İstanbul’da 17 yaşındaki şoförün vefatına neden olduğu Abdulkerim Yavuz’un ailesi, mahkemeden çıkan mesken mahpusu kararına reaksiyon gösterip, adalet arayışı başlattı.
Kaza, 31 Mart günü saat 19.00 sıralarında Beyoğlu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran, babasına ilişkin 06 AER 753 plakalı hafif ticari aracı kullanan M.E, hızla çıktığı kaldırımda oturan Abdulkerim Yavuz’a çarptı.
Çarpma sonrası M.E. kaçarken, Yavuz ise ağır yaralandı. Ameliyata alınan Yavuz, yapılan tüm müdahalelere karşın kurtarılamayarak hayatını yitirdi.
SÜRÜCÜYE MESKEN MAHPUSU CEZASI
Polis grupları, olay yerinden kaçan şoför M.E.’yi bir mühlet sonra yakaladı.
Sürücü, emniyetteki süreçlerinin akabinde taksirle öldürme cürmünden adliyeye sevk edildi.
Mahkemeye çıkartılan M.E.’ye isimli denetim kararları uygulanarak konut mahpusu cezası verildi.
“BİR CAN BU KADAR UCUZ MU?”
Ev mahpusu kararına reaksiyon gösteren Yavuz’un 19 yaşındaki kızı Elif Yavuz, “31 Mart tarihinde babamı kaybettim. Babamı, 17 yaşındaki bir şoförünün dikkatsizliği yüzünden kaybettim. Savcı şoförün tutuklanması için üst mahkemeye sevk etti. Lakin üst mahkeme yaşından ötürü babamı ezip öldüren ve kaçan şahsa yalnızca konut mahpusu cezası verdi.” dedi.
Karara reaksiyon gösteren genç kız, “Şimdi size sormak istiyorum. Bir babanın canı, bir hayat, bir ömür, bir hayat bu kadar ucuz mu? Verilen bu karar adil mi? Babasını kaybeden bir kız çocuğu olarak içimdeki bu acıyı bir ömür uzunluğu yaşayacağım.” diye konuştu.
“ÖMÜR UZUNLUĞU BU ACIYLA YAŞAYACAĞIZ”
Yavuz şöyle devam etti:
“Ben de kardeşim de ağabeyim de ablam da yaşayacak. Buna sebep olan şahıs yalnızca birkaç aylığına konutta kalıp cezası bitecek. Bize yaşatılan bu acıyı bir ömür uzunluğu içimizde yaşayacağız.
Ben babasını kaybeden bir kız çocuğu olarak yalnızca adalet istiyorum. Adaletin yaşa nazaran değil sonuçlara nazaran de kıymetlendirilmesi gerekiyor. Adalet kağıtlarda sayılarda yazan bir kavram olmamalıdır.
Adalet kaybedilen bir canın kıymetinin ömrünün ne kadar değerli olduğunu hissettirmelidir. Bugün bunları burada yalnızca kendi acım için söylemiyorum. Umarım bir an evvel adalet gerçeği yansıtır ve yerine getirilir.”
