıntılı yanıt vereceğim. Burada da gerekli gördüğüm suallere yanıt vereceğim.” şeklinde konuştu.
“İl ve ilçe belediyelerinin başkan yardımcıları ile belediye meclis üyelerinden 18 kişinin terör bağlantılarının bulunması, bu kişilerin 2024’teki yerel seçimlerden önce HDP’den, CHP’ye üye olarak geçmeleri ve karar alıcı mekanizmalarda yer almalarının sağlanması” iddialarına ilişkin, “İfade sürecinin devamındaki sorular da yöneltildikten ve tarafıma isnat edilen tüm ithamlara aşina olduktan sonra, savunmanın bütünlüğü dâhilinde ayrıntılı bir şekilde beyanda bulunacağım.” dedi.
Şahan, 2018-2025 yıllarına ait HTS kayıtları doğrultusunda, terör suçlarından hakkında adli ve idari işlem bulunan 90 kişiyle iletişiminin olmasına dair soruya ise “Bana sormuş olduğunuz bu soruya dayanak gösterilen HTS bilgileri tarafıma ibraz edilmedi. Baz istasyonu bilgilerinin doğruluğunu doğrulayabileceğim bir bilgi elimde mevcut değildir. Kamuoyuna yansıyan birçok soruşturma sürecinde yaşandığı gibi, HTS teknik verilerinin güvenilirliği, yorumlama biçimi sebebiyle, olumsuz anlamlar çıkarılması konusunda önemli şüphe ve endişelerim bulunmaktadır. Bu nedenle bu soruya ait ayrıntılı savunmamı savcılık ifadem sırasında vereceğim.” ifadesini kullandı.
GİZLİ TANIKLARIN BEYANLARI SORULDU
Şahan’a, saklı tanık “İlke”nin, “2024 Yerel Seçimlerinde DEM Parti’nin seçimlerde CHP’yi desteklemesi için sağlanan para transferi Murat Ongun tarafından gerçekleştirildi. DEM ile CHP arasındaki ilişkiyi ise Genel Sekreter Yardımcısı Uzman Polat ile Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Ekrem İmamoğlu’nun kurduğu İnovasyon Enstitüsü Yöneticisi Mehmet Ali Çalışkan sağladı. DİAYDER adlı dernek üzerinden alımlara da Uzman Polat’ın aracı olduğu konusuyla ilgili kamuoyunda haberler yansıdı. Dernek bünyesinde terör örgütü ile bağlantılı kişiler bulunuyordu. Bu kişiler işe alındı.” sözleri soruldu.
Gizli tanık “Meşe”nin de “Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediyesi kadrosunun bir parçasıdır. İBB’de ilk görevine BİMTAŞ AŞ’de başlamıştır. Emrah Şahan 2020 senesinde Marksist eğilimli bir solcu, aynı zamanda bu tür kitlelere destek veren bir şahıstı. BİMTAŞ Genel Müdürlüğü döneminde bu tip yapıların, İPA ve BİMTAŞ’ta yer bulmasına olanak sağlamıştır. Kendisi radikal sol görüşlü bir insan olup PKK sempatizanı olduğunu da biliyorum. BİMTAŞ’tan sonra İstanbul Planlama Ajansının (İPA) başına geçti. İPA’yı yeni bir rüşvet ağı oluşturmak için kurdular. Resul Emrah Şahan buradaki personel alımlarında ağırlıklı olarak PKK sempatizanı şahısları işe aldı. İPA’nın ilk yapılanması kendisi tarafından yapılmıştır. İPA’nın ilk günden itibaren yürüttüğü tüm projelerin stratejik izlencesi kendisi tarafından hazırlanmıştır. Sonrasında büyük bir imaj değişimine giderek Şişli Belediye Başkanıdavet edilmiş ve son seçimlerde Şişli Belediye Başkanı seçilmiştir.” söylemine Şahan’ın tepki vermesi salık verildi.
Yine “Soruşturma sürecinin devamında sualler de yöneltildikten ve bana yöneltilen bütün iddialara vakıf olduktan sonra savunmanın bütünselliği kapsamında etraflı bir şekilde açıklamada bulunacağım.” şeklinde yanıt veren Şahan, ek olarak şunları dile getirdi:
“Gizli tanık ifadelerini, hem IPA ile alakalı hem de diğer her konuyla alakalı kabul etmiyorum. Belediye başkanı sıfatıyla yegane gayem Şişli’nin gerçek problemleriyle ilgilenmek, bu şehrin, bu memleketin gerçek sorunlarına dair çözümlemelerde yoğun çaba harcayarak az da olsa katkıda bulunmaktır. Islahat Enstitüsü gerek düşünsel çalışmalar, gerekse araştırmalar yapmak için kurulmuş tarafsız bir düşünce kuruluşudur. Azad Barış ile 2019 sürecinde HDP yetkilisi pozisyonundayken İBB’de gerçekleştirdiği resmi görüşmeler esnasında tanıştım. Daha sonra Azad’ın eşiyle akraba olduğumuz (kan bağı yok), eşinin halası Ankara’da okumama büyük destek sağlayan, benim için çok değerli bir öğretmendir. O bağlantı vasıtasıyla tekrar tanıştık. Benim adı geçen terör örgütleriyle veya üyeleriyle ne bir tanışmışlığım, ne bir alakam, ne de bir malumatım vardır. Bahsi geçen örgütlerin kısaltmalarının ne anlama geldiğini dahi bilmem. Yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Daha detaylı izahatımı savcılıkta vereceğim.”
17.03 – MURAT ONGUN’UN BEYANINA ERİŞİLDİ

Ongun’un 131 sayfalık ifadesi 12 saat sürdü.
İfade başında etkin pişmanlık hükümlerine dair bilgilendirilen ve nihayetinde “Size anlatılan etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak niyetinde misiniz?” sorusu yöneltilen Ongun, “Herhangi bir kabahat işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum.” yanıtını verdi.
Ongun, aylık gelirinin 350 bin lira olduğunu belirtti.
Ongun, “İBB tarafından ürün/hizmet alımı yahut satımı hedefiyle gerçekleştirilen ihalelere katıldınız mı veya herhangi bir ihale sürecinde yer aldınız mı?” sorusuna, “İBB Başkan Danışmanı hiçbir ihaleye iştirak etmez. İhale süreçlerinde de bulunmaz. Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı olarak katıldığım herhangi bir ihale yoktur. Zira yönetim kurulu başkanları ihale yetkilisi değildir. Sadece Medya AŞ’ye gelir getirici az sayıda ihale benim onayıma gelir.” cevabını verdi.
Sorgusunda Ongun’a, kendisiyle aynı soruşturma kapsamında zanlı konumunda bulunan 99 şüphelinin fotoğrafları gösterilerek, tanıyıp tanımadığı soruldu.
Ongun, kendisini danışmanı olarak tanıtan ve operasyondan iki hafta önce yurt dışına çıktığı tespit edilen zanlı Emrah Bağdatlı’yı 2009’dan beri bir arkadaşının ortağı olması sebebiyle tanıdığını, herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını iddia etti.
