Denizli’de, babası ve kardeşiyle birlikte katıldığı karşılaşma sonrasında çıkan ağız dalaşında, kalabalık bir grup tarafından saldırıya uğrayıp bıçaklanarak hayatını kaybeden 7 aylık bir bebeğin babasının vefatına yol açan zanlının yargı sürecine start verildi. Maktulün bıçak yarasıyla hayatını kaybettiğini belirten adli tıp raporuna itimat etmediğini belirten zanlı, “Yakınlarım çok sert müdahalede bulundu, ben sadece bir defa bıçağı kullandım” şeklinde kendini savundu.
14 Ocak 2024’te Denizli Atatürk Stadyumu’nda gerçekleşen Denizlispor-Amedspor karşılaşması sonrasında meydana gelen hadisede, evli ve 7 aylık bir bebeği olan Yasin Karaobalı (30), babası Şenol Karaobalı ve kardeşi Hüseyin Karaobalı ile birlikte maçı takip etti. Maçın bitimiyle birlikte stattan ayrıldıktan sonra araçlarına doğru ilerleyen Karaobalı ailesi ile stadyumun çıkış noktasında bekleyen Berkar Yıldırım (26) ve arkadaşları arasında bakışma sebebiyle bir tartışma alevlendi. İddiaya göre Berkay Yıldırım ve arkadaşlarının “Ne bakıyorsun, doğru düzgün yürüyün” şeklinde sözlü sataşması üzerine iki grup arasında vuku bulan tartışma, kavgaya dönüştü. Aileye hücum eden grup, Yasin Karaobalı’yı yere sermeleri üzerine bıçakla yaralayarak olay mahallinden kaçtılar. İhbar üzerine bölgeye yönlendirilen sağlık ekipleri tarafından Denizli Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Yasin Karaobalı, operasyona alındı. Operasyonun ardından özel bir sağlık merkezinde tedavisi süren Karaobalı, üzerinden 23 gün geçtikten sonra doktorların tüm çabalarına karşın yaşamını yitirdi. Hadisenin ardından yakalanan şüpheli Berkay Yıldırım, sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Yasin Karaobalı’nın öldürülmesine dair davanın ilk oturumu 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Oturumda Yasin Karaobalı’nın olay sırasında yanında olan babası Şenol Karaobalı, kardeşi Hüseyin Karaobalı, annesi Zahide Karaobalı, yakınları, avukatları ile sanık Berkay Yıldırım, avukatları ve ailesi hazır bulundu. Sanık Berkay Yıldırım’dan davacı ve şikayetçi olduğunu ifade eden baba Şenol Karaobalı, “Maç çıkışı çok kalabalıktı, insanların birbirine temas etmeden yürümesi imkansızdı. Tanımadığım bir şahıs bana ‘Düzgün yürüsene lan’ dedi. Ben aldırmadan yürümeye devam ettim. O şahıs hala küfür etmeye devam edince Yasin dayanamadı. Geri dönerek ‘Ne küfür ediyorsun, yolumuzda gidiyoruz’ dedi. Küfür eden şahıs buradaki kişi değildi. O şahısta, ‘Yolda yürüyorsan düzgün yürüyeceksin lan’ demesiyle tartışma başladı. 15-20 kişi oğluma saldırdılar. Ayırmaya yeltendiğimde beni de darp ettiler. Oğlum yere düştüğünde ben yarası var mı diye kontrol ettiğim esnada darp etmeye devam ettiler. O sırada oğlumun bıçaklandığını anladım” şeklinde konuştu.
Sanık, maktulün bıçak darbesiyle değil, darp sonucunda yaşamını yitirdiğini iddia etti
Oturumda söz hakkı verilen sanık Berkay Yıldırım’ın savunması ise dikkat çekti. Tekstil işçisi olduğunu ve günlük yaşamında bıçak taşımadığını belirten sanık, genç yaşlardan itibaren maçlara gittiğini, maç bitimlerinde kavgalar yaşandığını bildiğini ve kendisini korumak amacıyla o gün için bıçak taşıdığını söyledi. Olay günü 7 arkadaşıyla birlikte maç izlemeye gittiklerini vurgulayan Yıldırım, “Şenol Karaobalı ve arkadaşım Osman T.’nin sözlü atışmaya girdiğini gördüm. İkilinin sözlü atışmaya girmesinin ardından Yasin Karaobalı arkasını dönerek Osman T.’ye yönelik küfür ve hakaretlerde bulundu. Babası Şenol Karaobalı ile atıştığı için Osman T.’ye tükürdü ve tükürüğünün bir kısmı bana geldi. Yasin tek yumrukla Osman T.’yi yere serdi. Ben de ayırmaya çalıştım. Diğer arkadaşlarımız da olaya dahil oldu. Yasin yere düşüp kalktı, 5-6 kişiye tek başına direndi. Kavgaya devam ettiler, ben de ayırmaya gayret ettim fakat olmadı. Osman T., Mustafa T., Mustafa G., Başkan K., Taha Y., Mehmet Eyüp S. ve adını bilmediğim arkadaşları sokak ortasına kadar Yasin’i darp etmeye devam ettiler. Ben olaya karışmadım, yalnızca seyrettim. O esnada tanımadığım birinin elinde bıçak gördüm. Yasin’in tanıdığı biri mi bilmiyorum. O kişinin elinde bıçak görünce ben de kendime bir şey olur diye cebimden
Bıçağımı çektim. Arkadaşlarım Yasin’e, Yasin de arkamdaki topluluğa döndü” şeklinde konuştu.
“Arkadaşlarım aşırı derecede tartakladı, ben sadece bir kez bıçağı savurdum”
Cesur bir şahıs olmadığını, adli tıp raporunun doğruluğuna da inanmadığını belirten sanık Berkay Yıldırım, “Olayın devamında Yasin Karaobalı benim boğazımı sıktı. Kuvvetli bir adam, ben de elimdeki bıçağı kurtulmak amacıyla bir kere salladım. İsabet ettiğini sezmedim. Osman T., beni iterek Yasin’i tartaklamaya devam etti. Bazı arkadaşlarım Yasin’in yaralandığını görmelerine rağmen saldırmaya devam etmişler. Yanımdaki arkadaşlarım ben bıçağı savurduktan sonra ağır bir şekilde tartaklamaya devam ettiler. Ben Yasin’e hiçbir şekilde vurmadım, yumruk atmadım, sadece bir kez bıçak salladım. Olaydan dolayı çok pişmanım, 14 aydır hapisteyim. Olayla ilgim olmadığı halde tek başıma tutuklandım. Vakayı ben başlatmadım, öldüresiye döven arkadaşlarım tutuklanmadı. Ben öldürme kastında değildim, zaten cesaretli bir insan değilim. Tamamen endişe ile hareket ettim. Adli tıp raporunun doğruluğuna inanmıyorum. Öldüresiye dayak olayı göz ardı edilerek sadece tek bir bıçak darbesinin öldürücü olduğunu kabul etmiyorum. Diğer arkadaşlarım serbestken, benim tutuklu olmam bana karşı adaletsizlik, tahliyemi istiyorum” diye belirtti.
Avukatların dinlenilmesinin ardından mahkeme heyeti, delil ve bilirkişi raporlarının incelenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe tehir etti. Duruşmanın bir sonraki oturumunda olaya ilk müdahale eden emniyet güçlerinin de dinleneceği ifade edildi.
“Bir kişi yumruk nedeniyle çoklu organ yetersizliğine yakalanabilir mi?”
Sanık ve sanık avukatının savunmasına yönelik konuşan Hüseyin Karaobalı, “Geçen yıl 14 Ocak’ta Denizlispor-Amedspor maçına ağabeyim, babam ve ben gitmiştik. Çıkışta bir arbede çıktı, arbedede ağabeyimi bıçakladılar. Ağabeyim hastanede 23 gün tedavi gördükten sonra yaşamını yitirdi. Duruşmada avukatın savunması benim dikkatimi çekti. Ağabeyimin bıçaklanarak değil de sanki dövülerek öldürüldüğünü belirtmeye çalıştı. Ağabeyim çoklu organ yetersizliğinden vefat etti. Sanık avukatı ağabeyimde 2 santimetrelik bir bıçak kesiği olduğunu, buna bağlı organ yetersizliği olamayacağını ifade etti. 2 santimlik kesiğin can alamayacağından bahsetti. Bu savunma çok mantıksızdı. Bir insan yumruk yüzünden çoklu organ yetersizliğine yakalanabilir mi? Tamamen bıçaktan kaynaklı bir ölüm var. Çoklu organ yetersizliği de aslında kan kaybından meydana geliyor. Yumrukla, tekmeyle olan bir durum değil. Ağabeyimin ölümünde sorumlu olan herkesin cezasını en ağır şekilde çekmesini istiyoruz. Ömrü hapiste geçsin. Bizim canımız yandı. Şu an sadece bıçaklayan tutuklu, diğer darp edenler dışarıda, onların da yargılanıp en ağır cezayı almalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Oğlum kızına doyamadı”
Oğlunun vefat ettiğinde 7 aylık bir baba olduğunu ve kızına doyamadığını söyleyen anne Zarife Karaobalı ise, “Tüm kavga anı zaten kameralar tarafından görülüyor. Eşim ve diğer oğlum da olayın içinde olduğu için her şeyi biliyoruz. İçeride avukatın yaptığı savunma çok farklıydı. Tüm söyledikleri yalan. Bizler adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Onun için de gayretimize devam edeceğiz. Benim isteğim suçluların en ağır cezayla yargılanmalarını ve ceza almalarını istiyorum. Oğlumun 7 aylık bir kızı vardı vefat ettiğinde. Şu an 1,5 yaşında. Bebeğim baba kelimesini bilmiyor. Annesi fotoğrafını görünce baba demeyi öğretmiş fakat babasını hiçbir zaman göremeyecek ve tanıyamayacak. Babası kızına çok düşkündü. Doğduğunda 3 ay başında bekledi. En çokta bu duruma üzülüyorum, oğlum kızına doyamadı. İnşallah Allah’ım onlara da evlat yüzünü hiç göstermesin. Sonsuza dek içeride kalsın, içeride çürüsün” şeklinde konuştu. – DENİZLİ


