Kayıp Şehir: İnsanlığın Beşiği mi?

2 Dakika Okuma

Mısır’daki Giza piramitlerinin altında bulunduğu iddia edilen gizli bölmeler ve geçitler, eski medeniyetlere dair bilgileri kökten değiştirebilir.

Daily Mail’in raporuna göre, İtalyan araştırmacılar, Khepren piramidinin derinliklerinde tespit ettikleri kuyu ve odaların yanı sıra Giza kompleksinin de 38 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu ileri sürdüler.

DÜŞÜNÜLENDEN ON BİNLERCE SENE DAHA ESKİ

Keops, Khepren ve Mikerinos piramitlerinin yer aldığı Giza Kompleksi’nin yaklaşık 4 bin 500 sene önce inşa edildiği düşünülüyor. Ancak İtalyan araştırmacılar, bu yapıların 38 bin senelik bir medeniyete ait olduğunu iddia ediyor. Araştırmacılar, bu medeniyetin bir asteroit çarpması sonucu yok olduğunu ve geriye yalnızca “büyük yapılar” olan piramitlerin kaldığını savunuyor.

SU İZLERİ, TUZ TORTULARI VE YERALTI YAPI TASARIMLARI

Gruptan Alfredo Mei, piramit yüzeylerinde su aşınması izlerine ve iç kısımda yoğun tuz katmanlarına rastlandığını ifade ediyor. Bu sonuçlar, bölgenin bir zamanlar okyanus altında kaldığını akla getiriyor. Aynı zamanda 600 ila 1200 metre derinlikte bulunan tüneller ve oda benzeri yapıların, yerin altına saklanmış eski bir şehre ait olabileceği değerlendiriliyor.

Araştırmacılar, bu yeraltı inşaatlarının kadim Mısır efsanelerindeki Amenti Şehri veya Kayıtlar Odası ile bağlantılı olabileceğini düşünüyor. Özellikle Ölüler Kitabı’nda geçen ve piramitlerin “şehrin girişini kapattığına” dair ifadelerle uyumlu olan fiziksel kanıtlar, tezleri daha da ilginç hale getiriyor.

Arkeologlar ve radar uzmanları, bu tür iddiaların bilimsel dergilerde yayımlanmamış olmasına ve kullanılan metotların teyit edilmemiş olmasına işaret ediyor. Denver Üniversitesi’nden Prof. Lawrence Conyers, 38 bin sene önce insanların mağaralarda yaşadığını ve bu tarz bir mühendisliğin imkansız olduğunu belirtiyor.

SORUNLAR CİDDİYETLE DEĞERLENDİRİLMELİ

Bilim insanları, çok büyük granit blokları basit aletlerle taşımak ve yerleştirmeyi mümkün görmediklerini, bu nedenle daha kesin bilimsel açıklamalara ihtiyaç duyduklarını ifade ederken, araştırmacılar, sadece eski yazılara değil, aynı zamanda somut kanıtlara dayanarak bu meçhul şehrin varlığına dair daha çok delil sunmayı planlıyor.

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış