Asya Depremi Mercek Altında: Uzmanlar Felaketin Nedenlerini Açıkladı

5 Dakika Okuma
LB3rXdyurESIQz6Y9tM3Lw

Ender rastlanan uzmanlar, Myanmar’daki tahrip edici depremin son onyıllar boyunca ülkeyi etkileyen en şiddetli deprem olduğunu bildiriyor. Buna ek olarak, afet modellemelerinin birçok insanın hayatını kaybedebileceğini öngördüğünü vurguluyorlar.

Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları (USGS) tarafından gerçekleştirilen otomatik değerlendirmeler, Myanmar’ın orta bölümünde yer alan Sagaing şehrinin kuzeybatısında meydana gelen 7.7 şiddetindeki yer sarsıntısının, deprem kaynaklı ölümler ve ekonomik zararlar için tehlike sinyali verdiğini gösterdi.

oNTML2S6qkeqb3IOmsQScQ

OLASI KAYIP SAYISI EN AZ 10 BİN

Depremin odak noktasının 1 milyondan fazla kişinin yaşadığı Mandalay şehrine yakın olduğu ifade edilen açıklamada, “Yüksek insan kaybı ve yaygın hasar beklenebilir ve felaketin geniş bir alana yayılması olasıdır” denildi.

Myanmar’ın mevcut hükümeti, bu sabah yaptığı açıklamada vefat sayısının bini aştığını ve 2 binden fazla yaralı olduğunu duyurdu.

Ancak USGS analizi, olası vefatların 10 bin ila 100 bin kişi arasında olma ihtimalinin yüzde 35 olduğunu kaydetti.

USGS benzer bir olasılıkla maddi zararın on milyarlarca doları bulabileceğini belirterek, bunun Myanmar’ın GSYH’sini geçebileceği uyarısında bulundu.

Aoz2

“YANAL ATIMLI” FAY

University College London’da (UCL) görevli jeofizik ve iklim tehlikeleri uzmanı Bill McGuire, ilk depremden kısa süre sonra 6.7 büyüklüğünde bir artçı depremin meydana geldiğini ve daha fazlasının beklenebileceğini ifade etti.

Imperial College London’da (ICL) görevli tektonik uzmanı Rebecca Bell, bunun Sagaing Fay Hattı’nda yanal bir “doğrultu atımı” olduğunu belirtti.

Bu fay hattı, batıdaki Hint tektonik levhasının Güneydoğu Asya’nın büyük bir kısmını oluşturan Sunda levhasıyla birleştiği noktada yer alıyor. Ölçek ve hareket açısından Kaliforniya’daki San Andreas Fay Hattı’na benzer bir yapıda.

Bell, “Sagaing fay hattı oldukça uzun, 1200 kilometre ve çok düz. Fay hattının düz yapısı depremlerin geniş alanlarda kırılabileceği anlamına geliyor ve fayın kaydığı alan ne kadar büyükse deprem de o kadar büyük oluyor” şeklinde konuştu.

Bu tür durumlarda depremlerin özellikle yıkıcı olabileceğini ekleyen Bell, sarsıntının yüzeye yakın bir derinlikte meydana gelmesi nedeniyle, sismik gücünün üstteki yerleşim yerlerine ulaştığında çok az dağıldığını belirtti.

Bell, bunun yüzeyde önemli derecede sarsıntıya yol açtığını söyledi.

vj40X3u02kGaVILJPrqR5A

“BETONARME YÜKSEK BİNALARDA MEYDANA GELEN YAYGINLAŞMA”

Myanmar, geçmişte de şiddetli sarsıntılarla karşı karşıya kaldı.

İngiliz Jeoloji Araştırmalar Kurumu’ndan sismolog Brian Baptie, geçtiğimiz yüzyılda, 1956 senesinde Mandalay yakınlarında meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem dahil, 6 ve üzeri büyüklükte 14’ten fazla sarsıntı meydana geldiğini belirtti.

Londra Royal Holloway Üniversitesi yer bilimleri bölümünden Ian Watkinson, son yıllarda değişen şeyin “betonarme yüksek binalarda meydana gelen yaygınlaşma” olduğunu vurguladı.

