Çanakkale’nin Mirası Onların Ellerinde: “Yaşayan İnsan Hazinesi” Ustaları

3 Dakika Okuma

“Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak bilinen Dursun Köroğlu, babasından devraldığı taş işlemeciliği sanatını 55 senedir sürdürüyor. Dünyanın Yedi Harikası arasında yer alan İzmir Selçuk’taki Artemis Tapınağı ve Muğla Bodrum’daki Halikarnas Mozolesi gibi pek çok tarihi eseri mermere yansıtan Köroğlu’nun eserleri, çeşitli müze ve sanat merkezlerinde teşhir ediliyor. Köroğlu’nun 2015’te Çanakkale Zaferi’nin 100. yılı anısına traverten mermer bloğuna işlediği “Çanakkale’yi Avucunda Hisset” adlı çalışması, Efes Selçuk Kent Belleği Merkezi’nde ziyaretçilere Çanakkale ruhunu yaşatıyor.

Fvnc8d7B3EaIkj1E6ch 9w

Toplam ağırlığı 265 kilogram olan ve neredeyse Seyit Onbaşı’nın kaldırdığı top mermisi ağırlığındaki bu çalışma, sağ el şeklinde Gelibolu Yarımadası’nı sembolize ediyor. Eserin altındaki bölüme sağ el yerleştirilerek, Çanakkale’nin elde hissedilmesi hedefleniyor. Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünde eser, ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor.

nc5VkuuCT0KfPMTl6kR0rw

“BÜYÜK AMCAM ÇANAKKALE’DE ŞEHİT DÜŞTÜ”

Büyük amcasının Çanakkale Savaşı’nda şehit olduğunu ifade eden Köroğlu, “Merhum babam bana sürekli amcasının Çanakkale’ye gittiğini ve bir daha geri dönmediğini anlatırdı. Bu durumdan çok etkilenmiştim. Uydu görüntüsünde bu resmi gördükten sonra Çanakkale ile ilgili bir proje yapma fikri aklıma geldi. Yaklaşık 7-8 ay uğraştım ve 100. yılda Çanakkale’de sergiledik,” şeklinde konuştu. Köroğlu, yapıtın sağ ele benzeyen Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası’nı temsil ettiğini belirterek, “Blok üzerinde Çanakkale Savaşını betimlemeye çalıştım. Anzak Koyu ve Kanlıdere’den akan kanlar bulunuyor.

m0 YKzJlXEeTVVLLsgq Lg

Bir Türk bayrağı silueti oluşturmaya gayret ettim. Tetiği tutan parmağımızda savaşın şiddetini, havada çarpışan mermileri resmettim. Güçlü parmağımız Seyit Onbaşı’nın kuvvetini, yüzük parmağımız Türk kadınının bağlılığını, küçük parmağımız ise Türk’ün barışseverliğini ifade ediyor. Türk askeri, yaralı bir Anzak askerini kucağında taşıyor. Ön planda umutla bekleyen Türk ve Anzak anneleri var. Askerlerin ayak izleri, geride bıraktıkları kasketleri ve şehitlik anıtları mevcut. Eserin altında destekleyici bir ayak bulunuyor. Bu ayak, bir ağaç gövdesini ve kökünü andırıyor. 16 damarı var. Bu damarlar, 16 Türk soyundan gelen bir neslin, Çanakkale’deki ulusal mücadelesini anlatmaya çalışıyor. Çanakkale’yi avucumuzda hissetmek için sağ elimizi eserin altına koyup gözlerimizi kapatarak Çanakkale’yi hayal ediyoruz,” dedi.

OK77GYuaiUGIqky2cnV5Mw

“GENÇLERİMİZİN ÇANAKKALE’Yİ HİSSETMESİ ÇOK DAHA ÖNEMLİ”

Eserinin duygusal yoğunluğu olduğunu ve kendisini onurlandırdığını belirten Köroğlu, “Selçuk Efes Kent Belleği’nde sergilenmesinin daha doğru olduğuna karar verdik ve burada sergiliyoruz. Birkaç senedir burada teşhir ediliyor. Sağ ele benzediği için, o alanın alt kısmında da bir bölüm oluşturarak eseri görmek isteyenlere şunu önerdik: Sağ elinizi eserin altına koyun, gözlerinizi kapatın ve Çanakkale’yi düşünün. Bu durumdan öğrenciler de çok etkileniyor.

NQsuelUPrUWOB0g 3nNLsQ

Aynı tarzda eserler üretmeye devam etmek isterim, lakin bunları tek başıma yapmak yeterli değil. Gençlere, öğrencilere aktarmak, onların bulunduğu yerlere taşıyıp sergilemek gerekiyor. Gençlerimizin Çanakkale’yi hissetmesi çok daha değerli. Çanakkale’ye gitme fırsatı bulamamış insanların bu eseri burada görmesi, oradaki duyguyu anlamaları açısından çok önemli. Tüm gençlerin haberi olmuyor, öğrencilerin gelip görmesi için büyüklerin de yol göstermesi gerekiyor. Çocukları ve gençleri bu yöne yönlendirmeleri gerekiyor,” şeklinde konuştu.

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış