Türkiye Barolar Birliği, İsrail’i Memleketler arası Ceza Mahkemesi’ne kabahat duyurusunda bulundu

Türkiye Barolar Birliği (TBB), İsrail hakkında Gazze’de insanlığa karşı işlediği kabahatlerle ilgili Milletlerarası Ceza Mahkemesi’ne cürüm duyurusunda bulundu.

TBB Lideri Erinç Sağkan, TBB’de düzenlediği basın toplantısında, İsrail’in 1948’den bu yana Filistin topraklarında uyguladığı işgal siyasetini, çocuk, bayan ayrımı gözetmeden düzenlediği hücumlarla 7 Ekim’den itibaren öteki bir boyuta taşıdığını söz etti.

İsrail’in, 2,5 milyon insanın yaşadığı Gazze Şeridi’nde insanlığa karşı kabahat işlediğini bildiren Sağkan, şunları kaydetti:

“TBB, İsrail’in milletlerarası ceza hukukuna ve insancıl hukuka karşıt davranışlarına karşı birinci andan itibaren, en üst seviyede yansısını ortaya koymuştur. İsrail’in, Gazze’deki Filistinlilerin elektrik, su, besin üzere temel gereksinimlere erişimini engelleyerek büyük çaplı bir kuşatma uygulamak suretiyle, ayrım gözetmeksizin Filistin halkının tamamına yönelik topyekun bir imha harekatı yürüttüğü tespitini birinci günden itibaren kamuoyuyla paylaştık.”

Uluslararası kamuoyunun ve bilhassa milletlerarası siyaset kurumunun yaklaşık 50 gündür süren sessizliğinin, Filistin topraklarında başta silahsız bayanlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere sivil halktan binlerce insanın hayatlarını, meskenlerini kaybetmelerine neden olduğunu belirten Sağkan, “Bugün geldiğimiz noktada, İsrail hükümetinin insanlık dışı faaliyetlerine kayıtsız kalan milletlerarası kurumlar ve çeşitli ülkelerin siyasetçileri de yaşananların vebalini taşımaktadırlar.” dedi.

“Yargılama yetkisine sahip”

Türkiye Barolar Birliği olarak İsrail’in işlediği hatalarla ilgili Milletlerarası Ceza Mahkemesi nezdinde müracaatta bulunduklarını tabir eden Sağkan, “Uluslararası Ceza Mahkemesi, Roma Statüsü’nde ve milletlerarası savaş hukukunu düzenleyen Cenevre Mukavelesi’nde düzenlenen hatalar bakımından yargı yetkisine sahiptir.” diye konuştu.

Uluslararası Ceza Mahkemesinin, soykırım hatası, insanlığa karşı işlenen kabahatler, savaş kabahatleri ve hücum hatalılarını yargılamakla yetkili olduğunu lisana getiren Sağkan, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Uluslararası Ceza Mahkemesine yaptığımız müracaat, politik yahut tarafgir bir müracaat değildir; memleketler arası hukukun işlemesini, insan haklarının kozmikliğinin garanti altına alınmasını sağlamaya yönelik vazifemizin bir modülüdür. Bu misyonumuzu ulusal hukukumuz çerçevesinde yerine getirmekten hiçbir şartta kaçınmadığımız üzere memleketler arası arenada da hukukun üstünlüğü ve insan hakları pahalarını savunmak için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekten kaçınmayacağımız herkes tarafından bilinmelidir.”

“Tutuklama için aranan şartlar gerçekleşti”

Gazze’de, sivillere, çocuklara ve hastanelere yönelik atakların Roma Statüsü’ne nazaran savaş hatası olduğunu aktaran Sağkan, “Bu hataların işlenmeye devam etmesinin önlenmesi için şahısların tutuklanması bir mecburilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Hasebiyle tutuklama için aranan şartlar gerçekleşmiştir.” tabirlerini kullandı.

TBB’nin bir hukuk kurumu olduğunu vurgulayan Erinç Sağkan, başvuruyu soyut ve kamuoyunu tatmin etmeye yönelik politik argümanlara dayalı olarak değil, bir hukuk kurumu olmanın gerektirdiği hassasiyete ve vakara uygun olarak gerçekleştirdiklerini lisana getirdi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının, milletlerarası kabul gören bir hukuk kurumu olan TBB’nin sav ve taleplerini görmezden gelmesinin mümkün olamayacağını belirten Sağkan, “Yaşanan büyük insanlık cürümlerine karşı sesimizi en güçlü formda çıkarmaya devam edeceğimiz üzere sorumluların yargı önünde hesap vermesi için türel çabayı de sürdüreceğiz. Hukukun üstünlüğünün üniversal seviyede tesisi için bu bizim tarihe verdiğimiz sözümüzdür.” değerlendirmesinde bulundu.