Birleşmiş Milletler destekli Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komitesi, son yayınladığı raporda İsrail’in Gazze’deki temel üreme merkezini kasten hedef aldığını ve tahrip ettiğini, aynı dönemde gebelik, doğum ve bebek bakımı için gerekli ilaçların bölgeye sevkiyatını engellediğini ifade etti.
Komisyon raporunda, İsrailli yetkililerin “cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerinin sistematik olarak ortadan kaldırılması yoluyla Gazze’deki Filistinlilerin üreme yeteneğini bir grup olarak yok ettiğini” tespit etti.
İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye yönelik saldırıları esnasında, bunun “iki farklı soykırım eylemi” anlamına geldiği belirtildi.
El Cezire’nin haberine göre, raporda Gazze’deki doğum hastaneleri ve servislerinin yanı sıra bölgedeki ana tüp bebek merkezi olan El-Basma Tüp Bebek Merkezi’nin de planlı bir şekilde yok edildiği vurgulandı.
Merkezin, Aralık 2023’te kasten bombalandığı ve her ay 2 bin ila 3 bin hastaya hizmet veren klinikte yaklaşık 4 bin embriyonun zarar gördüğü belirtildi.
“DOĞUMLARI ENGELLEMEK AMACIYLA YAPILDI”
Komisyon, İsrail’in iddia ettiği gibi, binanın askeri amaçlarla kullanıldığına dair ikna edici bir kanıt bulamadı. Yıkımın “Gazze’deki Filistinliler arasında doğumları durdurmaya yönelik bir tedbir olduğunu ve bunun bir soykırım eylemi olduğunu” kaydetti.
Associated Press (AP) haber ajansının bildirdiğine göre Komite üyesi Chris Sidoti, Cenevre’de gazetecilere yaptığı açıklamada, “Raporumuz, İsrail’in Filistinlilere karşı cinsel, üreme ve diğer cinsiyete dayalı şiddet türlerini artan bir şekilde kullandığını, bunun da onların kendi kaderini tayin hakkını baltalamaya yönelik daha geniş bir çabanın parçası olduğunu gösteriyor” dedi.
“BİR UYARI NİTELİĞİNDE OLMALI”
Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü, komite raporunun ilgili tüm devlet ve kuruluşların Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki sorumluluklarını yerine getirmek için sadece sözde kalmamaları, aksine acil olarak harekete geçmeleri için bir uyarı çağrısı olması gerektiğini belirtiyor.
İsrail’in işlediği ihlaller karşısında süregelen eylemsizliğin “Gazze Şeridi’nde devam eden soykırım suçuna doğrudan veya dolaylı olarak katkıda bulunduğu ve bu nedenle yasal ve ahlaki olarak kabul edilemez olduğu” vurgulandı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Vicdan sahibi birçok insan, yetkili bağımsız kuruluşların rapor ve tavsiyelerinin sürekli olarak göz ardı edilmesi ve devletlerin siyasi çıkar ve düşüncelerini etik ve hukuki yükümlülüklere tercih etmesi nedeniyle uluslararası sisteme ve adalet ve eşitlik prensiplerine olan inancını kaybetmiştir.”
Daha önce Uluslararası Af Örgütü de BM kurulunun “sarsıcı bulguları” ışığında Filistinlilerin korunması için tüm dünyaya “ivedi hareket” çağrısında bulunmuştu.
NETANYAHU’YA GÖRE “ABSÜRT İDDİALAR”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise BM soruşturmasının “saçma iddialar da dahil olmak üzere asılsız ithamlar” içerdiğini iddia etti.
AP’nin aktardığına göre Netanyahu, bağımsız uzmanlardan oluşan grubu görevlendiren BM destekli İnsan Hakları Konseyi’ni “antisemitik, yozlaşmış, terörist destekçisi ve alakasız bir organ olduğu uzun zaman önce ortaya çıkmış” bir “İsrail karşıtı sirk” olarak nitelendirdi. Açıklamasında bulguların kendisine yönelik olmadığını belirtti.