Bir tanığın açık hava reklam alanlarının Kültür AŞ aracılığıyla kiralanması sürecinde yolsuzluk yapıldığına dair iddiası sorulan Ongun, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Ongun’a bir tanığın şu sözü okundu:
“İBB görevlileri zaman zaman şehir genelinde izinli ya da izinsiz, reklam panolarını kesip sökerek yeni bir süreç başlatır. Böylece yeni ihaleler yahut sözleşmeler imzalamaya zemin hazırlar. Bu şekilde çıkar sağlanır. Murat Kapki (zanlı), Eco Reklam ve Ecevit Advertcity gibi reklam şirketleriyle bağlantılı bir şahıstır. Yanında çalışan Bekir Özmen ve İsmail Yırtıcı gibi kişilerle birlikte reklam alanında faaliyet göstermektedir. Murat Kapki, İBB Başkanlığına Ekrem İmamoğlu seçildikten sonra büyük bir servet sahibi olmuştur. Şehir merkezindeki üst geçitler ve stratejik noktalardaki reklam alanlarını pazarlaması dikkat çekicidir. Normalde bu tür yerler için yüksek kiralar ödenmesi gerekirken çok daha düşük bedellerle Murat Kapki bu işleri alarak hayatın olağan akışına aykırı şekilde karlar elde etmiştir… HüseyinKöksal (zanlı), Beylikdüzü’nde tekstil alanında çalışan bir girişimcidir. İmamoğlu’nun seçim kampanyasına destekte bulunmasıyla birlikte Urban Medya gibi şirketlerle ilişkileri ilerlemiş ve bu karanlık ilişkiler dâhilinde rüşvet sarmalıyla işlerini yürütmektedir. İlbak ailesi de Kültür AŞ’nin İstanbul’daki reklam panosu ihalelerini alarak dikkat çekmektedir. İlbakların firması 1990’larda ufak bir ajans iken aniden devasa bir şirkete dönüşmüştür. Şu anda bildiğim kadarıyla ABD’de 10 alışveriş merkezleri bulunmaktadır. İlbakların da Ekrem İmamoğlu’na yakın olmalarından ötürü belediyeden usulsüz ve uygunsuz şekilde ihale ve işler aldıkları bu sektördeki herkes tarafından bilinir. Subaşı ailesi de doğrudan İmamoğlu ile yakınlığı olan bir ailedir. Eyüp Subaşı (zanlı), oğlu Muhammed Subaşı açık alan reklamcılığı bölümünde etkin rol oynamaktadır. Bu şahısların Taşçı ailesinden Kabil Taşçı (zanlı) gibi küçük üreticilerle yakın ilişkileri mevcuttur. Kabil Taşçı’ya sahte fatura düzenlettirerek usulsüz gelir sağlamaktadırlar. Tahminimce usulsüz elde edilen bu gelirlerin bir bölümüyle fon oluşturularak seçim döneminde Ekrem İmamoğlu’nun afişleri, miting düzenlemeleri, seçim araçlarının tedariki ve kaplama işlemleri finanse edilmektedir. Hatta seçim zamanında harçlık adıyla sokakta halka bu paralar verilerek oy kazanılmaya çalışılmaktadır. Düzmece fatura düzenleme yöntemiyle İmamoğlu’nun kurduğu bu düzenin büyük miktarda paralar götürdüğü bilinmektedir. Bu bahsettiğim sahte fatura düzenleyen şahıs veya şirketlere alt yüklenici olarak fatura düzenleyen GYN düzeni sorumlusu Mehmet A. ve Murat Ş. isimli kişi ve şirketlerdir. Bu düzenin baş aktörleri İmamoğlu’nun talimatıyla Murat Ongun ve Serdar Taşçı’dır.”
“İÇERİĞİ GERÇEĞE AYKIRI İDDİALARI KABUL ETMİYORUM”
Ongun, tanık ifadesine karşılık, “Tanığın ismi benden gizlendiği için hangi düşmanlıkla ortaya atılmış bir iftira olduğunu belirtemiyorum. Benimle birlikte iddiaya göre düzenin başında olduğu öne sürülen Serdar Taşçı adlı kişiyi tanımam. Bu ismi ilk defa burada duydum. Ayrıca iddialarda ismi geçen GYN düzeni sorumlusu Mehmet A. ve Murat Ş. isimli şahısları da tanımam. İddialarda ismi zikredilen şahısların ve şirketlerin İBB ile ticari temasları olabilir. Bunları bilmem söz konusu değildir. İddialar doğrulanmaya muhtaçtır. İçeriği gerçeğe aykırı iddiaları kabul etmiyorum.” savunmasını yaptı.
