Erdoğan: Türkiye’nin Suriye ve Gazze’de yaşananlar karşısında duruşu insan hakları destanıdır

3 Dakika Okuma

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde “İnsanlık İçin Güçlü Türkiye” programına katılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

“İnsanlık İçin Güçlü Türkiye programının hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnsan Haklı Üniversal Beyannamesi’nin 77. yıl dönümü olan 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nüzü tebrik ediyorum. Savaşların, çatışmaların, yokluk ve yoksulluğun bütün yükünü omuzlarında taşımak zorunda kalan çocukları, onların anne ve babalarını kalpten selamlıyorum. Filistin halkının gururlu çabasını hürmetle selamlıyorum. Türkiye ve Türk milleti olarak her vakit yanlarında olacağımızı tabir ediyorum. Bölgemizle birlikte tüm dünyada insan hak ve onurunun savunuculuğunu misyon edindik. İnsan hak ve onurunu savunuyoruz.

İNSAN HAKLARI BEYANNAMESİ’NİN 77. YIL DÖNÜMÜ

İnsan Haklı Üniversal Beyannamesi’nin 77. yıl dönümü olan 10 Aralık 1948’de kabul edildi. 30 unsurdan oluşan beyanname yeni bir nizam inşa etmeye çalışan insanlık için umut kaynağı oldu.

Tek parti faşizmi birinci günden itibaren İnsan Hakları Kozmik Beyannamesi’nin altını oymuştur. 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar her 10 yılda bir yapılan müdahalelerin gerisinde bu zihniyet vardır. 2002’den bu yana mesaimizi ihlallerin bıraktığı tortuları temizlemeye, travmaları güzelleştirmeye harcadık. İnsan hakları cellatlarının ülkemize ve toplumsal barışımıza çıkardığı faturaları ödüyoruz.

ÖZGÜR ÖZEL’E TEPKİ

CHP Genel Başkanı her köşeye sıkıştığında ya topu taca atıyor ya saldırganlaşıyor ya saçmalıyor. Sarıkamış’ta şehit düşen merhum dedemin bir asır evvel nerede olduğunu sormuş. Gençlik Kolları da bu siyaset acemisine hak ettiği karşılığı vermiş. İstanbul halkının kaynaklarını yağmayan kabahat örgütüne posta güvercinliği yapmayı beceri zanneden bu şahıs için nefes harcamayı israf görüyorum. Doğruları konuşmaktan çekinmeyiz.

“İNSAN HAKLARI DESTANIDIR”

Partimizin de, hükümetimizin de, idari anlayışımızın da pusulası olan ‘İnsanı yaşat ki devlet de yaşasın’ tavsiyesini sık sık hatırlatıyorum. Bizim ne tarihimizde ne kültür ve medeniyet kodlarımızda insan hakları konusunda mahcubiyet duyacağımız hiçbir leke yoktur. Bize bugün hak ve özgürlük dersi verenlerden daha pak bir sicile sahibiz. Tarihimizin hiçbir devrinde çiğ süt içmedik, şükür karnımız da ağrımıyor. Mazlumun yanında zalimin karşısında dimdik duruyoruz. Hakkı, adaleti, barışı yalnızca bölgemizde değil tüm dünyada cüretle savunuyoruz. Türkiye denilince akla sonlarını korumakla kalmayıp artık barışı kuran, diplomasiyi de şekillendiren bir ülke geliyor. Türkiye’nin Suriye ve Gazze’de yaşananlar karşısında duruşu insan hakları destanıdır.

ETİKETLENDİ:
Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış