Mansur Yavaş, ANFA Fuar ve Kongre Merkezi’ndeki şehit aileleri ve gaziler için düzenlenen iftar programında konuştu. Yavaş, tutulan oruçların ve yapılan ibadetlerin kabul olmasını temenni ederek, tüm şehitlerin mekânının cennet olması için dua etti.
“Kim ülkesinde barışı ve huzuru arzulamaz ki? Peki bu huzuru bozanlar kimdi? Bu huzuru bozanlarla mücadele edenler kimdi?” şeklinde sorular yönelten Yavaş, şehit ateşinin düştüğü yeri yaktığını ifade etti.
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın “Silah bırakın” çağrısını değerlendiren Yavaş, “Şimdi bir anda 50 yıllık uğraş bir kenara bırakılıyor ve 2015’te olduğu gibi bir çözüm süreci tekrar gündeme getiriliyor. Üzüntümüz şu ki, “Çözeceğiz, çözeceğiz” derken, o çözüm sürecinin ardından artan terörü ortadan kaldırmak için tam 800 şehit verdik. Yani o süreçteki azgınlık 800 şehidimize mâl oldu. Bu nedenle endişeliyiz. Bu tür “Çözüm, barış” denildiği zaman görüyoruz ki, terörist başının ismi bir anda barış güvercinine dönüşüyor, “kurucu önder” olarak anılıyor. Bizim bildiğimiz bir kurucu lider var, o da Mustafa Kemal Atatürk’tür.” şeklinde konuştu.
Mansur Yavaş, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Yine yanılgıya düşüyorlar. ‘Silahlar bırakılacak’ diyorlar. Fakat açıklamaya bakıyorsunuz, ‘Silah bırakmanın esamesi bile okunmuyor.’ Ateşkes olarak adlandırılıyor. Bilindiği üzere ateşkes iki devlet arasında savaş varken yapılır. Karşımızda düşman bir devlet vs. yok. Ülkeye düşmanlık edenler var. Ateşkes diye bir kavramı kabul etmiyoruz. Silah bırakacaklar. Öncelikle içerde ve dışarda silah bırakacaklar. Ancak bugüne kadar bunun belirtisini dahi görmedik.”
Süreçle ilgili her şeyin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini vurgulayan Yavaş, sürece şehit ailelerinin temsilcilerinin de dahil edilmesi gerektiğini ve onlardan izin almadan hiçbir şey yapılamayacağını dile getirdi.
Süreç devam ederken toplumdan hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmasının beklenemeyeceğini belirten Yavaş, toplumun büyük bir kesiminin bu konuda şehit aileleri ve gazilerin yanında olduğunu söyledi.
Yavaş, “Gönlümüz ister ki iyi olsun. Fakat şüpheyle yaklaşmak da hepimizin hakkı. Çünkü daha önce denendi, daha kötü sonuçlandı. Umarım öyle olmaz.” şeklinde konuştu.


