DOLAR 38,3191 % 0.04
EURO 43,7374 % 0.71
STERLIN 51,1408 % 0.51
FRANG 46,3459 % 0.5
ALTIN 4.104,40 % 0,13
BITCOIN 93.232,00 -0.01

Suriye Kıyıları: Huzursuz Suların Yükselen Gelgiti

Ahmed Eş-Şera, düzensizlik içindeki Suriye kıyı bölgelerinde birlik davetinde bulundu.

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
Suriye Kıyıları: Huzursuz Suların Yükselen Gelgiti

Suriye’de, devrilen eski lider Beşar Esad’ın güçlü kaleleri olarak addedilen sahil bölgelerinde şiddet hadiseleri sürerken Pazar günü bir bildiri yayınlayan geçici dönem yöneticisi Ahmed Eş-Şera, birleştirici bir çağrıda bulundu.

Yüzlerce bireyin, Lazkiye ve Tartus’taki ikametgahlarını terk ettiği belirtildi.

Bölgede yaşayanlar, yağmalama ve çocuklar dahil olmak üzere kitlesel katliamların yaşandığını ifade etti.

Sahil kasabası Banyas’ta ağırlıklı olarak Alevilerin yaşadığı El Kusur semti sakinleri, sokakların cesetlerle kaplı olduğunu aktarıyor. Tanıklar, çeşitli yaşlardaki erkeklerin de kurşunlanarak öldürüldüğünü belirtti.

İnsanlar Cuma günü pencerelerinden dışarıya bakmaya dahi çekiniyorlardı. İnternet erişiminde aksamalar yaşanıyordu. Ancak internete erişebildiklerinde, sosyal medya aracılığıyla komşularının ölümlerini öğrendiler.

Ayman Fares isimli bir şahıs, BBC’ye kısa süre önce cezaevine girmiş olmasının kendisini kurtardığını dile getirdi.

Ağustos 2023’te sosyal medya hesabında Beşar Esad’ı yozlaşmış yönetimi sebebiyle eleştiren bir video yayınlamıştı. Kısa bir süre sonra tutuklandı. HTŞ önderliğindeki kuvvetlerin Aralık ayında Esad’ı düşürmesinden sonra mahkumları serbest bırakmasıyla tahliye oldu.

El Kusur sokaklarına baskın yapan savaşçıların onu tanıdığını, bu nedenle ölümden kurtulduğunu söylüyor fakat yağmadan kurtulamamış.

Aracının çalındığını ve diğer evlere baskınlar yapıldığını belirtiyor.

‘Aileler evlerinde katledildi’

Fares, telefon görüşmemizde, “Yabancı uyruklulardı, aksanlarını yahut dillerini anlayamadım lakin Özbek veya Çeçen’e benziyorlardı” şeklinde konuştu.

“Yanlarında bazı Suriyeliler de vardı fakat resmi güvenlikten değillerdi. Katliamı gerçekleştirenler arasında birtakım siviller de vardı” diye ilave etti.

Fares, ailelerin kendi evlerinde katledildiğini, kadınların ve çocukların kanlar içinde olduğunu belirtti.

Anlattığına göre bazı aileler saklanmak için çatılara koştular ancak kurtulamadılar.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Lazkiye, Cebele ve Banyas sahil şehirlerinde 740’tan fazla sivilin öldürüldüğünü açıkladı.

Güvenlik güçlerinin 300 mensubunun ve Esad taraftarlarının çatışmalarda öldüğü belirtildi.

BBC vefat sayısını bağımsız olarak teyit edemedi.

Fares, Suriye ordusu ve güvenlik güçlerinin Banyas kentine ulaşmasıyla istikrarın sağlandığını ifade etti. Diğer grupları şehirden dışarı sürdüklerini ve ailelerin güvenli bölgelere erişmesi için koridorlar oluşturduklarını kaydetti.

‘Sünniler, Alevileri katliamdan korumak için çabuk davrandılar’

Adının açıklanmasını istemeyen bir başka Banyaslı olan Ali, Fares’in anlattıklarını doğruladı. Eşi ve 14 yaşındaki kızıyla El Kusur’da yaşayan Ali, güvenlik güçlerinin yardımıyla evinden kaçmış.

“Binamıza geldiler. Semtte çatışmaları ve feryatları işitiyorduk, çok korktuk . İnternete bağlandığımızda, sosyal medyadan ölümleri öğrendik. Fakat apartmanımıza geldiklerinde, sonumuzun geldiğini düşündük” şeklinde konuştu ve ekledi:

“Para istiyorlardı. Komşumuzun kapısını çalıp arabasını, parasını, evindeki tüm ziynet eşyalarını ve değerli eşyalarını aldılar. Ancak öldürülmedi.”

Ali ve ailesi, Sünni komşularına sığındı. “Senelerce Aleviler, Sünniler ve Hristiyanlar olarak beraber yaşadık. Böyle bir şeyi hiç yaşamamıştık” dedi.

“Sünniler, Alevileri katliamdan korumak için çabuk davrandılar ve şu anda resmi güçler düzeni sağlamak için şehirde.”

Ali, ailelerin, katliamı gerçekleştiren grupların mensupları Banyas’tan çıkarılıncaya kadar sığınacakları, çoğunluğu Sünni olan bir semtteki bir okula götürüldüğünü dile getirdi.

‘Alevi halkının çoğu Esad yandaşlarına karşı’

Silah bırakmayı reddeden Esad yanlılarının, Lazkiye ve Cebele sahil şehirleri civarında güvenlik güçlerine pusu kurmasının ve onlarca kişiyi öldürmesinin ardından şiddet hadiseleri Perşembe günü patlak verdi.

Esad’ın ordusunda eski tümgeneral Giyas Kısımla, yönetime karşı yeni bir başkaldırı başlattıve “Suriye’nin Hürriyeti için Askeri Şura”yı tesis ettiğini belirtti.

Silahlarını bırakmayı kabul etmeyen Esad’a bağlı eski güvenlik görevlilerinin, dağlarda bir direniş grubu oluşturduğu bilgisi de mevcut.

Fares, Alevi halkının birçoğunun Esad destekçilerine karşı olduğunu ve yaşanan vahşetten Kulla ve diğer Esad yandaşlarını sorumlu tuttuğunu ifade etti.

“Kan dökülmesinden fayda sağlıyorlar. Şu anda gereksinim duyduğumuz şey, resmi güvenliğin üstün gelmesi ve katliamları yapan faillerin yargılanması, böylece ülkenin güvenliği tekrar tesis edilebilir” şeklinde konuştu.

Ancak bazıları, geçici dönem başkanı Ahmed Eş-Şera’yı da suçluyor. Binlerce memur ve çalışanın işsiz kalmasına rağmen, Suriye’nin güvenlik, ordu ve polis teşkilatlarını belirgin bir strateji olmaksızın dağıttığını belirtiyorlar.

Bu kişilerden, özellikle polis teşkilatında görevli olanların bir kısmının, Esad dönemindeki katliamlarla hiçbir bağlantısı bulunmuyordu. Yeni yönetim ayrıca binlerce kamu personelini de görevden aldı.

Suriye nüfusunun %90’ının yoksulluk sınırının altında yaşaması ve binlercesinin işsiz kalması, ayaklanmaya uygun bir zemin hazırlıyor.

Suriye’de yaşanan olaylara ilişkin farklı görüşler bulunuyor. Daha geniş çevreler, sivillerin öldürülmesini şiddetle kınıyor.

Suriye’nin bazı bölgelerinde ‘cihat çağrıları da yapıldı

Şam’da, sahil şehirlerinde yaşanan şiddeti protesto eden gösteriler düzenlendi.

Ancak son iki gün içerisinde Suriye’nin çeşitli bölgelerinde “cihat” çağrıları da yapıldı. Banyaslılar, silahlı gruplara katılan bazı sivillerin de olduğunu dile getirdi.

Suriye nüfusunun çoğunluğunu Sünniler oluşturuyor. Son 13 yıldır Esad rejiminin zulmüyle karşı karşıya kaldılar. Bu durum, özellikle Alevi azınlığa karşı mezhepsel nefreti de alevlendirdi.

İnsan hakları örgütlerine göre, Esad döneminde Alevi güvenlik görevlilerinin, çoğunluğu Sünni olan binlerce Suriyelinin öldürülmesi ve işkence görmesinde rol aldığına dair kanıtlar mevcut.

Öldürülen asker ve güvenlik personeli genellikle Sünni toplumdan ve artık bazı Sünniler intikam istiyor. Ancak Suriye hükümeti, itidal çağrısında bulundu.

Eş-Şera şu anda, herkes için güvenliği sağlamakla sorumlu.

Onun iktidara gelmesine yardımcı olan bazı birlikler yetki alanında olsa da, bazı gruplar açıkça onun kontrolü dışında. Bu gruplar arasında radikal İslamcı olarak nitelendirilen yabancı savaşçılar da bulunuyor.

Suriye’yi güvenli ve demokratik bir geleceğe taşımak için birçok kişi, Eş-Şera’nın yabancı savaşçıların varlığına son vermesi ve geçmişleri veya inançları ne olursa olsun tüm Suriyelilerin haklarını koruyan bir anayasa sunması gerektiğini savunuyor.

Böyle bir anayasa için yasal çerçeve üzerinde çalışsalar da, şiddet yanlısı grupları kontrol altına almak ve yabancı savaşçıları göndermek büyük bir zorluk teşkil edecek.

YORUM YAP