Fatih Terim’den Aslanlara Şampiyonluk Fermanı!

9 Dakika Okuma

Al Shabab’ın Teknik Direktörü Fatih Terim, Suudi Arabistan’daki zamanına ve Süper Lig’deki şampiyonluk mücadelesine dair değerlendirmelerde bulundu. Terim, futbolda değişimin temel prensip olduğunu vurguladı ve kurallarla ilgili çeşitli önerilerde bulundu.

“SUUDİ ARABİSTAN’DA SİSTEMDEN KAYNAKLI GÜÇ DENGESİZLİĞİ VAR”

Fatih Terim’in TRT Spor’a yaptığı açıklamalar şu şekildeydi:

“Suudi Arabistan Ligi’ni uzun zamandır izliyordum. Takımlar hakkında bilgim vardı. Burada sistemden kaynaklı bir takım güç dengesizlikleri yaşanıyor ancak gelişmeye açık bir ligdeyiz. Ben ‘bana zaman verin, sabır gösterin’ diyen bir hoca profiline sahip değilim. Al Raed ve Damac zaferleriyle doğru bir yola girdik.

“KUPA YARI FİNALİNDE LİG LİDERİYLE KARŞILAŞACAĞIZ”

Al Shabab, Suudi Arabistan’ın en köklü kulüplerinden biri. İlk 4 takımla yarışmanın kolay olmadığını biliyoruz. Bu takımların tüm transferleri Spor Bakanlığı’nın kontrolünde yapılıyor. Burada kupada yarı finalde ligin zirvesindeki takımla eşleştik, deplasmanda oynayacağız. Tek maç. Çabalayacağız, mücadele edeceğiz. Umarım oradan da finale yükseleceğiz.

“SUUDİ FUTBOLCULARI AVRUPA’DA DA GÖRECEKSİNİZ”

2034 Dünya Kupası’nı aldıktan sonra Suudi Arabistan’ın bir de 2030 vizyonu olduğunu biliyorsunuz. Burada bu 10 yıllık süreçte Suudi Arabistan’ın futbola yatırımının çok daha büyük olacağını düşünüyorum. Bu dönemden itibaren 20-21 yaşlarındaki birçok Suudi futbolcuyu Avrupa’da görebileceksiniz. Çünkü 2030’a hazırlanmak istiyorlar.

“YABANCI HAKEMİ DESTEKLERKEN, KENDİ HAKEMLERİMİZİ YOK ETMEYELİM”

Futbolda uzun zamandır milletlerin fark yaratmaması gerektiğini söylüyorum. Hakem ya kalitelidir ya değildir, yerli ya da yabancı fark etmez. Bu tartışmaların akıllarda başka soru işaretleri olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Yabancı hakemlerle yenilgisiz UEFA şampiyonu olmuş, Türk hakemleriyle de tarihin en ağır cezalarını almış bir teknik adam olarak ‘yabancı hakemi desteklerken kendi hakemlerimizi de yok etmeyelim’ diyorum. Ülkemizde birçok konuda olduğu gibi futbolda da sadece şikayet var. Çözüm önerilerinin ortaya konması gerekiyor.

“HAKEM GÖREVLENDİRMELERİNİ KULÜPLER BİRLİĞİ YAPABİLİR”

Hakem görevlendirmelerini Kulüpler Birliği’nin oluşturduğu bir komisyon yapabilir. TFF yapması gerekenleri yerine getirir ancak görevlendirmeyi bu kurul yapabilir. TFF’nin o kadar çok işi var ki, onlarla ilgilenmeli. Türk futbolunun artık bu gereksiz tartışmalardan uzak durması gerekiyor.

“YENİ OFSAYT KURALI TARTIŞMALARI SONLANDIRMAZ”

Olası kural değişikliklerini takip ettim. Arsen Wenger uzun zamandır ofsayt kuralının değişmesi gerektiğini dile getiriyor. Açıkçası ben de merakla bekliyorum. İlk beklenti bu kuralın gol sayısını artıracağı yönünde. Yeni kural, hücum oyuncusunun vücudunun tamamının önde olması durumunda ofsayt olması gerektiğini savunuyor. Bu tartışmaları bitirir mi? Hayır. ‘Vücut tamamen önde mi, değil mi?’ sorusu gündeme gelecektir.