Bir tanığın “Açık hava reklamcılığı işleriyle ilgili Serdal Taşkın, Ekrem İmamoğlu’nun ekibinde yer alan Murat Ongun, Murat Kapki, Hüseyin Köksal, Necati Özkan, Fatih Keleş isimli şahıslarla haftada en az iki defa bir araya gelip Beylikdüzü’nde toplanırlardı. Bu toplantılarda açık hava reklamcılığı işleriyle alakalı faaliyetler, ihale konuları ve kanunsuz durumlar konuşulurdu. Toplantı bitiminde Ongun ve Taşkın ellerinde içi para dolu olduğunu düşündüğüm çantalarla ayrılırlardı.” savını ise Ongun açıklamasında yalanladı.
Reklam ihalelerini yönettiği iddiasına ilişkin Ongun, “Sayın İmamoğlu’nun en yakınındaki kişi olarak ismimin ihalelerle anılmasını arzu etmiyordum. Bunun en bariz örneği reklam panosu ihalesidir. Bu ihaleyi Medya AŞ yapabilmesine rağmen, Kültür AŞ’ye bahsettiği gerekçeyle süreci yapıldı. Bir düzen ve yolsuzluk yapacak olsam kendi yönettiğim ihaleyi başka bir iştirak şirketine vermem hayatın olağan akışına terstir.” yanıtını verdi.
Ongun, bir tanığın CHP Kurultayı’na dair “… Yanlarında delegelere vermek üzere getirdikleri çanta dolusu nakit vardı. Seçimi Özgür Özel galip gelsin diye delegelere para dağıttılar. Buna bizzat tanık oldum. Ek olarak kurultayda bazı delegelere siyasi menfaatler de temin edildi…” iddiası üzerine, “CHP Kurultayı ile ilgili iddialar kin kusarak atılan iftiralardır.” dedi.
“BAĞDATLI’YA AİT İDDİALAR TEMELSİZ”
Ongun’a, soruşturma kapsamında ifadesi alınan bir tanığın, “…Emrah Bağdatlı, Murat Ongun’un en samimi arkadaşıdır. İmamoğlu İBB Başkanı olunca Murat Ongun’un yönetiminde olduğu Medya AŞ’den işler kendisine verildi. Advertcity reklam şirketi İmamoğlu İBB Başkanı olduktan sonrakurulmuştur. Görünen o ki, Murat Kapki ve Ahmet Köksal bu oluşumun sahipleridir. Ancak asıl sahipleri İmamoğlu, Kapki ve Köksal’dır. Firmanın önceki genel müdürü Ahu Gülbay, şirketin işleyişini ve eylemlerini öğrenince görevden uzaklaştırılmıştır. Firmanın ticaret sicilindeki adı BVA Reklam ve Danışmanlıktır. Ticaret sicil numarası ise 238247-5’tir. Firmanın belediyeden yüksek miktarlarda ihale aldığı ancak esas faaliyetinin geçersiz faturalar tanzim ederek yasa dışı parayı şirkete aktarmak olduğunu Servet belirtmiştir. Ayrıca Hüseyin Köksal’a ait Karsal örme isimli firma ve Advercity isimli firmalar adına düzenlenen faturalarla kayıt dışı paraları sisteme dahil ettiklerini öğrendim. Servet ile gerçekleştirdiğim görüşmelerin bazılarını ses kaydına aldım. Bunları belgelere ekleyeceğim. Para sayma sahneleri yayınlandığında Servet, bu paraların Kültür AŞ’den elde ettiği kaynaklar olduğunu, Servet’in itirafçı olacağını söylediğini ifade etmiştir. Fakat sözünde durmayarak bunları inkâr etmiştir. Hala Hüseyin Köksal’ın yanında çalışıp çalışmadığı hakkında bilgim bulunmamaktadır. Ancak bu yapılanmanın birçok karanlık işine kendisi vakıftır.” şeklinde beyanı soruldu.
ONGUN: DÜŞMANLIKLA YAPILAN YALANLAMA
Ongun, buna mukabil, “Tanık ismi tarafıma iletilmediği için hangi nedenle yapılmış bir iftira olduğunu belirleyemiyorum. ‘Emrah Bağdatlı Murat Ongun’un çok yakın arkadaşıdır. İmamoğlu İBB başkanı seçilince Murat Ongun’un yönetimindeki Medya AŞ’den ona işler verildi’ şeklindeki iddialara yönelik olarak belirtmek isterim ki, savcılığınızın 17 Şubat 2025 tarihli Medya AŞ’ye gönderdiği ‘İhale alan şirketlere ait belgelerin talep edilmesi’ yazısına kurumumuzca talep edilen tarihte yanıt verilmiştir. Bu belgeler resmi kayıtlarda mevcuttur. Medya AŞ tarafından yapılan bilgilendirmede 2019, 2020, 2021, 2022 senelerinde ihale kazanma hakkı elde eden Emrah Bağdatlı’nın dört senede yaklaşık 7 milyon Türk lirası tutarında ihale aldığı tespit edilmiştir. Savcılık yazısında sorgulanan Emrah Bağdatlı’ya ilişkin olan ‘Karpuz’ adlı şirketin ise İBB ve bağlı ortaklıklarından herhangi bir ihale almadığı ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, yönettiğim Medya AŞ şirketinin Emrah Bağdatlı’nın olağanüstü zenginleşmesine katkıda bulunduğu iddiası temelsizdir.” yanıtını verdi.
Gizli tanık Meşe’nin, “İlk metot olarak o dönemki reklam müdürü Kaan Sürmegöz aracılığıyla yapılan usulsüzlüklerdir. Reklam vermek isteyen kişi ya da firmalar Kaan Sürmegöz’e başvururlar. Sürmegöz, Murat Ongun’dan ilgili reklam çalışmasıyla ilgili fikir alır. Murat Ongun’un olumlu görüşü olmadan İBB sınırları dahilinde bir reklam faaliyetinde bulunmak imkansızdır. İlgili talimatnamelerde 15 bin lira olarak belirlenen bir yer için kimi zaman 10 katı, bazı durumlarda ise 20 katı fiyatlar talep ediyorlardı. Örneğin, talimatnamelere göre belediyeye ödenmesi gereken 100 bin liralık bir reklam alanı için Kaan Sürmegöz 1 milyon lira istiyordu. Murat Ongun’dan onay aldıktan sonra Ongun reklam verilmesini uygun görürse 1 milyon liralık miktarı 500 bin liraya düşürüp yasal vergiler de dahil olmak üzere 100 bin lirayı belediyeye ödeyerek aradaki 400 bin lirayı dört farklı yöntemle başka yerlere aktarıyorlardı. Bu sistemde aradaki 400 bin liralık fark, nakliye veya ikram gibi harcamalar için Murat Ongun ve yakın çevresinin giderlerine kullanılıyordu. Üçüncü metot olarak her ne kadar Murat Ongun ile Dilek İmamoğlu’nun ilişkileri iyi olmasa da Dilek İmamoğlu’nun yaşamını sürdürmesi için İstanbul Vakfı Dilek İmamoğlu’nun yönetimine verilmiştir. Bu üçüncü sistemde Murat Ongun devreden çıkarılıp kalan örnekteki 400 bin lira gibi bir meblağ İstanbul Vakfına aktarılmaktadır. İstanbul Vakfının o dönemki Genel Müdürü Perihan Yücel tarafından alınan bu bağışlar, Dilek İmamoğlu’nun etkinlik giderleri, yaşamındaki harcamalar veya ihalesiz iş alındığı için vakıftan tedarikçi firmalardan kalan meblağlar kullanılarak, o dönemdeki Dilek İmamoğlu’nun özel kalem müdürü Sibel Yıldızbaş ile Perihan Yücel koordineli bir şekilde gerekli harcamaları yaparlardı. Dördüncü olarak İBB Reklam Müdürlüğüne başvurmadan doğrudan Medya AŞ’ye reklam vermek isteyen kişi ya da firmalar masraf ilk temasbireyi Elif Güven’dir. Daha yetkin şahıslarda Pınar Türker’e danışılarak tekrar Murat Ongun’un anlamlandırılması güzel olursa 100 bin TL’lik ilan sahası için Medya AŞ’ye 500 bin TL alakalı şahıslarca ödenirdi. Medya AŞ nihayetinde arta kalan meblağı tedarikçi şirketler aracılığıyla kendilerine almaktadır. Çevre Koruma Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğü içerisinde İlker Aslan’ın önderliğinde var olan Ufuk İnan, Fatih Keleş, Murat Ongun ve Dursun Subaşı yönünden birçok usulsüzlük yapılmaktadır, yarışma ve direkt tedarik süreçlerindeki usulsüzlükleri İSTAÇ üzerinden gerçekleştirmektedirler. Deniz Hizmetleri Müdürlüğü üzerinden ise 2872 sayılı yasayla alakalı cezalar konusunda mağdurları davet ederek çok yüksek miktarlarda ceza keseceklerini söyleyerek bu kişilerle bu cezalar üzerinden müzakere yapmaktadır. Müzakere sonucunda az bir miktarını resmi olarak cezalandırıp geri kalan kısmını ise İBB Kasımpaşa Ek Hizmet Binası Deniz Hizmetleri Müdürü’nün odasında elden çanta ile alıyorlar. İlker Aslan, Dursun Subaşı, Ufuk İnan ve Murat Ongun Beylikdüzü’nden kalan arkadaşlıklarını buradaki rüşvet ve yolsuzluk ağında da sürdürmektedirler.” ifadesi de sorguda okundu.
Ongun buna dair, “Gizli tanık Meşe isimli kişinin anlatımında geçen iddialar hakkında belirtmek isterim ki daha önceden birkaç kez yinelediğim gibi İBB ve Medya AŞ’nin reklam ihale usulleri çok açıktır ve defalarca denetlenmiştir. Bundan dolayı her defasında farklı farklı biçimde aktarılan yalan söylemlere gerekli tüm yanıtları verdiğimi düşünüyorum. İstanbul Vakfı ya da başkanımızın eşi Dilek Hanım’ın adının ilk kez reklam işine karıştırıldığını üzülerek öğrendim. Bilgim ve tecrübem dahilinde hiç bu tür bir şey yoktur. İSTAÇ veya Deniz Hizmetleri Müdürlüğü ile görev alanım gereği hiçbir alakam yoktur söylenen iftiraların da tek bir kanıtı yoktur.” şeklinde savunma yaptı.
DEVLET ZARARI İDDİASI
Kültür AŞ ve Medya AŞ’nin kanunsuzluklara kılıf yapılarak, 260 milyar 755 milyon 755 bin TL artı KDV devlet zararına neden olunduğu iddiasına dair Ongun, savunmasında şu sözleri kullandı:
“4 günlük tutukluluk sonrası bu kadar çok iddia içeren, içerisinde çeşitli rakamlar, ihaleler bulunan bir raporu sağlıklı bir şekilde değerlendirmem mümkün olmadığı gibi bahis konusu ihalelere dair benim direkt sorumluluğum da bulunmamaktadır.
Bununla beraber Medya AŞ diğer iştirakler gibi sık sık Sayıştay, içişleri müfettişleri ve Ticaret Bakanlığı müfettişleri tarafından kontrolden geçmiştir. Bu tür bir devlet zararı bugüne kadar saptanamamıştır. Eğer edilmişse de kesinlikle İBB hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve hukuki süreç başlamıştır. Başlamamışsa da bu sürecin görevim ve mevkiiim gereği muhatabı ben değilim.”
YARIŞMALAR SORULDU
Sorgusunda Ongun’a İBB’nin iştiraki bulunan Kültür AŞ ve Medya AŞ isimli şirketlerin yapmış olduğu yarışmalarla alakalı temin edilen yarışma evrakları üzerinden meydana getirilen incelemelere yönelik bazı sorular yöneltildi.
Ongun, bu sorulara şöyle yanıt verdi:
“Bugün gözaltına alınışımın üçüncü günü, ifademin ise onuncu saatinde bu kadar savı tek tek değerlendirebilmem doğal olarak hayatın olağan akışına aykırıdır. Ancak anladığım kadarıyla savcılık makamı benim özellikle daha önceden tanıdığım Emrah Bağdatlı ve Mustafa Nihat Sütlaç’a yarışma verilmesine yardımcı olduğumu öne sürer nitelikte bilgilendirme değerlendiriyor.
Emrah Bağdatlı’nın Medya AŞ’den aldığı işlerin 4 yıla yaygın mali değerinin herhangi bir zenginlik yaratmayacağı aşikardır. İki ticari kurum arasında yapılmış bir anlaşmaya dayanmaktadır. Benim kamu yetkimi kullandığım bir mevzu yoktur.
Medya AŞ’nin yarışma ve satın alma sorumlusu sayın Fatoş Ayık, 2011 yılında Medya AŞ kurulurken işe girmiş 3 sicil numaralı bir çalışandır. İlan sahalarından sorumlu İBB yetkilisi Emlak Daire Başkanı Kaan Sürmegöz önceki dönemden devam eden kamu görevlisidir. Ben reklam ya da reklam alanlarıyla alakalı bir tertip kurmakŞayet isteseydim, tahminimce AK Parti zamanından göreve gelen bürokratların ve personelin yerine farklı bir ekip atardım; fakat bu şekilde bir girişimim olmadı.
Bana yöneltilen tüm yasa dışı ithamları kesinlikle reddediyorum. Medya AŞ’nin gelirindeki artış kamu kuruluşunun artışıdır, kişisel bir gelir artışı değildir. İşlerimizde ve süreçlerimizde kamu çıkarını gözettiğimiz için suçlandığımızı düşünüyorum.”
Yetkili olduğu İBB iştirak şirketinin, İBB’den aldığı ihalelerin süreci hakkında açıklama yapması istenen Ongun, ihale yetkisinin kendisinde olmadığını belirterek, İBB’nin 30 iştirak şirketi olduğunu ifade etti.
Kendilerinden önceki dönemlerde de daire başkanlıklarının birçok ihalesini iştirak şirketlerinin aldığını gözlemlediklerini ve bunun kamusal fayda gözeten bir uygulama olduğunu belirten Ongun, şunları söyledi:
“İştirak şirketleri dolaylı olarak kamu kuruluşu niteliği taşımaktadır. İBB gibi çok değerli bir kuruluşun tüm işlerini ve süreçlerini İstanbullular adına en üst düzeyde gerçekleştirme sorumluluğu vardır. İştirak şirketleri bu işlerin sağlıklı, kaliteli ve çalışan haklarını koruyarak yapılmasını sağlamak üzere kurulmuştur. Şu anda İBB’nin yaklaşık 70 bin civarında toplu sözleşmeli çalışanı bulunmaktadır.
İmamoğlu döneminden önce oluşturulmuş bu sistemle hem istihdam sağlanmış hem de kayıt dışı işçi çalıştırılmasının önüne geçilmiştir. Bu öncelikle kamu ve emekçi yararına bir avantajdır. İştirak şirketleri yönetimden aldığı büyük işlerin bazı kısımlarını kendisi yaparken, uzmanlık ve insan kaynağı-teknik ekipman gerektiren bazı kısımlarını ise farklı şirketlere ihale edebilir.
