İsrail’in, Hamas’ın ateşkesi ihlal ettiği savıyla Gazze’ye tekrar saldırmasına hükümetten sert yansılar geldi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas’ın ateşkesi ihlal ettiği argümanıyla orduya Gazze Şeridi’ne şiddetli taarruzlar düzenleme talimatı vermişti.
İsrail ordusunun ateşkesi ihlal ederek Gazze ile Deyr el-Belah kentlerine düzenlediği ataklarda 2 Filistinli ömrünü yitirdi, 4 kişi de yaralandı.
ÖMER ÇELİK: BU SOYKIRIM ŞEBEKESİ DURDURULMALI
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsrail’in Gazze’ye saldırısının barış isteyen herkese dönük yapılan bir soykırım saldırısı olduğunu kaydetti. Çelik “İsrail, Gazze halkına olduğu üzere milletlerarası hukuka ve barış isteyen herkese dönük soykırım siyaseti gütmektedir” sözlerini kullandı.
Ömer Çelik açıklamasında, “İnsanlığı müdafaanın tek yolu bu soykırım şebekesinin milletlerarası toplum tarafından fiilen durdurulması, yargılanması ve cezalandırılmasıdır” dedi.
EFKAN ALA: İSRAİL ULUSLARARASI TOPLUMU OYALIYOR
AK Parti Genel Başkanvekili Ala da ataklara reaksiyon gösterdi. Netanyahu’nun, Gazze’de süren ağır insani yıkıma karşın ordusuna yeni ataklar düzenleme talimatı vermesinin, barış uğraşlarına direkt bir taarruz niteliği taşıdığını belirten Ala, “Bu karar, bölgedeki sivillerin güvenliğini hiçe sayan, diplomatik tahlil yollarını tahrip eden ve memleketler arası toplumun barış davetlerini alenen hiçe sayan bir siyasetin ürünüdür” değerlendirmesinde bulundu.
Efkan Ala, bu çeşit adımların, katliam odaklı bir zihniyetin yansıması olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Gazze’de yaşananlar, rastgele bir güvenlik gerekçesiyle açıklanamayacak ölçüde sistematik bir soykırıma dönüşmüştür. Artık İsrail’in diplomasiyi kullanarak memleketler arası toplumu oyalamasına müsaade verilmemelidir. Milletlerarası toplum, İsrail’in saldırgan siyasetlerini ‘kınamakla’ yetinmemeli, memleketler arası hukuk düzeneklerini işletmek, yaptırım süreçlerini devreye sokmak ve sivillerin korunması için bağlayıcı adımlar atmak zorundadır. Aksi takdirde bu sessizlik, işlenen ihlallere dolaylı bir onay manasına gelecektir. Gazze’deki trajedi, politik hesapların ötesinde, insanlık vicdanının sınandığı bir eşiğe dönüşmüştür. Bu noktada susmak, suça ortak olmak demektir.”


