
Bunu duymak sizi hayrete düşürebilir fakat birçok insan gece yarısı, saat 02.00 veya 03.00 sularında aniden uyanmaktadır. Bu türden uyanmalar sık sık gerçekleşirse, bu münferit bir hadise değildir. Pek çok şahıs bu anlaşılmaz uyku bölünmelerini dile getirmekte ve bu durum neticesinde ertesi sabah sersemlik ve hüsran yaşamaktadır.
Sadece stres veya herhangi bir kabus sebep olarak gösterilebilirken, bu uyku rahatsızlığının asıl sebepleri şaşırtıcı olabilir. Hormonal düzensizlikler, hayat stili alışkanlıkları ve hatta vücudun stres tepkisi gibi çeşitli dahili unsurlar bu soruna katkıda bulunabilir.

Daha ziyade “stres hormonu” şeklinde isimlendirilen kortizol, uyku-uyanıklık döngümüzde mühim bir rol üstlenir. Normal hallerde, kortizol seviyeleri sabahın erken saatlerinde uyanmamıza yardım etmek için doruk noktaya ulaşır ve gün içerisinde azar azar düşerek gece boyunca en düşük seviyesine iner. Ancak, gerginlik veya endişe sebebiyle artan kortizol seviyeleri bu doğal ahengi bozarak gece boyunca uyanmalara neden olabilir. Uyumadan önce gerginliği azaltmak ve gevşeme metotları uygulamak, kortizol seviyelerini düzenlemeye ve kesintisiz uykuyu desteklemeye yardımcı olabilir.

HORMONAL DÜZENSİZLİK
Bilhassa menopoz esnasında hormonal dalgalanmalar, uyku düzenini dikkate değer ölçüde etkileyebilir. Birçok kadın gece terlemeleri ve sıcak basmaları yaşamakta, bu da sabah 03.00 civarında sık sık uyanmalara yol açmaktadır. Bu hormonal dengesizlikleri uygun tedaviler ve hayat tarzı değişiklikleriyle ele almak, bu geçiş sürecinde uyku niteliğini iyileştirebilir.
Çinko, serotonin ve dopamin gibi beyin kimyasallarını dengelemek için gereklidir. Düşük seviyeler kaygı, karamsarlık ve depresyonla ilişkilidir. Anlaşılmaz ruh hali değişiklikleri, keder hissi veya sık sık gerginlik yaşıyorsanız, vücudunuzun daha çok çinkoya ihtiyacı olabilir.

ENDİŞE VE GECE UYANMALARI
Endişe, belirli bir programa uymaz ve gece boyunca ortaya çıkabilir, bu da ani uyanmalara neden olabilir. Gece boyunca sessizlik ve dikkat dağıtıcı unsurların yokluğu, korkutucu düşünceleri daha belirgin hale getirerek uyku bozukluklarına sebep olabilir. Yatmadan önce derin nefes alma veya meditasyon gibi rahatlama metotlarına başvurmak, zihni yatıştırmaya ve gece uyanmalarını azaltmaya yardımcı olabilir.

YAŞAM TARZI ETKENLERİ
Bazı akşam alışkanlıkları, farkında olmadan gece uyanmalarına katkıda bulunabilir.
Beslenme tercihleri: Yatmadan hemen önce ağır veya acı yiyecekler, kafein veya alkol tüketmek uykuyu bozabilir. Bu hususlar hazımsızlığa veya artan uyanıklığa yol açarak kesintisiz uykuyu sürdürmeyi zorlaştırabilir.
Ekran süresi: Yatmadan önce mavi ışık yayan ekranlara maruz kalmak, uykuyu düzenleyen bir hormon olan melatonin üretimini engelleyebilir. Akşamları ekran süresini kısıtlamak daha iyi uyku niteliğini destekleyebilir.

SİRKADİYEN RİTİM BOZUKLUKLARI
Vücudumuz, uyku-uyanıklık döngülerini düzenleyen 24 saatlik bir iç saat olan sirkadiyen bir ritimle işlev görür.
Vardiyalı çalışma veya düzensiz uyku programları gibi sebeplerle oluşan bu ritimdeki aksaklıklar, gece uyanmalarına yol açabilir.
Tutarlı bir uyku düzeni sürdürmek ve uygun bir uyku ortamı oluşturmak, sirkadiyen ritmi yeniden hizalamaya ve uyanmaları azaltmaya yardımcı olabilir.