Myanmar uzun yıllardır süren çatışmalarla sarsılıyor ve bina tasarımına ilişkin yaptırımların uygulanma düzeyi düşük.

Watkinson, “Önemli bir nokta olarak, Sagaing Fay Hattı boyunca meydana gelen önceki 7 veya daha büyük sarsıntılar sırasında Myanmar nispeten daha az gelişmişti ve çoğunlukla az katlı ahşap çerçeveli binalar ve tuğladan yapılmış dini yapılar bulunuyordu” dedi.

“Günümüzdeki sarsıntı, modern Myanmar’ın altyapısının büyük şehirlerine yakın, büyük, yüzeye

bir sarsıntıya odaklanıldığında ilk meydan okumadır” şeklinde konuştu.

Baptie, Myanmar’da en az 2,8 milyon insanın depremden en çok etkilenen yerleşim yerlerinde olduğunu ve pek çok kişinin deprem tehlikesine açık tahta ve takviyesiz tuğla duvarlardan yapılmış yapılarda yaşam sürdüğünü dile getirdi.

YIERWSwmrE APGPHLz21pQ

“DEPREMLER ÖLDÜRMEZ, ALTYAPI ÖLDÜRÜR”

UCL’de afet azaltma dalında uzman olan Ilan Kelman, “Süregelen deyiş ‘depremler insanları öldürmez, çöken altyapı öldürür’ şeklindedir” dedi.

Hükümetlerin planlama düzenlemelerinden ve yapı standartlarından sorumlu olduğunun altını çizen Kelman, “Bu kötü vaziyet, Burma/Myanmar hükümetlerinin depremden çok önce yapmadıkları ve deprem esnasında hayat kurtaracak olan öğeleri gün yüzüne çıkarıyor” diye ekledi.

Komşu ülke Tayland’da da şiddetli sarsıntılar yaşanmış, yapımı devam eden 30 katlı bir gökdelen tozlu bir beton yığınına dönerek çalışanları enkaz altında bırakmıştı.

fEr5 tDr7E6EWUGyjjOOgQ

“GEVŞEK ZEMİN SARSINTIYI KUVVETLENDİRİYOR”

ICL’nin inşaat ve çevre mühendisliği bölümünden Christian Malaga-Chuquitaype, Myanmar’daki merkez üssünden yaklaşık 1000 kilometre uzakta olmasına rağmen Bangkok’taki zemin yapısının kent üzerindeki etkiye katkıda bulunduğunu belirtti ve sözlerine şunları ekledi:

“Bangkok aktif faylardan uzak olsa da gevşek zemini sarsıntıyı kuvvetlendiriyor” dedi. “Bu hal uzak depremler sırasında bilhassa yüksek katlı binaları etkiliyor.”

Malaga-Chuquitaype, Bangkok’ta “düz döşemeleri” tercih eden inşaat yöntemlerinin – zeminlerin, sadece ayaklarla desteklenen bir masa gibi, güçlendirici kirişler kullanılmadan yalnızca sütunlarla tutulduğu – “riskli bir tasarım” olduğunu vurguladı.

Bangkok’ta çöken kule bloğunun ilk görüntü incelemesinin bu çeşit bir inşa usulünün kullanıldığını gösterdiğini de ifade ederek, “Depremler sırasında kötü bir performans sergiliyor, genellikle dayanıksız ve bir şekilde çöküyor” dedi.

noKadFksnk B5m4lAo8PHw

UCL’den felaket riski modelleme uzmanı Roberto Gentile, Bangkok’taki kule bloğunun “ani çöküşünün” kentteki diğer yüksek yapıların geniş kapsamlı bir değerlendirme gerektirebileceği anlamına geldiğini belirtti.

Bangkok belediye yetkilileri, 2 binden fazla hasar bildiriminin ardından yapıları güvenlik açısından denetlemek üzere 100’den fazla mühendis görevlendireceklerini duyurdu.

gv5mkPwX80KRI iWqN97jw
Bu Makaleyi Paylaş
Yorum yapılmamış