
Çorum’da hayatını sürdüren 74 yaşındaki leblebi üstadı Yaşar Bodur, babasından edindiği zanaatı 66 senedir devam ettiriyor. Babasının yanında stajyer olarak işe başlayıp leblebi üretimini öğrenen Bodur, 66 senedir alışılagelmiş yöntemlerle leblebi imal ediyor.

Zanaatını bir sanat dalı şeklinde tanımlayan Bodur, senelerdir bildik usullerle yaptığı leblebilerle ağızları tatlandırıyor. Zanaatını oğlu Osman Bodur’a emanet ederek Çorum’un geleneksel el sanatını geleceğe taşımak istediğini belirten Bodur, leblebinin zorlu üretim sürecini aktardı.

“Nitelikli bir ürün elde etmek için o ürünün doğal bileşenine çok özen göstermeliyiz”
Leblebileri babasından öğrendiği şekilde, hiçbir değişiklik yapmadan yaptığını ifade eden Yaşar Bodur “Leblebicilik atadan kalma bir sanat olmasından dolayı takriben 66 senedir bu sanatın içindeyim.

Geçmişte nohutun leblebiye dönüşmesi için hangi aşamaları yapıyorsak yine günümüzde aynı aşamaları yapıyoruz. Öncelikle Leblebi için en iyi nohudu tedarik etmemiz gerekiyor. Nitelikli bir ürün elde etmek için o ürünün ham maddesine çok ehemmiyet vermeliyiz. Biz de nohutun leblebiye dönüşmesi evresinde en iyi ve nitelikli nohut çeşidini seçiyoruz. Nohudu 1 defa kavurmamız gerekiyor. Kavurma süreci bittikten 5 yahut 6 gün sonra tekrar kavurmamız gerekiyor. Eğer hasat döneminden hemen sonra nohut işlenirse 3. defa kavurma süreci gerekebilir.

Nohutun işlendikten sonra minimum 20 gün ortalama 30 gün yayılması gerekiyor. Leblebinin kavrulma sürecindeki amaç nohut pişirilmesini ve iç hacminin daralmasını sağlamaktır. Kavurma süreciyle birlikte nohut doğal haline kıyasla daha da sert bir hale gelir. Nohut kavrulma sürecine hazırlanırken ortalama 2 saat ıslanmış kalması gerekir. Kabuk soyulma sürecinde işçilik hatası olmaması için ıslanmış nohudu 20 saat sonra eleme sürecinden geçirmek gerekiyor. Nohutun leblebiye dönüşmesi için olmazsa olmaz ocağımızı yakarız ve bu sayede belirli bir ısıya gelmesini sağlarız. Tavanın kapasitesine göre 5 yahut 6 kilogram nohut boşaltılır. Islanmış ve elenmiş nohut uygun bir şekilde ısınana kadar karıştırmak gerekiyor. Kızartma sürecini yaptığımız tavanın iç kısmı keskiyle açılmış dişler sayesinde kabuğun soyulmasına ve zarar görmesine yardımcı olur. Bu yapılan süreç yaklaşık 8 yahut 10 dakika sürer. Kızartma süreci yapılırken tavanın içindeki dişler yanık çizgisi meydana getirerek leblebinin üzerinde nokta nokta olmasını sağlıyor. Leblebinin içinde rutubet kalmazsa ve iyi bir ambalajlamayla ortalama 1 yıl taze kalabilir. Leblebinin değişim sürecinde hiçbir kimyasal madde kullanılmadığından dolayı birçok gıdaya alerjisi olan bireyler leblebiyi gönül rahatlığıyla tüketebilirler. Çeşitlilik olarak tuzlu, acılı, soslu, portakallı, kahveli, kapuçinolu isteğe bağlı çeşitler de yapılabilir. Üretimini yaptığımız ürünlerin kalitesini kendimiz de bakarak anlayabiliyoruz. Tüketici alacağı ürünü tatması gerekir” şeklinde konuştu.

“ZANAATIMI YAŞATMAK İSTİYORUM”
Zanaatını oğluna bırakmak istediğini söyleyen Bodur, “Babam, ‘kardeşin leblebicilik yapsın, sen de başka bir zanaat öğren’ diyerek terziliğe gönderdi. Yaklaşık 3 buçuk ay terzi çıraklığı yaptım. Esnaflık adabı, esnaflık terbiyesi ve ahlakını orada görmüş oldum. Daha sonra leblebi imalatını yapabilmek için eve ocak kurdum ve tam bir sene içinde okula gidiyordum. Babama yardımcı olarak adeta sanatın içinde doğmuş gibi oldum. Sanat benim kaderimde vardı, ben sanatın içine doğdum. Leblebinin ülkemize ait olması, tarihi yapısının olması ve tüketiliyor olması nedeniyle zanaatımı çok seviyorum. Büyük bir gayem yok, ben zanaatımı yaşatmak istiyorum. Gerçek bir leblebi ustasının 2 yahut 3 tane zanaatı vardır. Benim de icra etmiş olduğum 2 tane zanaatım var. Yapmış olduğum bu işi babamdan bağımsız olarak askerden geldikten sonra nohudu leblebiye dönüştürebildim. Leblebi kilo aldırmaz, doygunluk hissi verir ve şişkinlik yapmadığı için en çok sade leblebi tercih edilir. İnsan sağlığına çok faydası olan bu zanaatı bizlere hediye eden geçmişlerimize şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.


