Edip Akbayram, çoklu organ yetmezliği sebebiyle 2 Mart’ta yaşamını yitirmişti. Değerli sanatçı, bugün Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilen törenden sonra Teşvikiye Camii’nden son yolculuğuna uğurlandı.
75 yaşında vefat eden Akbayram, Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi. Edip Akbayram’ın cenaze törenine sanat camiasından sayısız isim katılım gösterdi. Törenine gelemeyen Mahsun Kırmızıgül ise önceden planlanmış bir programı nedeniyle yurt dışında bulunduğunu duyurmuştu.
Cenazeye katılamamasından dolayı üzüntüsünü dile getiren Kırmızıgül, İstanbul’a varır varmaz sanatçının kabrini ziyaret etti.

“O, BENİM ÖRNEK ALDIĞIM KİŞİYDİ”
O anları sosyal medya hesabından paylaşan Mahsun Kırmızıgül şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul’a ulaşır ulaşmaz, kızım Lavin’le beraber adımlarım beni direkt Edip Akbayram’ın mezarına götürdü. Kalbimde büyük bir ağırlık vardı. Çiçekleri kabrinin üzerine bırakırken içimde bir şeyler koptu. Çünkü ben, en sevdiğim insanın, ustamın, abimin cenazesine yetişememiştim. O, benim için yalnızca ilk defa dinlediğim, ilk şarkısını ezberlediğim bir sanatçı değildi. O, benim idolümdü.”


GÖZYAŞLARINI SAKLAYAMADI
“Gözlerimi yumdum, birdenbire 6-7 yaşlarındaki halime döndüm. O yaşlarımda kulağıma gelen sesi, içimde yeşeren hayranlığı hatırladım. O sesi ilk duyduğum andaki coşkuyu, onun şarkılarıyla büyüdüğüm senelere gittim. Edip Ağabey, insana değer verirdi. Haysiyetli, adaletli, şefkatliydi. O, yalnızca büyük bir sanatçı değil, aynı zamanda çok iyi bir baba, çok iyi bir dedeydi. Bugün kabri başında bir kez daha anladım: O, benim kalbime dokunan, yaşamıma yön veren en özel insanlardan biriydi” sözlerini kullanan Kırmızıgül gözyaşlarını engelleyemediğini belirtti.
Kırmızıgül paylaşımını şu sözlerle bitirdi:
“Yanımda duran kızım Lavin, gözyaşlarımın nedenini anlayamadı. Küçük elleriyle elimi tuttu ve masum bir sesle sordu: ‘Baba, niçin ağlıyorsun? Onu çok mu seviyorsun?’ O an boğazım düğümlendi. Kızıma baktım ve derin bir soluk alarak ona Edip baba ile aramızdaki hikâyeyi başından sonuna anlattım. Kim olduğunu, yaşamımda nasıl bir iz bıraktığını, neden onun yokluğunun içimde kocaman bir boşluk olduğunu söyledim. Lavin, gözlerimin içine bakarken sanki o da hissetti acımı. Gözleri dolup taşarak bana sarıldı.
Bugün, bir kez daha anladım ki bazı insanlar ölmez. Onlar, yalnızca bu dünyadan ayrılır fakat kalplerde, hatıralarda, müziklerde, dualarda yaşamaya devam eder. Edip Ağabey de öyle biri… Ve ben, hayatımın sonuna kadar onu bu şekilde anmaya, eserlerini dinlemeye, onun adını yüreğimde taşımaya devam edeceğim.”



