Almanya, son seçimlerde keskin bir formda sağa kayarak 1930’lardan bu yana en yüksek çok sağ sonucunu elde etti.
Seçim sonuçları dünya genelinde bir şok dalgası yaratırken, İsrail’de Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet, bu seçimlerin sessiz galibi olarak görülüyor.
NETANYAHU’NUN ODAĞI İŞ BİRLİĞİNDE
Dünyanın dikkati, Almanların beşte birinin çok sağcı popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisini desteklemesinin yarattığı şoktayken, Netanyahu’nun odağı, gelecek hükümette merkez-sağ görüşlü Hristiyan Demokratlarla yapacakları iş birliği olacak.
Hristiyan Demokratları tekrar başbakanlığa taşıyacak olan Friedrich Merz, Almanya’nın İsrail’e zati cömertçe verdiği dayanağı daha da artırma kelamı verdi.
İSRAİL İLE BİRLİKTE ÇALIŞACAK
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Gazze’deki savaş hataları nedeniyle verdiği tutuklama buyruklarına karşın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Almanya’yı ziyaret edebilmesini sağlamak için “her şeyi yapacağına” yemin etti.
Aynı vakitte da misyondan ayrılan hükümetin İsrail’e silah ihracatına uyguladığı “ambargosunu” da sona erdireceğine kelam verdi.
TRUMP’IN SKANDAL GAZZE PLANI
Tüm bu durumların ortasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze Şeridi’ni ele geçirme ve Filistinli nüfusu zorla yerinden etme planı geldi.
Merkez sol Toplumsal Demokratlar planı “tamamen kabul edilemez” olarak, Yeşiller planı “uluslararası hukuka aykırı” olarak nitelerken, Hristiyan Demokratlar ise planı kınayan hiçbir açıklamada bulunmadı. Hatta parti içinden kimi milletvekilleri, Trump’ı öven açıklamalarda bulundu.
Bu durum, yeni iktidarın Almanya’nın İsrail-Filistin savaşı konusundaki duruşunu nasıl değiştirebileceğine dair açık bir işaret sunuyor.


