195 Yıllık İhtişam: UNESCO’nun Koruyucu Kanatları Altındaki Cami

3 Dakika Okuma

“Osmanlı’nın nişanesi”, “Açık hava sergisi”, “En iyi muhafaza edilen şehir” ve “Muhafazanın merkezi” gibi isimlerle tanımlanan ilçede yer alan Hamidiyye Camii, Safranbolu’daki dini yaşamı ve Türk İslam idrakini derinden aksettiren bir yapı olarak dikkat çekiyor.

1800’LÜ SENELERDE İNŞA EDİLDİĞİ SANILIYOR

Tarihçi ve Yazar Mehmet Kütükçüoğlu, medya mensuplarına yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:

“Türklerin, Türkistan’dan Anadolu’ya olan yolculuk hikayesi vardır. Hamidiyye Camii bize sessizce bunu aktarıyor. Ahmet Yesevi düşüncesinin aslında Safranbolu’da bir yansımasını görüyoruz. İnziva hücreleriyle kendine özgü bir cami görüyoruz. Caminin 1835’te inşa edildiğini girişindeki padişah 2. Mahmut’un tuğrasının altındaki tarihten anlıyoruz, fakat dışındaki yazıttan da 1884 senesinde ufak bir onarım görerek ve bazı ilaveler yapılarak bir tarih daha eklendiğini görüyoruz.”

3GS54zmAbUirlak43A6VDQ

Başlangıçta ufak bir mescitten ibaret olan Hamidiyye Camii’nin yerel halk arasında ‘Muhtar Camii veya mescidi’, ‘Zülmiye Camii veya mescidi’ olarak bilindiğini belirten Kütükçüoğlu, kitabesinde ise Hamidiyye veya İhsaniye adlarının yer aldığını ifade etti.

4hZ0

ZAMANA MEYDAN OKUYOR

Caminin bir diğer özelliğinin ise Şaban-ı Veli kolunun bir parçası olarak geniş bir alanda etkisini göstermesi olduğunu söyleyen Kütükçüoğlu, şu sözlere yer verdi:

“Bu cami, Şaban-ı Veli kolunun bereketini Bulgaristan’a kadar yaymıştır. Her sene Bulgaristan’dan bu mescide gelerek inzivaya çekilmek isteyen inananlar vardı. Daha sonra Mehmet Emin Efendi’nin makamı Nevrekop’a gidiyor. Orada şeyhlik devam ediyor. Bu defa da Safranboluluların, Bulgaristan’a inzivaya girmek üzere gittiğini görüyoruz. Ne yazık ki, Balkan Savaşları esnasında buradaki mescit Bulgarlar tarafından yakılıp, yıkılsa da Safranbolu’daki Hamidiyye Camii Şaban-ı Veli kolunun hususi mescidi olarak bugün halen ayakta ve büyük bir manevi değer taşımaktadır.”

”TERBİYE VE AHLAK ÖĞRETİMİNDEN GEÇİYORLAR”

Kütükçüoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bu caminin girişinde aşevi olarak bildiğimiz bir oda var. Bu aşevi odasında aslında yemekler pişirilir. Fakirler, medrese öğrencileri, bir zaviye gibi gelirler, burada konaklayanlar, karnını doyururlar. İnzivadan çıkanlarda temel ihtiyaçlarını gidermek için buralardan faydalanırlardı.

İnzivacılıkta, Şaban-ı Veli kolunda ‘az uyku, az yemek, çok zikir, çok fikir’ anlayışı vardır. Tabuta benzettiğimiz o küçük odalarda aslında hayatın zevklerinden uzaklaşarak nefislerine biraz eziyet ederek, gerçek ve dürüst bir insan olmaya kendilerini adıyorlar. Hayatlarının belki bir haftasını, belki 40 gününü, belki de kendilerinin uygun gördüğü aralıkları burada inzivada geçirerek bir terbiye ve ahlak öğretiminden geçiyorlar.”

”İNZİVA ODALARI FAZLA OLAN TEK CAMİ”

Kütükçüoğlu, Hamidiyye Camii’ni farklı kılan nedenlerden birinin Safranbolu’da inziva odaları çok olan tek cami olduğunu, Tekke ve Zaviyeler Kanunu’ndan sonra birçok yerden kaldırılan inziva odalarının en yeni halinin burası olduğunu belirtti.

Camiyi çevreleyen tarihi mekanlardan birinin de 1867 senesinde yapılan türbe olduğunu aktaran Kütükçüoğlu, türbede şeyh Mehmet Emin Efendi ve ailesinin bulunduğunu kaydetti.

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış