30.000 Tür Arasında Bir Kayıp: Türkiye’nin Nadir Likya Salebi Tükeniyor mu?

5 Dakika Okuma
nNPhxUZVVES

Dünyada 30 binden çok sayıda, Türkiye’de ise 200’den fazla doğal türü bulunan orkideler, hassas bitkiler olarak biliniyor.

Orkidelerin yaşam döngülerini sürdürebilmeleri için rutubetli topraklar, funguslar ve polinatörlere ihtiyaç duyduğu belirtilirken, bulundukları bölgedeki en ufak bir değişimden bile kolayca etkilendikleri ifade edildi. Orkidelerin yok olmasının ise doğada bazı şeylerin ters gittiğine dair önemli bir uyarı mekanizması olduğu vurgulandı.

xw RN7nFQUaZ9YlsKCnIPA

Türkiye’deki orkidelerin neredeyse tamamına yakınının tehlike altında olduğu, bunlar arasında tükenme noktasına gelen ve sayıları yüzlerle ifade edilen türler bulunduğu açıklandı.

bVVdACCXKkundl 68pVnCQ

Endemik bir orkide türü olan ve adını ‘Işık Ülkesi Likya’dan alan Ophrys Lycia, 1980 senesinde İsviçreli botanikçi Jany Renz tarafından bir köy mezarlığında saptandı. Tür, dünyada yalnızca Antalya’nın Kaş ilçesinde kısıtlı bir alanda yayılım gösteriyor. Doğayla iç içe olan lahit mezarları ve antik tiyatrolarıyla tanınan Türkiye’nin bu güzel köşesi maalesef turizmin beraberinde getirdiği yapılaşmaya mağlup oldu. Likya salebinin yayılış alanları teker teker yok olurken, doğadaki birey sayısı artık yüzlerle anılıyor.

3fXS2skGaUag5kJ5a9FbVQ

TÜRÜN KORUNMASI İÇİN PROJE TASARLANDI

Akdeniz Koruma Derneği ve Ege Üniversitesi iş birliğiyle bu nadir türün neslinin devamı için proje hayata geçiriliyor. Eskiden beri öğütülerek salep elde edilen yumruların doğadan dikkatsizce toplanması, Likya salebinin önemli yaşam alanlarından olan mezarlıklarda yabani ot ilacı kullanılması, türün geleceğini de tehdit ettiği belirtilerek, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’ne (IUCN) göre Çok Yüksek Düzeyde Tehlike Altında/Critically Endangered (CR) statüsünde gösterilen bir tür olduğu açıklandı. Türkiye orkidelerini korumak için kapsamlı, bütüncül bir çaba gerekiyor. Bu farkındalıkla hareket eden Akdeniz Koruma Derneği değerli bir adım attı. Bu zorluğun üstesinden gelebilmek, orkideleri muhafaza edebilmek amacıyla Ege Üniversitesi ile iş birliğinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Likya salebinin jenerasyonunun sürmesi için bütüncül bir yaklaşım ortaya koyuyor.

nKQbLWmLfUiHKdeS9MTutA

YARINA YATIRIM

Proje ile Likya salebinin orta vadede canlı olarak doğal şartlarda, uzun vadede ise polen ve tohum numuneleri ile Ulusal Gen Bankası’nda saklanması amaçlanıyor. Koruma metodu, kontrollü çapraz tozlaşma ile tohum elde edilmesi, tohumların kültüre alınıp çoğaltılması, çoğaltılan bitkilerin doğaya uyumu gibi evreleri kapsıyor. Doğal ortamında tespit edilen bireyler arasından belirlenen anaçlar yapay olarak tozlaştırıldı ve üç yıl boyunca tohum elde edildi. Elde edilen tohumlar, Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde oluşturulan minik tohum bankasında koruma altına alındı. Proje tamamlandığında, bu tohumlar Ulusal Gen Bankası’na devredilecek ve bilimsel çalışmalarda değerlendirilecek.

JtdUJybCKEWfilI6JWhe7Q

HEM BUGÜN, HEM YARIN İÇİN YENİDEN ÜRETİM

Projeyle, sadece türün korunması değil, aynı zamanda tekrar üretimi de hedefleniyor. Elde edilen tohumlarınbir bölümü laboratuvar şartlarında filizlendirilerek yeni canlılar oluşturuldu. İlk aşamada, 0,1-0,2 mm ebadındaki taneler, özel besleyici ortamlarda büyütüldü ve 5-6 cm uzunluğunda fidanlara dönüştü. Edinilen başarı, Likya salebinin gelecek nesillere miras bırakılması hususunda ümit verici bir eylem olarak değerlendiriliyor. Sıradaki bu canlıların, önce sera ortamına daha sonra doğal yaşam alanlarına uyum sağlama süreci bulunuyor.

Proje yöneticisi Nejdet Bozkurt, orkidelerin doğal yapısı, mantarlarla ve dölleyicilerle bağlantıları ile kültür ortamında çoğaltılması gibi konularda çalışma yaptıklarını dile getirdi. Bozkurt, şimdiye kadar içlerinde Likya salebinin de yer aldığı 40’tan çok orkide türünden yapay döllenme yöntemiyle tohum elde etiklerini belirtti. Nejdet Bozkurt, yaptıkları bu çalışma sayesinde, Türkiye’de ilk kez, yerel toplulukların genetik çeşitliliğini koruma altına aldıklarının da vurgusunu yaptı. Kaybolmanın sınırındaki bir türü geri getirmenin ne denli zor olduğunun bilincinde bulunduklarını ifade eden Bozkurt, bunun başarılabileceğini kanıtlamak istediklerini söyledi.

wV2PVO4RykeQ0 c5kXkMJA

Ek olarak, geçen yıl Likya salebinin korunması için çalışan Akdeniz Koruma Derneği’ne Haremlique Istanbul da destek sağladı. Marka, yöreye özgü bir tür olan Likya salebine dikkat çekmek amacıyla bitki bilim ressamı Işık Güner ile ortaklık yaparak özel bir etkinlik gerçekleştirdi. Ressam, Likya salebinin çizimini yaparak bu özel orkidenin doğadaki varlığını sanat aracılığıyla ebedileştirdi. Bu eser aynı zamanda Haremlique Istanbul’un da destekleyenlerinden biri olduğu ve ressamın Kaçkar Dağları’ndaki Fırtına Vadisi’nde düzenlediği Habitat sergisinde de yer aldı. Böylece Likya salebinin karşı karşıya kaldığı tehlikeler hakkında farkındalık yaratması hedeflendi. Bu ortak çalışma, kültür ve doğa arasında güçlü bir bağ kurarak, ülkenin benzersiz biyoçeşitlilik miraslarından biri olan Likya salebini koruma yolunda önemli bir adım niteliği taşıyor.

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış