
Chapman, geçen yılın başında düşük kalorili bir kilo verme diyetine başlamıştı. Bu diyet, çoğunlukla çorba ve shake gibi sıvı besinlerden oluşuyordu. Ancak zamanla, katı besinleri yutmakta zorlanmaya başladı. İlk başta bu durumu, sıvı beslenmeye alışması ve çiğneme kaslarının “atıksızlaşması” sonucu olarak yorumladı. Ancak, birkaç katı besin de yutma zorluğuyla midesinde kalınca, bu durumu önemsemeyip geçiştirmeye karar verdi.

Camilla Chapman, The Independent ile yaptığı konuşmada, yaşadığı bu belirtileri dikkate almadan, sadece bedeninin sıvı besinlere alıştığını düşündü. Ancak Haziran ayında, çenesinin altında bir şişlik fark ettiğinde, daha fazla endişe duyunca aile doktoruna başvurdu. İlk taramalarda herhangi bir sorun tespit edilmedi, bu da onu bir süre rahatlatmıştı.

Ancak yutma zorluğu devam ettiğinde, bu yılın Ocak ayında tekrar doktoruna başvurdu. Yapılan kan testlerinin ardından, Ocak ayının sonunda midesine yerleştirilen esnek bir kamera ile yapılan inceleme sonucunda, 1 Şubat’ta Camilla Chapman’a mide kanseri teşhisi verildi. Midesinden alınan doku örnekleri, hastalığın ileri bir evrede olduğunu ve tedaviye uygun olmadığını gösterdi. Bilgisayarlı tomografi taramalarında, kanserin akciğerlere, karaciğere ve lenf bezlerine yayıldığı tespit edildi.
Doktorlar, ameliyatın mümkün olmadığı ve kemoterapinin sadece ömrü birkaç ay uzatabileceğini bildirdiler. Chapman, “Doktor, yapabileceği hiçbir şey olmadığını söyledi. Ameliyat yok, kemoterapiden sadece biraz daha zaman kazanabilirim fakat genel olarak hayatımın bir yıl içinde sona ereceği belirtildi,” dedi.

Camilla Chapman, şimdi de yutma zorluklarını küçümsememeleri gerektiğini vurguluyor. “Bu, muhtemelen sadece küçük bir değişiklik olabilir, yutma durumunuzda veya sesinizde bir değişim olabilir, ancak bu semptomları yaşayan herkesin kesinlikle kontrol altına alması öneriyorum,” dedi.
Mide kanserinin diğer belirtileri arasında mide rahatsızlığı, asit reflüsü, mide bulantısı, sık sık geğirme ve yemekten kısa süre sonra doygunluk hissi bulunuyor. Ancak Chapman, bu semptomların hiçbiriyle karşılaşmadığını belirtti.
Chapman, hayat sonu kemoterapisine gitmemeye karar vererek, tedaviye karşı isteksizliğini dile getirdi. “Maalesef immünoterapiden yararlanamıyorum ve tek seçenek palyatif kemoterapi. Ancak bu tedavi, sadece %50 oranında bir yavaşlatma sağlayabilir ve aynı zamanda hastalığı da uzatır. Hasta bir anne olmak istemiyorum,” dedi. “Çocuklarımın büyüdüğünü görmek, bu kararımı bile aklımdan çıkarmamı sağlıyor.”

İngiltere’de her yıl yaklaşık 6.500, ABD’de ise 30.000 kişiye mide kanseri teşhisi konuyor. Bu hastalık, her yıl yaklaşık 4.000 İngiliz ve 11.000 Amerikalının ölümüne neden oluyor. Cancer Research UK verilerine göre, mide kanseri erken evrede teşhis edilirse hastaların %65’i 10 yıl daha hayatta kalabiliyor. Ancak dördüncü evre hastalarda bu oran beşte birine düşüyor.
Camilla Chapman, hastalığıyla mücadele ederken, diğer insanların da bu tıp semptomlarını dikkate alarak erken teşhis için sağlık durumlarına daha fazla önem vermeleri gerektiğini vurguluyor.


