

VÜCUT İMGESİ ZAMAN İÇERİSİNDE NASIL DÖNÜŞTÜ?
Her dönemin “mükemmel kadın vücudu” farklılık göstermiş, fakat hiç değişmeyen gerçek, kadının bedeni aracılığıyla kontrol edilme çabasıdır. 1950’lerde Marilyn Monroe gibi dolgun vücutlar beğenilirken, 1990’larda Kate Moss’un temsil ettiği sıfır beden akımı zirveye ulaştı. Şimdilerde ise formda, kaslı fakat aynı zamanda zayıf bir vücut eğilimi revaçta. Peki, bu daima değişen kıstaslar kadınlara neler yapıyor?
Bu değişimler, kadınların kendi bedenleriyle kurdukları ilişkiyi bozuyor. Bir kadın, ne kadar uyum sağlarsa sağlasın, bedeninin “kusurlu” olduğu mesajını almaya devam ediyor. Zihinsel olarak bu, öğrenilmiş çaresizlik meydana getiriyor: Ne yaparsam yapayım asla kafi gelmeyeceğim düşüncesi.

RUHSAL ETKİLERİ: ÖZGÜVEN VE KİMLİK ÜZERİNDE YIKICI SONUÇLAR
Kadınlara daha küçüklükten itibaren, güzelliğin ve vücudun en kıymetli güç unsuru olduğu belletilir. Ancak bu güç, kadınları zayıflatan bir yanılsamaya dönüşebilir. Ne kadar uğraşsa da, her devir değişen ölçütlere ahenk sağlaması olanaksızdır. Bu vaziyet, kadının hem fiziksel hem de zihinsel olarak bitkin düşmesine neden olur.
1.Özgüven Aşınması: Araştırmalar, vücudundan memnun olmayan kadınların özgüveninin düşük olma olasılığının çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. 2020 senesinde gerçekleştirilen bir araştırmada, özellikle sosyal medya kullanımının artmasıyla beraber kadınların vücut imajı kaygısında belirgin bir artış olduğu saptanmıştır. (Fardouly & Vartanian, 2020)
2.Yeme Bozuklukları: Anoreksiya, bulimiya ve duygusal yeme bozuklukları, ideal vücut algısına erişme baskısı nedeniyle yaygınlaştı. Pek çok kadın, kendi vücuduyla mücadele ederken zihinsel ve fiziksel sağlığını tehlikeye atıyor.
3.Duygusal Tükenme ve Kaygı Bozuklukları: Sosyal medyada kıyaslamalar, kadınların kaygı bozuklukları geliştirme riskini yükseltiyor. Sürekli bir “yetersizlik” hissi, depresyonu da tetikliyor.

BİR ÖRNEK: TERAPİDE BİR KADININ ÖYKÜSÜ
Danışanım, 32 yaşında başarılı bir kadın. Çocukluğundan bu yana kilosuyla alakalı eleştiriler almış, lisede sürekli rejim yapmış ve sonuçta istediği kiloya ulaşmıştı. Ancak bu sefer de “çok zayıfsın, feminen durmuyorsun” eleştirileriyle karşılaştı. 30’lu yaşlarında vücut imgesiyle ilgili tükenmiş hissediyordu. H

er duruma girdi fakat hiçbirinde “tamam, başardım” diyemedi. Esas problem, bedeninin değil, ona dayatılan bitmek bilmeyen standartların olduğunu anladığında terapi süreci anlam kazandı.

TAVSİYELER: VÜCUT İMGESİNİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
1.Sosyal Medya Detoksu Yapın: Instagram’da sizi kötü hissettiren hesapların takibini bırakın. Algınızı zehirleyen içeriklere maruz kalmak mecburiyetinde değilsiniz.
2.Bedeninizi Duyularla Keşfedin: Aynaya bakarken eleştirmek yerine, bedeninizin nasıl hissettirdiğine odaklanın. Hareket edebilmesi, nefes alabilmesi, sizi taşıması… Tüm bunlar birer mucize.
3.Düşünce Yapılarınızı Sorgulayın: “Zayıf olmalıyım”, “fit görünmeliyim”, “göbeğim olmamalı” gibi cümleler kendiliğinden zihninize geliyor mu? Onları sorgulayın. Bunları kim öğretti?
4.Terapötik Destek Alın: Eğer vücut imgenizle alakalı ciddi problemler yaşıyorsanız, bir uzmandan destek almak kendinize yapacağınız en büyük iyilik olabilir.
Unutmayın: Siz bir vücut değilsiniz. Bedeniniz içinde yaşadığınız bir ev. Ve o evi sevmek, ona şefkat göstermek, yaşama karşı duruşunuzu değiştirecek en kuvvetli adımlardan biri.