Medya AŞ bu ihaleleri yaparken kamu ihale kanununa göre ihaleye çıkma zorunluluğu bulunmamasına rağmen, biz göreve geldikten sonra tüm bu bahsettiğim işlerde ihaleye çıkılmıştır. Bu nedenle daha şeffaf, daha ehliyetli bir işleyiş için seçtiğimiz bu yolun karşımıza bir suçlama olarak gelmesine anlam veremiyorum.”
Gizli tanık Meşe’nin ifadesinde geçen konularla ilgili “İstanbul Senin uygulamasıyla elde edilen bilgileri kim veya kimler kullandı? Bu bilgiler kim veya kimlere satıldı?” sorusuna Ongun, İstanbul Senin uygulamasıyla ilgili teknik konularda bilgisinin olmadığını, bilgilerin kendisiyle veya “Reklam İstanbul” adlı şirketle paylaşıldığı iddialarının iftira olduğunu savundu.
16.55 – ADLİYEYE GÖNDERİLECEKLER
Vatan Caddesi civarında polisin güvenlik önlemleri devam ediyor
16.45 UZMAN POLAT’IN AÇIKLAMASI ORTAYA ÇIKTI
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Becerikli Polat
Telefon kayıtlarında saptanan ve terör suçlarından adli/idari işlem kaydı bulunan 116 kişiyle neden iletişim kurduğu sorulan Polat, saptanan 116 kişinin isim bilgilerinin kendisine verilmediğini belirterek, belediyedeki görevi nedeniyle çok sayıda insanla iletişimde olmasının doğal olduğunu söyledi.
Gizli tanık Unsur’un ifadesinde yer alan 2024 yerel seçimlerinde DEM Parti’nin seçimlerde CHP’yi desteklemesi için para trafiği sağlandığı ve kendisinin de partiler arası ilişkiyi
kurduğu önermeler Polat’a soruldu. Polat, nakit akışı konusunda rastgele bir bilgisi bulunmadığını ve partiler arasında bağlantıyı sağlama tezini kesinlikle reddettiğini dile getirdi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Heyeti Başkanlığı tarafından hazırlanan Mali İnceleme Raporu’nda, “silahlı terör örgütüne üye olma” hatasından ötürü hakkında süreç gören 2 şüpheliyle ortasında nakit transferi olduğunun belirlendiği hatırlatılan Polat’a, nakit transferlerini yapma hedefi soruldu. Bireylerden birini Trabzonspor taraftarı olması hasebiyle tanıdığını ve kendisine toplumsal medyada maddi destek iletileri atması üzerine bağış maksadıyla 100 lira gönderdiğini aktaran Polat, öteki şahsı net olarak hatırlayamadığını, toplumsal medya üzerinden yardım istemesi üzerine bağış gayesiyle 50 lira göndermiş olabileceğini belirtti.
Polat, kısa müddette kalp rahatsızlığının olduğunu da belirterek “Son olarak iki hafta önce anjiyo oldum ve toplam 6 stentim bulunmaktadır. Bunun dışında iki damarımın tıkanıklığı mevcuttur. İki hafta sonrası için de buna ait yeni bir anjiyo planlanmıştı. Halihazırda tedavim devam etmekte olup kullanmakta olduğum ilaçlar mevcuttur. Tekrar tiroid kanseri evvelce geçirmem nedeniyle tertipli pet çekimleri vücudumda öteki noktada kanser çıkıp çıkmadığı takip ve tedavisi yapılmaktadır. Bunların yanında uyku apnem bulunması nedeniyle cihaza bağımlı olarak uyuyan bir hayat şartındayım. Hipertansiyon ve şeker hastalığım da mevcuttur.” diye konuştu.



