Erzincan’da hayatını sürdüren 77 yaşındaki Sebahattin Tanoğlu, yarım asrı geçmiş bir süredir 20 metrekarelik atölyesinde saat onarımı yapıyor. İlk kez 1960’lı senelerde ağabeyinin tavsiyesi ve ısrarıyla saatçi dükkanında çalışmaya başladı.
Çırak olarak bir süre çalıştıktan sonra vatani görevini yapmak üzere askere giden Tanoğlu, 1970’de Merkez Çarşısı’nda atölyesini açarak kendi işini kurdu. Tanoğlu o zamandan beri 20 metrekarelik dükkanında akrep ve yelkovanın yarışına şahitlik ediyor.
“YALNIZCA PARA KAZANMAK İÇİN BU ZANAAT YAPILMAZ”
Saat ustası Sebahattin Tanoğlu, mesleğe ilk başladığı günden bugüne kadar yaptığı işe büyük önem verdiğini ifade ederek, sadece para kazanmak için çalışmadığını belirtti. Değerli olan elindeki işin tamamlanması olduğunu söyleyen Tanoğlu, “1970 senesinde bu dükkanı açtım. O günden beri burada didinip durdum. Yorulmadım, bıkmadım, çalıştım 3 tane çocuk büyüttüm.
Onları okuttum, evlendirdim, yuva sahibi ettim. Artık bizim yaptığımız bu zanaatta bir işi eline aldığın zaman mutlu oluyorsun. Yani biz para kazanacağım diye yola çıkmıyoruz. Öncelikle elinde ki işi bitirmek istiyorsun. Öyle günler oldu ki geceleri bile saat tamir ediyordum.
Sabahlara kadar uğraşıyorduk. O zamanlar bütün saatler kurmalıydı, şimdiki gibi elektronik yok. Erzincan depreminden sonra çevremdekiler sürekli burayı kapat başka bir yere gidelim dediler. Ama bir türlü buradan ayrılamadım. Köstekli saatler, masa saatleri gibi şeylerle uğraşıyorduk.
Şimdi devamlı elektronik saatler, bataryalı saatler olduğu için bizim mesleğimiz de bitti. Sadece pil tak pil çıkart başka bir şey yaptığımız yok. Yanımda yetiştirdiğim çıraklardan birisi vali oldu gitti, bir tane yetiştirdim belediye de şoför oldu gitti, bir tanesi banka müdürü oldu. Artık şimdi gelen de yok, bu işe ilgi duyan da yok. Artık bir cep saatine direk takacak Erzincan’da sayılı insan vardır, daha da kimse yok” şeklinde konuştu
