Kilis’te 19 senedir antikacılıkla uğraşan Murat Üzümbalı, iş yerindeki antika eserleri ve geçmişe ait değerli objeleri sergileyerek, şehrin kültürel mirasını yaşatma gayesi taşıyor.
Ziyaretçilerin, mekanı bir müze gibi algıladığını ifade eden Üzümbalı, bu sayede Kilis’in tarihi ve kültürel geçmişine ışık tutmayı ve şehri tanıtmayı amaçlıyor. Antika eşyalara olan ilgisi ve geçmişi gelecek nesillere aktarma arzusuyla hareket eden Üzümbalı, daha da öteye giderek, Kilis’te bir Etnografya Müzesi kurmayı düşünüyor. Murat Üzümbalı, “Dükkanımıza gelenler burayı bir müze gibi görüyorlar, bu bizim için kocaman bir onur kaynağı” şeklinde konuştu.
Antikacı Üzümbalı, “Hedefimiz Kilis’imizi tanıtmak ve burada mazide var olan değerleri yaşatarak, bu kültürel mirası gelecek kuşaklara devretmektir. Bu doğrultuda büyük bir çaba gösteriyorum ve daha ileriye taşımak için elimden gelen her şeyi yapıyorum” ifadelerini kullandı.
Üzümbalı, Kilis’teki en büyük düşlerinden birinin ise Etnografya Müzesi inşa etmek olduğunu dile getirdi. Türkiye’de 81 ilin 80’inde mevcut olan fakat Kilis’te henüz yer almayan bu tür bir müze, şehri ve halkının geçmişini tanıtmak adına büyük bir önem taşıyor.
Antikacı Murat Üzümbalı, “Etnografya müzesi, Kilis’te henüz tam anlamıyla bulunmayan bir eksiklik. Kilis’in Sabunhane ve Alaeddin Yavaşca Müzesi haricinde, halkın yaşam şeklini ve kültürünü gösteren bir müze bulunmamaktadır. Bu nedenle çok çabalıyorum ve Allah kısmet ederse bu müzeyi kurmayı çok arzuluyorum” şeklinde konuştu.
Üzümbalı, evvelki zamanlardaki hayatı, adetleri, yemek kültürünü ve halkın yaşam biçimini yansıtan bir etnografya müzesinin, gelecek nesillere büyük bir kültürel miras bırakacağını belirterek, “Gelecek nesillere atalarımızın ve ninelerimizin nasıl yaşadıklarını, ne şekilde yemek yediklerini, kendilerini nasıl idare ettiklerini sergilemek istiyorum. Bu sayede, tarihimize sahip çıkmış olacağız” şeklinde konuştu.
