Doğu Pasifik’in 4 bin 280 metre derinliğindeki Clarion-Clipperton Bölgesi’nde yapılan büyük ölçekli bir derin deniz madenciliği testinin sonuçları, bilim insanlarını alarma geçirdi.
Madencilik makineleri 2022’de bölgeye inmeden evvel, araştırmacılar iki yıl boyunca deniz tabanını izledi ve ışığın yokluğu ile besin kıtlığına karşın hayatla dolu bir ekosistem ortaya çıkardı: 0,3 mm’den büyük 4 bin 350’den fazla canlı örneği toplandı ve 788 çeşit belirlendi. Bunların büyük kısmı bilim dünyası tarafından daha evvel hiç tanımlanmamıştı.
TABLO DRAMATİK BİÇİMDE DEĞİŞTİ
Ancak madencilik faaliyeti başladığında tablo dramatik biçimde değişti. Ağır makineler deniz tabanını kazıyıp polimetalik nodülleri toplarken ekosistemi de paramparça etti. Araştırmaya nazaran canlı sayısı yüzde 37 azaldı, cins çeşitliliği yüzde 32 düştü.
Bilim insanları, bunun çağdaş bir ticari madencilik makinesinin gerçek tesirlerine dair şimdiye kadarki en kapsamlı data seti olduğunu belirtiyor. Araştırmanın eş başkanı Dr. Tammy Horton, çalışmanın hem yeni tiplerin keşfini sağladığını hem de bu çeşitlerin gelecekte incelenebilmesi için dataların paylaşılacağını vurguluyor.
Doğal Tarih Müzesi’nden kıdemli araştırmacı Dr. Adrian Glover ise kritik ihtarlarda bulundu:
“Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi’nin müdafaa alanı olarak belirlediği bölgelerde bile hangi tiplerin yaşadığını büyük ölçüde bilmiyoruz. Bu nedenle potansiyel madencilik faaliyetlerinin biyoçeşitlilik kaybı riskinin boyutları hala meçhul.”
Elektrikli araçlar ve yenilenebilir güç teknolojileri için gerekli olan mangan, nikel ve kobalt üzere metallerin ağır talebi nedeniyle birçok ülke derin deniz madenciliğini yeni bir kaynak kapısı olarak görüyor. Lakin bu çalışma, deniz tabanındaki hassas ve büyük ölçüde keşfedilmemiş ömrün önemli halde tehdit altında olduğunu bir kere daha ortaya koyuyor.