“8 SANİYE KURALI BASKETBOLDAKİ GİBİ OLMALI”

Kalecinin topu 6 saniyede oyuna sokması kuralı da 8 saniye olarak değişecek ve oyun köşe vuruşuyla başlayacak. Bu kural hem ihmal edildi hem de kötüye kullanıldı. Bu kural sadece bize uygulandı. O kararı hiç tekrarlamadan saygıdeğer hocamız da kariyerini sonlandırdı. Bu konunun üzerine gidilmeli fakat güvence altına almanın yolu belki de basketboldaki gibi sayılarak yapılmalı.

“SARI KART CEZASINDA TARTIŞMALARI ÖNLEMENİN ÇOK BASİT BİR YOLU VAR”

4 sarı kart konusunu önermiştim. Orada çok mantıklı bir durum var. Bugün bir derbi oynanacağı zaman öncesinde sarı kart sınırındaki oyuncular sayılıyor. Eğer 4 sarı kart olmuş ise bu tartışmaları engellemenin çok kolay bir yolu var. Cezayı önündeki 4 maç içerisinde hangi maçta çekeceğini oyuncu kendisi belirleyecek. Bu kimseyi şüphe altında bırakmayacak bir karar.

“BİZE O CEZAYI VEREN KURULLAR ŞU AN İYİ İŞ ÇIKARDIK DİYE SEVİNİYORLARDIR”

Şampiyonlar Ligi maçından önce cezalarımız açıklanmıştı.

“`Schalke` karşılaşmasından önce röportaj yaptığımda, bana verilen cezayı sordular. Ben de `”İyi yapmışlar, bu karşılaşmadan önce duyurmuşlar! Hatta `Schalke`ye kutlama mesajı bile gönderebilirlerdi,”` dedim. Bize bu cezayı veren kurullar, şu anda yeterli iş çıkardıklarını düşünerek gururlanıyorlardır. TFF’nin bu kurulları, kendilerine iletilen sevkleri değerlendirmek zorunda bile kalmazlar. Çünkü onların bilinçli olup olmadığını düşünüyorlar.”

TURUNCU KART VE 5 DAKİKA CEZA

Sarı ve kırmızı kart arasında kalan turuncu durumlar olabiliyor. Öyle bir müdahale oluyor ki, ben “sarı” derken, siz “kırmızı” diyebiliyorsunuz. Bu gibi durumlarda 5 dakika ceza verilebilir.

TOPUN OYUNDA KALMA SÜRESİNİ ARTIRMAK İÇİN ÖNERİLER

Oyuncu değişikliği sisteminde düzenlemeler yapılarak, topun oyunda kalma süresi daha da artırılabilir. Hepimizin amacı, topun oyunda kalma süresini uzatmak. Maç esnasında sakatlanan ve oyuna dönmek isteyen futbolcu, bulunduğu yerden içeri girebilmeli. Futbolcu neden bu kadar yolu kat ediyor? Oradan gireceğine, buradan girsin. Hakemler arasındaki iletişimin bu kadar geliştiği dönemde, kartlar için not alarak zaman kaybetmeye gerek yok. Hakemin hala sarı ve kırmızı kartlar için oyunu durdurup not alması da neyin nesi? Artık bunları aşmalıyız. Benim tek derdim, akıcı bir oyun oynanması. Biçimcilikten uzak durmalıyız biraz.

“FUTBOL DEĞİŞİME AÇIK OLMALI”

Eskiden taç atışının ayakla yapılması gibi bir karar vardı. Ancak bu, futbolun doğasına aykırıydı. Denendi ama kabul görmedi. Bunlar da yapılabilir ve eğer doğru sonuçlar vermiyorsa vazgeçebilirsiniz. Her şey gibi futbol da dinamik olmalı ve değişime açık olmalı.

“ŞAMPİYONLUK VE 5. YILDIZ GALATASARAY’IN HAKKI”

Galatasaray’da 50. yılımı geçen Temmuz ayında tamamladım. Fiziksel olarak orada bulunmadığım zamanlarda bile, hayatım tek bir kulübe adanmış durumda. Bunlardan bağımsız olarak söylüyorum ki, şampiyonluk ve 5. yıldız Galatasaray’ın hakkı. Temennim, Galatasaray’ın şampiyon olması. Galatasaray camiası olarak güçlü kalmalı ve etrafına sağlam bir duvar örmeli. Galatasaraylılar, sezonun geri kalanında birlik olmalı ve takımın etrafında tek vücut halinde kenetlenmeli. Bir Galatasaraylı olarak dileğim budur.

“FLORYA’DAN BAHSEDERKEN DUYGULANIYORUM”

Galatasaray özlenmez mi? Çalışmak ya da çalışmamak hiç önemli değil. 50 yılımız geçmiş, lafı bile kolay. Florya hakkında konuşurken duygulanıyorum. Orası benim için sadece bir spor tesisi değil. Orası benim için, milyonlarca Galatasaraylı için birçok insanın evi oldu. Kapısından içeri girdiğinizde sizi içine çeken ve kendine özgü bir atmosferi olan bir yer. Florya bir ruhtur ve Galatasaray’ı tanımlayan en güzel unsurlardan biridir. Kemerburgaz’da bu büyük bağın ve aile ortamının devam edeceğine inanıyorum.

“ARDA TURAN’A ‘SEN BENİ GEÇEBİLİRSİN’ DEDİM”

Arda Turan’ı teknik direktör olarak görmek beni çok mutlu ediyor. Çocuk yaşlarda tanıdığım, tüm kariyerine şahitlik ettiğim, değer verdiğim birinin meslektaşım olmasından dolayı memnuniyet duyuyorum. Çok değerli teknik adamlarla çalıştı. Ona bir gün, `”Sen beni geçebilirsin, buna inanıyorum,”` dedim. Geçtiğimiz hafta Eyüpspor – Gaziantep FK maçını izlerken, iki kulübeye de baktığımda çok mutlu oldum. Arda da Selçuk İnan da iyi işler çıkarıyorlar. İnanıyorum ki, teknik adam olarak iz bırakacaklar. Günceli takip eden, futbola bağlı insanlar bunlar.

OSIMHEN YORUMU

Galatasaray, çok büyük golcülerle çalıştı; Osimhen de onlardan biri. Galatasaray ile arasında çok önemli bir bağ oluştu. Avrupa’nın en iyi 9 numaralarından biri. Kazanma hırsıyla Galatasaray’a çok yakışıyor. Galatasaray’ın Osimhen gibi oyuncuları kendi kadrosunda bulundurma ihtiyacı da var, misyonu da var. Bundan sonra da böyle olacaktır sanırım. Icardi, sayısı azalan kaliteli forvetlerden biri. Hayranlıkla izlediğim çok özel bir forvet.

“FUTBOL BİR ANLIK DURUM OYUNUDUR”

Ne 3’lü ne de 4’lü savunma ilk kez uygulanmıyor. Numaralar, bir anlık durum tespitidir. Ancak futbol öyle değil, futbol bir anlık durum oyunudur.”`

Müsabaka esnasında bu veriler anlık olarak güncellenir. Esas mesele maçın stratejisi ve oyuncuların sahaya hangi düşünce yapısıyla çıktığıdır. Futbol sahasında, sizin yetiştirdiğiniz takımın belirlediğiniz düşünce yapısını ne ölçüde uyguladığı önemlidir. Bunlar, maçtan önce maçı yorumlayan kişilerin yaptığı konuşmalardır. Bu kadar önemsemeye gerek yok. Futbol bir felsefedir. İdeolojinizin ne olduğu çok önemlidir. Ben antrenörlüğe başladığımda dedim ki ‘Top bende kalmalı.’ Bir baskı bir pres yarattım. Bunu bir düşünce olarak belirledim ve hiç vazgeçmedim. Futbolda iyi savunma yapmak büyük bir ustalıktır. İyi hücum yapmak da büyük bir yetenek gerektirir.

“BU İŞE GİRERKEN ‘PAS’ VE ‘BASKI’ DEDİM”

1999-200 yılları civarındaki oyun tarzım Avrupa’da çok beğeni toplamıştır. Her hocanın bir stili ve yaklaşımı vardı. Ben de bu işe başlarken “baskı ve pas” dedim. İlk kez 4’lü savunma yaptırdığımda bana neler demediler ki. Ama hayat böyledir ve inandığınızın peşinden gitmeniz gerekir. Futbol kuramsal bir oyun değildir. Türkiye’de futbol analiz antrenörlüğünün başlamasına öncülük ettim. Analiz sayesinde artık hocaların da bahane üretmesine gerek kalmıyor.

“FUTBOL ZİHNİMİ EMEKLİ ETME GİBİ BİR DÜŞÜNCEM YOK”

Ben buradayım, buradayım derken Türkiye’deyim. Nerede olursam olayım, her zaman Türk futboluna destek olmak için hazırım. Allah izin verirse, futbol aklımı emekli etmek gibi bir düşüncem yok.”

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış