Azerbaycan’da, Yukarı Karabağ bölgesindeki eski Ermeni yönetiminde görev alan ve çeşitli suçlamalarla karşı karşıya olan sanıklar, bugünkü yargılamada Azerbaycan’a karşı savaştıklarını kabul ettiler.
Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarında kurulan sözde “Yukarı Karabağ Cumhuriyeti” yönetiminde görevli 16 Ermeni yetkilinin yargılandığı iki ayrı dava devam ediyor. Azerbaycan halkına karşı işlenen savaş suçları ve diğer yasa dışı eylemler nedeniyle 15 sanığın yargılandığı davanın bugünkü oturumu Bakü Askeri Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmada, eski sözde Yukarı Karabağ Cumhuriyeti başkanları Arkadi Gukasyan, Arayik Harutyunyan, Bako Sahakyan, Ulusal Meclis Başkanı ve geçici başkanlık görevini yürüten Davit İşkhanyan, Dışişleri Bakanı Davit Babayan, Savunma Bakanı Korgeneral Lyova Mnatsakanyan, İçişleri ve Kamu Güvenliği Bakanı Tümgeneral Davit Manukyan, Ekonomi Bakanı Garik Martirosyan, Eğitim, Bilim ve Kültür Bakanı Melikset Paşayan, Sağlık Bakanı Davit Allahverdiyan, Tarım Bakanı Gurgen Stepanyan, Çevre Bakanı Levon Balayan, Ulaştırma ve İletişim Bakanı Madat Babayan, Adalet Bakanı Vasili Beglaryan ve Gençlik ve Spor Bakanı Erik Gazaryan hakim karşısına çıktı.
Bugünkü oturumda sanıklardan Davit Manukyan, Gurgen Stepanyan, Davit Allahverdiyan, Melikset Paşayan, Garik Matrosyan, Levon Balayan ve Madat Babayan’a söz hakkı verildi. Davit Manukyan, ifadesinde asker olduğunu, Ermenistan’da görev yaptığını ve hem Birinci hem de İkinci Karabağ savaşlarında Ermenistan ordusu bünyesinde Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’ne karşı savaştığını doğruladı.
“Ben basit bir asker olarak muharebe operasyonlarına katıldım”
Birinci Karabağ Savaşı sırasında belirli bir görevi olmadığını ifade eden Manukyan, “İkinci savaş esnasında ise bir sorumluluğum vardı. Ancak tüm bunlar hizmet mecburiyetlerimden doğuyordu, özellikle savaşın planlanması konusunda. Benim görev tanımlarımda muharebe hazırlığı ile ilgilenmek açıkça yazılıdır, ancak savaşın planlanması benim görevlerim arasında değildir, bu durum konu dışıdır” şeklinde konuştu.
Birinci Karabağ Savaşı’nda sadece bir asker olduğunu belirten Manukyan, “Ben basit bir asker olarak muharebe operasyonlarına iştirak ettim. 28 Şubat 1993’te Ağdere yönünde yaralandım. 1994’te tekrar göreve başladım. Savaştan sonra da hizmete devam ettim ve subay rütbesi aldım” dedi. Manukyan, sözde rejimin “Güvenlik Konseyi” toplantılarına katılmadığını söyleyerek, “Bu toplantılara asıl üye veya gözlemci olarak katılmadım, düzenlendiklerinden bile haberim yoktu” şeklinde konuştu.
“Aracım Bayraktar SİHA ile vuruldu”
Ayrıca, 44 gün süren savaşta kullandığı aracın Bayraktar SİHA tarafından vurulduğunu belirten Manukyan, “Şoförüm yaralandı, ancak ben 20 metre uzakta olduğum için zarar görmedim” ifadelerini kullandı.
Manukyan, 2021 yılının aralık ayında askeri görevinden izinli ayrıldığını, 2022 yılının ocak ayında ise görevini devrettiğini ve Ermenistan vatandaşlarının sözde yönetimin ordusunda askerlik yaptığını dile getirerek, “Biraz geçmişe dönersek, orduda 2020’den sonra önemli küçülmeler yaşandı. Tümen seviyesindeki birlikler tugay seviyesine indirildi” dedi. Evinde bulunan silahlarla ilgili de konuşan Manukyan, “Hankendi’deki evimde iki adet silahım vardı. Biri tabanca, diğeri ise yivli av tüfeği. Her iki silah da Ermenistan Cumhuriyeti Emniyet Müdürlüğü’nde kayıtlıdır” dedi.
Manukyan ayrıca, 2020-2023 yılları arasında Karabağ’da yaklaşık 10 bin askerin bulunduğunu ve soruşturma sürecinde yetkililerle iyi bir işbirliği yaptığını belirtti.
“Bana karşı insani ve uygun bir davranış sergilendi”
Sanık Davit Allahverdiyan ise ifadesi sırasında, ön soruşturma aşamasında tüm sorulara cevap verdiğini ve yargılama sürecinde de yanıtlayacağını belirterek, “Bana karşı insani ve uygun bir davranış sergilendi, bunun için teşekkür ederim. Şimdi de tüm soruları yanıtlamaya hazırım” dedi.
“Başka
dört hafta boyunca pozisyonumuzu koruduk.”
Diğer davalı Melikset Paşayan, ifadesinde, Sovyet ordusunda askerlik yaptığını ve 1993’te sözde rejimin asker alma dairesi tarafından Azerbaycan’a karşı savaşmak üzere askere çağrıldığını belirterek, “1994’teki ateşkes sağlanana kadar sadece Ağdam’da pozisyonumu korudum. 2020’deki 44 günlük savaş sırasında ise köydeki gençlerle birlikte siperleri savunmaya gitmeye karar verdik. Üç ila dört hafta konumlandık” şeklinde konuştu.
Paşayan ayrıca, 2023 yılının 19-20 Eylül tarihlerinde Azerbaycan Ordusu’nun gerçekleştirdiği terörle mücadele operasyonları sırasında parmağından yaralandığını ve sonrasında tutuklandığını ifade etti.
Diğer yetkililer de itiraflarda bulundu
Birinci Karabağ Savaşı sırasında Ağdam bölgesindeki ön cephelerde bulunduğunu söyleyen sanık Garik Matrosyan, “İkinci Karabağ Savaşı’nda ise Askeran bölgesindeydik. 44 günlük savaş sürecinde de oradaydım” dedi.
Sanık Levon Balayan, ifadesinde, 44 günlük Vatan Savaşı ve terörle mücadele operasyonları esnasında, Ermenistan devletinin kontrolündeki sözde rejimin ordusunda görev yaptığını kaydetti.
“1992’de Hocalı’daydım”
Sanık Madat Babayan ise 1992 senesinde Hocalı’da bulunduğunu söyleyerek, “1992’de Hocalı’daydım. Beni çağırdılar, gittim. Bana cesetler olduğunu ve onları gömmemiz gerektiğini söylediler. Ben de alıp yerini gösterdim” şeklinde konuştu.
Sanıklardan Gurgen Stepanyan, 2005 ile 2007 yılları arasında Hadrut’ta zorunlu askerlik yaptığını, 2023’te ise bir savaş noktasına götürüldüğünü ve 19 Eylül tarihinde mevzilerinden Hankendi’ye kaçmaya başladıklarını, yolda Azerbaycan askerleri ile karşılaşıp teslim olduklarını itiraf etti.
Daha sonra söz alan Bako Sahakyan, Ermenistan’ın yönetimi ve kontrolü altında faaliyet gösteren sözde rejimin başkanı olarak yaptığı faaliyetlerden bahsederek, ön soruşturma sürecinde kendisine yöneltilen soruları yanıtlaması için geniş fırsatlar tanındığını dile getirdi.
Mahkeme, sonraki duruşmanın 10 Mart tarihinde devam edeceğini duyurdu.
Ermeni yöneticilerden Ruben Vardanyan ayrı bir davada yargılanıyor
Bakü Askeri Mahkemesi, eski sözde yönetimde “devlet bakanı” görevini yürüten Ruben Vardanyan’ı ise savaş suçları ve terörizmle ilgili çeşitli suçlardan dolayı tek başına ayrı bir davada yargılıyor. Daha önce Rusya’da yaşayan ve Rus vatandaşı olan Vardanyan, 1 Eylül 2022 tarihinde Rus vatandaşlığından çıkma başvurusunda bulunarak, Karabağ’a gelmiş ve 4 Kasım 2022 tarihinde sözde Ermeni yönetiminde “devlet bakanı” olarak görev almıştı. Rusya vatandaşlığından çıkarılan Vardanyan, 23 Şubat 2023 tarihinde ise görevinden ayrılmıştı. Azerbaycan Devlet Sınır Hizmetleri’nden 29 Eylül 2023 tarihinde yapılan açıklamada, Vardanyan’ın Laçın sınır kontrol noktasından Ermenistan’a geçmeye çalışırken gözaltına alındığı ifade edilmişti. Helikopterle başkent Bakü’ye getirilen Vardanyan’ın yargılanması için ilgili devlet kurumlarına teslim edildiği bildirilmişti. Vardanyan, aynı zamanda Rusya’nın en büyük yatırım bankalarından biri olan Troika Dialog’un kurucusu olarak tanınıyor.
Diğer yandan eski sözde Ermeni rejiminin yöneticilerinin yargılandığı her iki dava, Bakü Askeri Mahkemesi Başkanı Zeynal Agayev’in başkanlığında yürütülüyor.
Dağlık Karabağ’daki sözde yönetimin dağılması
Azerbaycan ordusunun 19 Eylül 2023 tarihinde Karabağ’da başlattığı ve yalnızca 24 saat süren terörle mücadele operasyonu sonucunda bölgedeki Ermeni silahlı grupları teslim olmuştu. Operasyonun ardından Azerbaycan temsilcileri ile Karabağ’daki Ermeni nüfusun temsilcileri arasında diyalog süreci başlamıştı. Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde işgal rejimi kuran sözde Ermeni yönetimi ise 28 Eylül 2023’te kendisini feshettiğini ilan etmişti. – BAKÜ


